admin

admin

09 Mayıs 2024 Perşembe

Sümer Dili

Sümer Dili
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sümerce Sümerlerin ana dili Güney Mezopotamyada M.Ö. 4000 yılında konuşuluyordu. Daha sonraları yavaş yavaş yerini konuşulan bir dil olarak M.Ö. 2000li yılların başına doğru Akatça’ya bıraktıancak Mezopotamyada M.S. 1. yüzyıla kadar kutsal şölensel edebi ve bilimselbir dil olarak kullanılmaya devam etti. Daha sonra ise bu dil 19. yüzyıla kadar unutuldu. Mezopotamyada konuşulan diğer dillerin aksine Sümerce izole diller sınıfındaydı ve döneminin ve çevresinin diğer tarihi dillerinden olan ve her ikisi de Semitik dillerden olan Babilce ile Asurca’dan oluşan Akatça’dan bile farklıydı.

Kronoloji
Yazılı Sümercenin kronolojisi birçok farklı dönemden olur denebilir:
Arkaik Sümerce – M.Ö. 3100-2600/2500
Eski ya da Klasik Sümerce – M.Ö. 2600/2500 – M.Ö. 2300/2200
Neo-Sümerce (Yeni Sümerce) – M.Ö. 2300/2200 – M.Ö. 2000
Geç Dönem Sümercesi – M.Ö. 2000 – M.Ö. 1800/1700
Post-Sümerce – M.Ö. 1800/1700 – M.Ö. 100
“Post-Sümerce” terimi dilin neslinin tükenmesinden sonra Babilliler ve Asurlular tartafından bir çeşit ayin dini olarak dini törenlerde ve sanatsal ve bilim amaçlarla kullanılmaya devam ettiği dönemdir. Her ne kadar bazı bilim adamları Sümercenin Güney Mezopotamya’nın küçük bir bölgesi olan Nippur ve çevresinde M.Ö. 1700 ‘e kadar konuşulmaya devam etiğini söyleseler de dilin neslinin tükenmesi kabaca M.Ö. 2000 yılında Mezopotamyada yeralan son Sümer devleti olan “Üçüncü Ur Hanedanlığının” yıkılışına denk gelir.
Nippur’daki geç dönem Sümercesi hattatlık (yazı) okulundan günümüze kalan birçok edebi ve Sümerce-Akadça çift dilli sözcük listelerinden ötürü çok şanslıyız. Dilin özellikle Akadça konuşan devletler tarafından özellikle yoğun bir şekilde resmi ve edebi dil olarak kullanılması durumu Geç dönem Sümercesi ile daha sonrasındaki dönem arasındaki ayrımının da anlaşılmasını sağlamıştır.

