MEKİN ŞAHİN
Türkiye aslında 45 yıldır demokrasi istemeyen güçlerin işgali altında. ABD’nin bizim çocuklar dediği generallerin darbesiyle başlayan işgal Türk halkının manevi değerlerini sarıyor.
Ülkemize özgü demokratik işleyiş tam anlamıyla bitirildi.
İstanbul’da çok yönlü ve geniş kapsamlı anti-demokratik uygulama ekonomiye verdiği zarara rağmen yapıldı. CHP’nin seçimle aldığı belediye yönetimleri, başkanları görevden alınarak hükümet kontrolüne geçirildi. Tutuklama nedeni olan gerekçeler dolaylı yollardan belge haline getirildi. Devlet ve kanun uygulayıcısı hukuk zembereği hareketiyle kurumları inceler, araştırır ve usulsüz işlem varsa kanunun kendine verdiği yetkiyi kullanır. Soruşturma sonucunu adli kurumlara yönlendirir. Savcılık dosya üzerinden kişilerin ifadesini alır. Suç ve suçlu olduğu tespit edilirse, kanunen yapılması gereken yapılır.
Ancak 19 Mart 2025 tarihli müdahale devletin hukuksal duruşuna zarar verecek, siyasal etkiyle yapıldı. Üç belediye başkanı ve mesai arkadaşları tutuklandı. 19 Mart 2025 siyasi darbesinin Türkiye tarihine iz düşümü olacak.
14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı ve genel seçim sonrası ekonomik darboğaz halkı canından bezdirdi. Alım gücü sürekli eriyen halk ilk tepkisini 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde gösterdi. AKP ilk defa ciddi seçim kaybı yaşadı. CHP ilk defa %37 oranında oy aldı. Seçim sonucunu ekonomik kriz yarattı. Ama CHP hemen erken seçim düğmesine basmadı. Halk bir anda şaşkınlaştı. CHP ve Özgür Özel’e tepki göstermeye başladı. Kendini yalnız hissetme duygusu içinde siyasete ve partilere karşı güvensizlik çığ gibi büyüdü. Kararsız seçmen sayısı %30’a çıktı. Oysa bir kıvılcım artık AKP ile yönetilmek istemeyen Türk halkının tepkisini çığ gibi büyütecekti. Sayın Özgür Özel normalleşme yönelişiyle 31 Mart 2024 tarihinde elde edilen halk desteğini kaybetmeye başladı. Siyasi süreç, ekonomik krize rağmen AKP lehine gelişirken bir anda Ekrem İmamoğlu fobisiyle hatalar yapmaya başladı. Ekrem İmamoğlu’nun her ağzından çıkan söze soruşturma açarken; Esenyurt belediye başkanlığıyla başlayan soruşturma ve görevden alınma girdabı Ekrem İmamoğlu’nu içine çekmesiyle önlenmez fırtına ortalığı kasıp kavurdu. İlk kıvılcımı İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri yaktı. Saraçhane ilk defa Türk halkının demokrasi mücadelesi sembol alanı oldu! Üniversiteli gençliğin yaktığı ateşle Türk halkı yeniden dirildi. Yaşama ve özgürlük isteğini dalga dalga Anadolu’ya yaydı. Gençliğin ve halkın yaktığı ateş CHP genel başkanı olmak üzere tüm demokrasi güçlerini sürecin içine çekti. Sokaklar özgürlük ve insanca yaşama isteğiyle dolup taşıyor.
Daha önceki makalelerde cumhurbaşkanlığı ve 2028 sürecini detaylı ve çok yönlü analizini yapmıştım. 2028 sürecini iç aktörlere bağlı değerlendirmenin eksik olacağını, dış aktörlerin temel etki olduğunun altını çizmiştim. ABD ve ittifakları Balkanlar başta olmak üzere Anadolu, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Uzak doğu coğrafyasının devlet yönetimlerini koordine etmekten vaz geçmeyeceğinin altını çizmiştim. Ülkedeki son gelişmeler tespitlerimi doğruladı. ABD ve ittifakları CHP belediye başkanlıklarına ve cumhurbaşkanı adayı olacağını ilan eden Ekrem İmamoğlu’na yapılan siyasi müdahaleye sessiz kaldı. Adeta destekler tavır gösterdiler.
CHP ve Özgür Özel yeni müdahaleyle karşı karşıya. CHP tarihinde olmayan iddiayla CHP’ne kayyum atama girişimleri. Erken Kurultay girişimiyle boşa çıkarma kararı alındı. Ama tehlike daha bitmedi. Gözü kararan yönetim amacına ulaşma adına ‘’mahkeme kararı’’ çıkartarak kayyum atayabilir. CHP yönetimi ve Özgür Özel’e bu durumda, CHP’ne yapılan saldırının amacını boşa çıkarmak düşer. Umarım CHP bir kayyum kararıyla karşılaşmaz. Olası karşılaşırsa süreci CHP kendi dünyasına top yekûn mücadele ruhu aşılanarak süreci lehine dönüştürür. Kurultay hangi tarihte olursa olsun seçilecek yeni yönetim ve genel başkan CHP iktidarını bütün engellere rağmen seçim zaferiyle inşa edecektir. Uyanış gençlik aşısıyla başladı!