İBRAHİM FAİK BAYAV
İlim ehli bir arkadaşım, Kur’an ayetlerini tefekkür ederken, günümüzdeki ‘ateizm’ hastalığı hatırına gelmiş. Yazmış düşüncesini bana göndermiş. Yazısını okudum ama düşüncesini tasdik etmediğimi kendisine bildirdim. Bugün Enam Suresi’nin 19’ncu ayetini tefekkür okudum.
Enam Suresi ayet 19. Birinci cümle:
”Kul; eyyü şeyin ekberu şehadeten? Kul; Allahü şehidün beyni ve beynekim”. Yani, şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür, diye sor? Sonra onlara de ki; Allah benimle sizin aranızda şahittir.
Bu ayet ifadesi, Hz. Muhammed’in içinde yaşadığı toplumun Allah’ı bildiğini gösteriyor. Sıfatları yönünden yanlış biliyorlardır; lakin Allah’ı biliyorlar. Bildikleri için, Hz. Muhammed, onların bildikleri Allah’ı kendisinin resul olduğuna şahit gösteriyor. Toplum fertleri, Allah’ı doğru bilmiş olsaydılar Hz. Muhammed’in risaletini kabul ederlerdi. Yanlış bildiklerinden Hz. Muhammed’in ‘şahit’ tuttuğu Allah’ı kendi bildiklerine benzetemediler.
Günümüzün ateistleri Allah’ı kabul etmiyorlar. Sebebi ne?
Ateistler, Allah’ı değil ‘Allah’ diye anılan varlığı kabul etmiyorlar. Belki ‘ilah’ diye gösterilen her şeyi ret ediyorlar. Sebebi, geçmişte, hem Hıristiyan güçlerin Allah adına ortaya koydukları engizisyondur… Hem, Müslüman güçlerin ”İla-yı Kelamullah” taassubuyla savaşa yeltenmeleri, fikri ve felsefi gelişmelerden uzak kalmalarıdır.
Enam 19. İkinci cümle:
”Ve ühıye ila haza el-kur’an li ünziraküm bihi ve men beleğa”. Yani, bu Kur’an, bana, sizi ve toplumdaki herkesi uyarmam için vahyedildi”.
Ayetin bu cümlesi, Hz. Muhammed’e, topluma böyle söylemesi gerektiğini ifade ediyor. O da emredildiği gibi topluma söylemiş. Peki söylem nasıl gerçekleşecek?
”haza el-kur’an” kelimesi’ni günümüzün Müslümanları evlerinde olan, açıp tilavet ettikleri, ok kere de sallana sallana okudukları Kur’an mushafı olarak anlıyorlar. Halbuki, ”haza’ işaret zamiri, o anda içinde sosyal hükümler bulunan ve birilence okunan kitabı işaret eder. Mekke toplumunda var olan ve bazı kişilerce okunan kitap İncil’dir. Çünkü, Hz. Muhammed’e vahiyle gelen istekler ve öneriler henüz yazılıp kitap haline gelmemiştir.
‘Nezire‘ نَذِرَ fiili, kötü bilinen şeyi yapmaktan kaçınma hareketidir. Ferdi zarara karşı ihtiyatlı oldurur. Bu fiilden türeyen ‘Enzere’ اَنْذَرَ fiili ise, kötü sonuç getirecek hallerden fertleri sakındırma davranışıdır. Bu davranış, belirlenmiş kuralların duyurulmasıyla mümkündür. Kurallar o anda ‘İncil’ adı verilen kitabın içindedir. Hz. Muhammed ‘bihi‘ (o İncil ile) uyarma görevini yürütecektir. Toplumun, Allah’ı yanlış bilmesi, İncil okuyanların, Allah’ı yanlış anlatmalarından kaynaklanıyordu.
Enam 19. Üçüncü cümle:
”E inneküm le teşhedüne enne mea allahi aliheten uhra?”. Yani, siz ilahları Allah ile beraber şahit mi tutuyorsunuz?”.
Bu ifade, Allah’ı bilen kişilerin, Allah’ı ilahlardan bir ilah sandıklarını gösteriyor. Ayet cümlesinden anlaşıldığına göre, toplum, Hz. Muhammed’in risaletini diğer ilahların onaylamasını bekliyor. Burada anlaşılması gereken şu: Allahı ilahlardan bir ‘İlah’ sanan toplumun ilahları, çeşit tipteki putlar ve heykeller değildir; putların ve heykellerin arkasındaki güçlerdir. Halbuki o güçler, bilakis, toplum fertlerine, Hz. Muhammed’e inanmamalarını telkin ediyorlardı.
Batıl inancın cenderesinde kalmış kişilere uyarı yapılmasının zorluğu bellidir. Vahy ile Hz. Muhammed’e de uyarı gelir:
”Kul!.. La eşhedü!..” قُلْ لآ اَشْهَدُ Yani, sizin ilah bildiklerinizi kabul etmiyorum, de…
”Kul!.. İnnema hüve ilahün vahidün!.. قُلْ اِنَّما هُوَ اِلهٌ واحِدٌ Ve inni beriün bima tüşrikün”. Yani… O, ancak tek ilahtır, de… Şirke bulaştırdığınız şeylerle benim işim olmaz, de.
‘Beriün mimma tüşrikün’ بَرىءٌ مِمَّا تُشْرِكونَ kelimesi, tek hüküm sahibininin yanına getirilen ek veya yardımcıların olamayacağını belirtir. Allah’ın yanına ek eya yardımcı getirmeye alışanlar, köleciler, kadın satıcıları ve hak gaspçısı olanlardır. TEK ilah olarak zikredilen gücün hükmü, onların batıl ve bozuk sistemini iptal etmek ve ortadan kaldırmaktir. Hz. Muhammed, onların köleci ve hukuksuz anlayışlarından uzak duracak, hakkı yenenleri kendi safına çekip ‘küfür’ sistemini yıkacaktır.
İbrahim Faik Bayav
(08.03.2025 09:20)