Henry Rawlinson’un 1835 yılındaki Behistum yazıtlarını bulmasından beri Akadça dilinde çivi yazısı ile yazılmış olan yazıtların büyük çoğunluğunun şifresi çözülmüştür. 1850 yılına gelindiğinde Edward Hincks (1792-1866) çivi yazısının Semitik olmayan bir dile ait olduğu kanısına varmıştı. Semitik dillerin yapısı sessiz harflerin dizilimiyle oluşurken çivi yazısının yapısı ise bunun aksine sesli harflerin sessiz harfler ile birleştirilmesinden meydana gelen heceli bir yapıdaydı. Ayrıca belli bir çivi yazı hecesinin açıklanmasına denk gelen hiç bir semitik sözcük bulunamıyordu.
Rawlison 1855 yılında Nippur Larsa ve Erech adlı güney Babil yerleşmelerinde Semitik olmayan yazıtlar bulduğunu duyurdu. Julius Oppert’e göre bulunan bu dil Mezopotamya’da Akadça’dan önce yeralmış semitik olmayan ve bir çeşit Turan diliydi ve çivi yazısını geliştirmişti.
Hincks 1856 yılında bu tercüme edilememiş dilin karakter yönünden sondan eklemeli bir dil olduğu yönündeki tartışmayı başlattı. Bu aşamada bazıları dili Scythic diye adlandırırken birçoğuda dili Akadça’dan ayrı görmüyordu. Bilinen “Sümer ve Akad’ın Kralı” başlığındna yola çıkan Oppert 1869 yılında bu dil için “Sümerce” adını önerdi. Eğer Akad krallığın semitik bölümü ise Sümer de büyük bir olasılık ile Semitik olmayan bölümüydü.
Ernest de Sarzec (1832-1901) 1877 yılında Sümer şehir Tello’da (Antik Girsu Lagash eyaletinin başkenti) kazılarına başladı ve Découvertes en Chaldée adlı çalışmasını Sümerce tabletlerin çevirileri içerecek şekilde 1884 yılında yayınladı.[1]
1888 yılında Pennsylvania Üniversitesi Sümer şehri Nippur’da kazılara başladı.
1889 yılında R. Brünnow’un Sümer İdeograflarının Sınıflandırılmış Listesi adlı çalışması yayınlandı.
Die sumerischen Familiengesetze (Sümerce Aile Kuralları) adlı yayını ile Sümerce-Akadça çiftdilli yazıları bilimsel olarak ilk kez yayınlamak şerefi Paul Haupt’a (1858-1926) aittir.[2]
Sümercedeki fonetik değerlerinin sayısının şaşırtıcı derecede fazla olması dilin anlaşılmasını dolambaçlı yollara sokmuştur. Paris’li oryantalist Joseph Havely 1874’de Sümercenin doğal bir dil olmayıp sadece ayinlerde kullanılan şifreli bir dil olduğu aaaini ortaya atmış ve ondan sonraki bir 10 yılı aşkın süre ileri gelen bilim adamları bu konu üzerinde tartışmışlardır öyleki ünlü bilim adamı Friedrich Delitzsch bile 1897 yılında bundan vazgeçene kadar 1885 yılından başlayarak bu aaai tam 12 yıl boyunca savunmuştur.
Paris’teki Louvre Müzesinde çalışmakta olan François Thureau-Dangin’in de özellikle Les inscriptions de Sumer et d’Akkad (Sümer ve Akdaların yazıtları) adlı yayını başta olmak üzere 1898 ile 1938 yılları arasında yayınladığı yayınların Sümercenin şifresinin çözülmesinde büyük faydası olmuştur.[3]
1908 yılında Stephen Langdon Sümerce ve Akadça kelime dağarcığındaki bu hızlı patlamayı Charles Virolleaud’un editörlüğünü yaptığı Babyloniaca’nın sayfalarında bir makaleyle özetledi[4]. Langdon bu makalede Bruno Meissner’in harika logogramlar üzerine olan yeni çıkmış kitabını yorumlamıştı.[5] Ancak daha sonra gelen blim adamları Langdon’un bu çalışmasını tamamıyla güvenilmez buldular. 1944 yılında daha dikkatli bir Sümerolog olan Samuel Noah Kramer Sümer Mitolojisi adlı eserinde Sümercenin deşifrsini daha detaylı ve okunaklı bir özet halinde sundu.[6][7]
Friedrich Delitzsch 1914 yılında Sümerce Gramerin Temelleri ve Sümerce Sözlük adlı eserlerini yayınladı. Delitzsch’in öğrencisi olan Arno Poebel de 1923 yılında aynı başlıkla bir Sümerce Gramerin Temelleri adlı bir eser yayınladı ve bu kitap ondna sonraki 50 yıl boyunca Sümerce okuyan öğrencilerin standart kaynağı durumunu geldi. Poebel’in bundan daha öncesinde 1909 yılında Nippur Babil’deki kazılarından elde ettiği sonuçları yayınladığı ve Pennsylvania Üniveristesi tarafından basılan The Babylonian Expedition başlıklı bir kitabı da vardı.[8]
