OKTAY EROL
“Sözün gücü” olmalı dediğimde, kimsenin aklından “olmasın” diye bir söz geçtiğine inanmıyorum! Hem kim istemez ki, duyduğu sözler içten olsun/ yapılır olsun/ umut versin… Atalar, “güneşi balçıkla sıvamazsın” sözünü boş yere söylememiş! “Söz” ne olursa/ olsun, bir gün mutlaka “gerçeğin” ortaya çıkacağı, toplumsal devinimin de buna açık olduğu vurgulamıştır!
“İktidar” partisi AKP’nin yeni İl Başkanı Ozan Gülaçtı, bir buluşmada Ticaret Borsası’nın Adana ekonomisinde önemli bir yer tuttuğunu, başarılarının ortada olduğunu belirterek “çalışmalarınız bizlere güç kattığı gibi şehrimizin, bölgemizin ve ülkemizin kalkınmasına da güç katıyor” demiş! “Sözün gücü” dediğimizde; Adanalının, Adana’nın içinde bulunduğu olguların yaşamı biçimlendirdiği düşünüldüğünde değerlendirme ne denli “övgülü” olur; düşünün…
***
Algılar yaşamımızın bir parçası oldu… Adana Ticaret Borsası modern bir kompleks kazandırmış, parti yönetiminde borsadan üyeler varmış, işini iyi yapanlar başarıda yükseliyormuş, ortak amaç Adana’ya katkı sağlamakmış… Bunların hepsi güzel şeyler! Köprüler gibi, duble yollar gibi, tüneller gibi… Bu yapılanlardan yararlananlar kim, bölge yatırımcısının işini ne denli kolaylaştırıyor, bölge yatırımcısına ne denli kazanımlar sağlamış, bölgenin kalkınmasında “somut” göstergeler nelerdir?
Köprüler, duble yollar, tüneller gibi bedeli bilmeyenin/ görmeyenin/ geçmeyenin cebinden çıkan çalışmalar neyse, Adana Ticaret Borsası’nın çalışmaları da benzer biçimde! Orada bir kompleks var, kompleksten yararlanan yatırımcılar var, bunların çok kazananları da var, ancak bölgesel üretim her geçen gün komşu illerde yükselirken Adana’da düşüş var! Her geçen yıldan daha yoksul, daha işsizliği büyümüz, daha edilgen! Çalışmalar, Adana’nın kalkınmasına “güç” katıyormuş! “Sözün gücü” bu!
***
“Sözün” inandırıcı olduğunu düşünmüyorum! Ayıca, Adana’nın bu denli “bir başına” bırakılmasını yaşadıktan, “yoksulluğun/ işsizliğin” büyüdüğüne tanık olduktan sonra, “hiç kimseyi” şans olarak da düşünmüyorum! Seçilmişler bir “şans” olmaktan öte, Adanalı “onlar” için bir şanstır! Daha da genellemek gerekirse; ülkemizde hiçbir parti, hiçbir partinin yönetimi/ genel başkanı halkımız için “şans” değil, onların varlığı/ koltuğu/ şatafatı için “halkımız” şans!
AKP’nin yeni İl Başkanı Gülaçtı’nın birkaç konuşmasını izlemiştim belediye meclisinde, duyarlı/ saptaması yerinde değerlendirmelerini duymuştum! Ancak “muhalefet” olmayı yerinde yaptığınca, “iktidar/ vekiller/ destekçiler” konusunda değerlendirme yaparken “sözün gücü” anlamını yitiriyor kanısındayım! Bunu görmek için öyle uzaklara gitmeye, uzun boylu araştırmalar yapmaya, sormaya/ soruşturmaya da gerek yok; bugün yaşananların çıplak gözle izlenmesi yeter!
Bölgenin tarım emekçilerinin yaşadığı sorunları “gündemde” tutup, çözüm üretmesi gereken odalar/ dernekler; bugüne değin oluşan gelişmeleri “bayram havasında” alkışlamalarından ötürü bugün ekim alanları zorda, üreticiler birçok girdiyi sağlarken sıkıntı içinde… En son limon bahçelerindeki ağaçlar sökülüyordu! Peki, Adana’nın kalkınmasından söz ediliyor ya; bu sözü edilen adına “kalkınma” denilen olgunun örneği nedir, bölgede nasıl bir canlılık yaşattı, yoksulluk/ işsizlik için nasıl bir “etmen” oldu?
Adana’da yaşamını sürdüren, Adanalının erincini önemseyen, geçmişle/ gelecekten önce günümüz insanlarının gönencinin sağlanması gerektiğine inanan bir Adanalı olarak söylüyorum; “sözün gücü” olmalı!