Memorial Hastanesi Konsültan Hekimi Prof. Dr. Ayşe Altıntaş, erkeklere göre kadınlarda daha sık görülen Multipl Skleroz (MS) hakkında şu bilgileri verdi:
Multipl skleroz (MS), genç erişkinlerde görülen yani genellikle 20-40 yaş arasında başlayan bir hastalıktır. Beyin ve omuriliğimizi etkileyen bu hastalık, gençlerde engelliliğe yol açan sinir sistemi hastalıklarının en önemlilerindendir. Kadınlarda erkeklere göre daha sık rastlanmaktadır. Ülkemizde de kesin veri olmamasına rağmen 30 binin üzerinde MS hastası bulunduğu tahmin edilmektedir.
MS’in nedeni tam olarak bilinmiyor
Eldeki veriler, dünyanın bazı bölgelerinde hastalığın daha sık görüldüğünü göstermekte, (Örneğin kuzey Avrupa ülkeleri, Amerika’nın kuzey bölgeleri gibi) ve “acaba mikrobik bir ajan hastalığı başlatmakta rol oynuyor mu?” sorusunu gündeme getirmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalarda henüz “sorumlu bir mikrobik ajan” bulunamadı. MS hastalığının ortaya çıkmasında bağışıklık sisteminin önemli bir rolü olduğu bilinmektedir. Bu mekanizmanın ayrıntıları aydınlatılmaya çalışılmaktadır. Bağışıklık sistemimizin kendi vücut yapılarımıza-dokularımıza karşı reaksiyon gösterdiği ve sonrasında da sinir sisteminde harabiyet oluştuğu bilinmektedir.
Genler MS oluşumunda etkili mi?
Hastalığın gelişmesinde genlerimizin de rolü olabileceği düşünülmektedir. Ancak, henüz etken gen tanımlanabilmiş değildir. Genetik olarak birbirinin aynı olan tek yumurta ikizlerinden birinde MS gelişse bile, diğerinde gelişme riski %25 oranında saptanmaktadır. Bu da genlerin, hastalığın oluşumundaki tek neden olamayacaklarını göstermektedir.
MS sinir sistemini bozuyor
Eskiden sadece beynin ve omuriliğin ak maddesini etkilediği ve orada hasara yol açtığı düşünülen bu hastalığın, sinir hücresinin uzantısını ve hücrenin kendisini de harap edebildiği son bilimsel yayınlarda ortaya konmaktadır. Bu bilgiler de bize MS’in sadece “miyelin” olarak adlandırdığımız sinir kılıfını etkileyen bir hastalık olmadığını, daha yaygın etkilenmeye yol açan bir hastalık olduğunu göstermektedir.
Hastalık sinirlerimizin uzantılarının çevresini bir kılıf gibi saran “miyelin” dediğimiz yapının harabiyetine yol açmakta. Bu durumda da sinir hücrelerinden gelen emirler yeterince ve sağlıklı bir şekilde iletilemediğinden hastada ilgili fonksiyonlarda bozulma (güç kaybı, duyu kaybı gibi) ortaya çıkmaktadır.
Duyu kaybı, güç azalması ve görme şikayetleri belli başlı belirtiler arasında
Hastaların yarısına yakın bölümünde MS; kol ya da bacakta kuvvet azalması-güçsüzlük şikayeti ile başlamaktadır. MS’li hastalar yeni gelişen duyu bozuklukları, bulanık görme, denge bozuklukları, çift görme yakınması ile de bize başvurabilmektedirler. Her hastada başlangıç yakınmasının birbirinden farklı olabileceğini akılda tutmak gerekir.
Seyir hastalara göre farklılık gösteriyor
Hastalığın birbirinden farklı seyirleri olduğu biliniyor. Her hastada MS farklı bulgularla başlıyor ve seyirleri de birbirinden farklı olabiliyor. Bazı hastalarda ataklar şeklinde bulgular ortaya çıkıyor ve atak tedavi edildikten sonra hasta tam ya da kısmi düzelme gösterebiliyor. Buna “ataklarla seyreden tip MS” diyoruz. Bazı hastalarda ise hastalık ilerleyici tipte olabiliyor, zaman içinde giderek nörolojik tablo belirginleşiyor (“Progressif” ya da ilerleyici tip MS). Bunların yanısıra; belli belirsiz bulgularla seyreden ve kişide herhangi bir özürlülüğe yol açmayan bir MS tipi de mevcut (“Benign” yani iyi seyirli MS).
MS atakları gebelik döneminde azalıyor
MS’li bir kadının hamile kalması ve doğum yapmasında herhangi bir sorun yoktur. Gebelik döneminde genellikle hastalık ataklarının azaldığı, doğum sonrası lohusalık döneminde ise atak riskinin biraz arttığı bilinmektedir.
Kişiye özel tedavi için bilimsel çalışmalar sürdürülüyor
Hastalığın kesin tedavisi bilinmemekle birlikte, bu konuda yoğun çalışmalar sürdürülmektedir. MS hastaları atak dönemlerinde genellikle yüksek doz kortizon ile tedavi edilmektedirler. Bu tedavi genellikle 5-7 gün süreyle uygulanır ve mutlaka bir sağlık kuruluşunda kontrollü olarak yapılmalıdır. Ayrıca bağışıklık sistemi üzerine etkili, atak sıklığını azalttığı bilinen bazı tedaviler de hastanın durumuna göre seçilebilmektedir. MS’te onaylanmış tedavi seçeneklerinin tümü ülkemizde mevcuttur. Bunun yanısıra; deneysel çalışmaları sürmekte olan pekçok ilaç da bulunmaktadır. Hatta artık kişilere özel tedaviler oluşturma yolunda araştırmalar sürdürülmektedir.
Multipl Sklerozda kök hücre tedavisi henüz “Deneysel” bir tedavidir!
MS’te kök hücre tedavisi, hastalığın uzun süreli duraklatılmasını ve baskılanmasını sağlamak amacıyla “denenmekte olan” bağışıklık sistemini baskılayan bir tedavi yöntemidir. Bir başka deyişle bugün henüz “deneysel” bir tedavi niteliğindedir. Kök hücrelerin hastalık nedeniyle hasarlanmış alana ulaşıp, tamir edilmesini sağlayacağı ileri sürülmekle birlikte; bu konuda bilinmeyen pekçok nokta halen cevaplanmayı beklemektedir.
– Kök hücre transplantasyonu, bağışıklık sistemini baskılayıcı (immünsupressif) tedavilerle birlikte uygulanmaktadır. Bu da beraberinde ciddi riskleri (Ölümlere neden olabilmektedir) getirmektedir.
– Bu tedavinin halen kullanılmakta olan tedavilerden (mitoksantron gibi) üstün olup olmadığı henüz bilinmemektedir.
– Bu tedavinin;
Hangi MS’li hastalara uygulanacağı,
Hangi kök hücre çeşidinin kullanıma uygun olduğu,
Hastalığın hangi evresinde uygulanması gerektiği,
Tedaviyi hangi yolla uygulamanın en iyisi olduğu HENÜZ BİLİNMEMEKTEDİR.