admin

admin

09 Mayıs 2024 Perşembe

Birleşmiş Milletler, İsrail ve Filistin

Birleşmiş Milletler, İsrail ve Filistin
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Avrupa’da Yahudilere yönelik Nazi’ler tarafından yapılan katliamlardan sonra kendilerine ait bir devlet kurma fikri daha da çok güçlenip, kendilerine vaat edilen topraklar olarak niteledikleri bölgede yaşamak için girişimlere başladılar.

Filistin’in İngiltere’nin himayesi altında bulunduğu sırada çok sayıda Yahudi bölgeye yerleşmiş ve toplam nüfusun 1/3’lük kısmını oluşturmaya başlamıştır.

Kurulacak olan İsrail devleti için ilk adımlar böylece atılmış oluyordu.

Artan Yahudi nüfus sonucunda Araplar, özellikle Filistinliler, büyük tepki göstermiş ve çıkan çatışmalarda sayıları yüzleri aşan karşılıklı ölümler gerçekleşmiştir.

Artık sorun içinden çıkılmaz bir hal aldığı sırada çözüm için devreye giren Birleşmiş Milletler, sorun için kurduğu özel komisyon ile barışı sağlamaya çalıştı.

Çözüm önerisi olarak artan Yahudi nüfus için toprakların büyük kısmının Yahudilere, diğer kısmının da Araplara bırakılmasını, Kudüs’ü de uluslar arası bir komisyona bırakmayı önerdi.

Yahudiler tarafından kabul edilen bu öneri Araplar (Filistinliler) tarafından reddedilmiştir.

Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen bu karar hiçbir zaman uygulanamamıştır.

İsrail’in kuruluşunun ardından Araplar ve İsrailliler arasında birçok savaş meydana gelmiştir.

Bu savaşların ardından İsrail, kurulurken sahip olduğu toprakları iki katına çıkarmıştır.

Her ne kadar Birleşmiş Milletlerin savaş sonucu toprak kazanımını reddeden kararı olsa da bu karar İsrail’i durdurmamıştır.

Böylelikle İsrail’in bu kural tanımaz tutumu daha kuruluşundan itibaren baş göstermiştir.

Araplar ile İsrailliler arasındaki ilk barış Mısır ile gerçekleşmiş, Mısır Arap dünyasının büyük tepkisini çekmiştir.

Kurulduğu günden itibaren umursamaz tavırlarına devam eden İsrail’in karşısında Birleşmiş Milletlerin bile etkisiz kalması düşündürücü.

Dünya’nın en önemli ve etkili örgütünün bu denli aciz olmasının sebebi ne olabilir?

Herkesin cevabını bildiği bu soru, dile getirilmemesinden ötürü hep bir soru işareti olarak durmaktadır.

Aslında ABD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde veto ettiği 77 kararın 42’sinin İsrail lehine olması cevabı ortaya koyuyor.

Yoksa bugün Libya için aldığı kararı hemen uygulamaya koyup harekete geçen Birleşmiş Milletler, nasıl olur da Filistin’de akıtılan bu kana, işlenen savaş ve insanlık suçlarına sadece kınama yayınlayarak ses çıkarmaktadır.

Yakın zamanda Pakistan temsilcisi tarafından Birleşmiş Milletlerde Filistin topraklarındaki İsrail yerleşkelerinin hukuksuz olduğunu dile getirerek, Filistin lehine bir karar çıkmasına ön ayak olmuştur.

Alınan karar sonucunda kurulacak bir komisyon Filistin topraklarında meydana gelen insan haklarına aykırı durumları araştıracaklardır.

Fakat İsrail alınan bu karar sonrası BM İnsan Hakları Konseyi ile bağlarını koparmış ve Konsey tarafından gönderilecek olan komisyonu Filistin’e sokmayacağını açıklamıştır.

İsrail’in bu gayri ciddi tutumu karşısında Birleşmiş Milletlerin daha somut adımlar atmasının vakti geldi de geçiyor. 60 yıldır süren bu kaos bir an evvel sona erdirilmeli.

Artık bu sorun “Filistin Sorunu” olarak değil “İsrail Sorunu” olarak kabul edilmeli.

Bosna’da 4 yılda zorla alınan karar gibi değil de, Libya’da süratle alınıp uygulanan bir karar ile bu kan, şiddet ve bir nevi soykırım artık durdurulmalı.

Birleşmiş Milletler, İsrail ve Filistin

0

BEĞENDİM

ABONE OL