Poebel’in oluşturduğu gramer en sonunda 1984 yılında Marie-Louise Thomsen’in The Sumerian Language An Introduction to its Hitory and Grammatical Structure (Sümerce Tarih ve Gramer Yapısına Giriş) adlı çalışmasıyla yer değiştirdi.[9]
Sümerce çevirinin ne kadar zor olduğunu Chicago Üniverisitesi Oryantalizm Enstitüsünden Miguel Civil’in bira yapımı ile ilgili bir tableti çevirisinden aldığımız şu alıntılarla anlayabiliriz:
“Önceki iki deneme olan J.D. Prince’in 1919’daki ve M. Witzel’in 1938’teki denemelri dişe dokunur bir sonuç vermekten uzaktaydı. Henüz daha ilk yılında olan bir Sümerce öğrencisinin çevirebileceği kadar basit olan geniş bir yaygının üstüne soğuması için fırınlanmış maltı yayan sensin cümlesi önce “Kudretli ve yüce güçleri olan şimşeklerin asıl yaratıcısı” şeklinde Prince ve “stärkest du mit dem Gugbulug(-Tranke) den Gross-Sukkal” [“Büyük Sukkal Gugbulug (içki)’ı güçlendiren sensin”] şeklinde Witzel tarafından çevrilmişti.”[10]
“50’li yıllar boyunca yapılan şu iki gelişme Sümer yazınının daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Birincisi Chicago’da Benno Landsberger’in Sümer Lexiconu için malzemeler’i yazıyor olması ve ikincisi ise benim 1963’ten önce çalışıyor olduğum Philadelphia’da Samuel Noah Kramer’in Philadelphia İstanbul ve Jena’daki mümkün olduğunca çok tableti bilim adamları için olanaklı hale getirmekle meşgul olmasıydı.”
Landsberger Sümerce bilgimizi geliştirmemize büyük katkısı olan eski Babil döneminden kalma çift dilli Sümerce-Akadça sözcüksel tabletleri yayınlamak için çalışmıştır. Yine Kramer ve Tholkild Jacobsen de Sümerceyi anlamamız için birçok Sümerce çeviri yayınlamışlardır.
Çivi yazısının çevirisi işlemi öncelikle bir epigrafistin toprak tabletler ya da taş yazıtlar üzerindeki şekilleri çizerek bir kağıda aktarmasıyla başlar. Tüm epigrafistler aynı oranda güvenilir olmadığı için bir bilim adamı bir yazının çevirisi üzerinde çalışırken üzerinde çalıştığı güncel tablete karşılık gelen önceden basılmış çevirileri karşılaştırır ve özellikle kırılma ya da hasarlanmadan doğan gözden kaçmış bir işaretin olup olmadığını ve farklı bir şekilde değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine karar vermeye çalışır.
Yazı sistemleri arasındaki çeviri işlemi çivi yazısının bulunduğu biçemden bir başak yazı sistemine çevrilmesidir. Konunun içeriğine göre bir çivi yazısı sembolü her biri Sümerce konuşma dilindeki bir sözcüğe denk gelen olası birçok logogramdan birinin belirttiği bir hece (S SSz SzS ya da SzSSz) anlamında ya da bir uğraş veya yer anlamında (Bir semantik kategorininin işaretleyisi olarak) olacak biçimde okunabilir.[11] Bazı Sümer logogramları birden fazla çivi yazısı işaretiyle yazılmıştı. SI ve A işaretleri ile yazılmış olan ‘diri’ logogr******* sonra bu tür logogramlara diri-heceleme denildi. Bir çivi yazısı tabletinin başka bir yazı sistemine olan çevirisinde bir logogramı oluşturan alt sembollerin anlamları tek tek gösterileceğine tıpkı ‘diri’ kelimesinde olduğu gibi bileşke sembolün karşılığı gösterilecektir.

Sınıflandırma

Sümerce tarihte bilinen ilk yazılı dildir. Sümerce çiviyazıları daha sonra Akkad ve Elamlılar tarafından kullanılmştır. Ayrıca Hitit dili gibi hiyeroglifsel el yazılarına sahip Hint-Avrupa dillerine de uyarlanmıştır. Ugaritçe ve Eski Farsça gibi dillerin farklı ve kolay yazılış şekillerinin kökeni de logografik işaretler içermeyen Sümerce çiviyazılarına dayanır.
Sümerce bitişken bir dildir. Bu demektir ki Sümerce kelimeler birbirinden açıkça ayırt edilebilen bir dizi sonek ve biçimbirimden oluşur.

Sümer Dili

0

BEĞENDİM

ABONE OL