Genel Başkan!

Genel Başkan!

ABONE OL
Nisan 7, 2025 16:37
Genel Başkan!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

MEKİN ŞAHİN

Genel Başkan!

Genel başkan kavramı, sosyolojik açıdan incelendiğinde farklı bağlamlarda anlam kazanır. Genel başkan, bir örgütün, partinin veya kurumun en üst düzey yöneticisi olarak liderlik eden kişidir. Bu kavramı sosyolojik açıdan üç ana eksende ele alabiliriz: otorite, liderlik ve toplumsal yapı içindeki rolü. 1. Otorite ve Meşruiyet Bağlamında Genel Başkan üç tür otoriteyle ilişkilendirilebilir:
Geleneksel Otorite: Aileden gelen bir liderlik ya da köklü bir kurumun başkanı olarak kabul edilir.
Karizmatik Otorite: Kişisel karizması ve etkileyici hitabet gücüyle toplum üzerinde güçlü bir etki yaratır. Yasal-Rasyonel Otorite: Kurallar ve hukuki süreçler çerçevesinde seçilir, modern devletlerde ve kurumsal yapılar içinde sık görülür. Siyasi partilerdeki genel başkanlar genellikle karizmatik ve yasal-rasyonel otoritenin birleşimiyle hareket eder. Halkın güvenini kazanmak için liderlik becerilerini sergilerken, aynı zamanda hukuki prosedürlere uygun şekilde yönetim sağlar. 2. Liderlik ve Sosyal Sermaye: Genel başkanlar, toplumda belirli bir ideoloji veya politik görüşü temsil eden sembolik figürler olarak görülür. Siyasi ve ekonomik bağlantıları güçlendiren kişiler olarak hareket eder. Toplumun belli kesimlerini mobilize ederek kolektif bir hareket yaratır. Siyasi ve ideolojik hegemonyayı sürdüren bir figür olarak görülür. Özellikle popülist liderler, medya ve sosyal ilişkiler aracılığıyla sosyal sermayelerini güçlendirerek toplum üzerinde etkili olur. 3. Genel Başkanın Toplumsal Yapı İçindeki Yeri Genel başkanlar, bir toplumun siyasal ve ideolojik yönelimlerini şekillendiren aktörlerdir. Egemen sınıfların ideolojisini yaymak için bir araç olabilir. Toplumsal hareketlerin liderleri olarak karşı-hegemonya yaratabilir. Siyaset dışı kurumlardaki (sendika, dernek vb.) genel başkanlar da toplumsal yapı içinde değişimi tetikleyebilir. Özellikle demokrasilerde genel başkanın rolü, sadece siyasi bir figür olmakla kalmaz; toplumun genel yönelimlerini, değerlerini ve ideolojilerini de belirler. Sonuç: Genel başkan kavramı, yalnızca bir unvan değil, aynı zamanda otorite, liderlik ve toplumsal yapıyı şekillendiren bir figür olarak görülmelidir. Siyasi, ekonomik ve kültürel dinamiklerle iç içe geçmiş bir kavramdır ve toplumun genel yapısını derinden etkileyebilir. Genel başkan hedefi dinamizme götüren başlangıçtır. Siyaseti kontrol altına alır ve ülkesini krizlerden, savaşlardan korur. Genel başkan verilen mücadelenin siyasi lideridir. İdeolojik, Siyasi ve örgütlenmenin önderi olarak partiyi, seçimlerin tüm aşamalarında temsil eder. Genel başkan her koşulda lider değildir. Lider aynı zamanda Genel Başkandır. Partinin en yetkin öncüsü olması hesabıyla doğal başbakan, doğal cumhurbaşkanı adayıdır. Şayet bir Genel başkan cumhurbaşkanı ya da başbakan adayı değilse yönettiği partiyi yönetemiyor anlamına gelir. O vakit Genel başkan istifa ederek, partinin önünü açar. Yeni genel başkan partiyi, halkı kucaklayarak, halkın iktidar süreci mücadelesini başlatır.
Siyasi partide belirleyici olan kim? Genel başkanımı, yoksa partileşme sürecini iktidara taşıyan halk mı? Sınıf iktidarını duvar ustası gibi ören ve mücadelesiyle çelikleşen ruhun doğumunu sağlayan halk mı! Halkın çok yönlü katkısıyla, genel başkanın çözümleri halka anlatan, destek isteyen sözleri bütünün iki önemli parçasıdır. Belirleyen halk, etkileyen genel başkan. Bu tespitin bize verdiği bir ders var. Verilen ders ışığında yeni şartların analizi yapılarak, sonucuna göre gereği yapılmalıdır. CHP kurmayları ve genel başkanı ısrarla Cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecini başlattı. Adayların 1600.000 seçmen üzerinden, ön seçimle seçileceğini söyledi. PM böyle bir karar almadı. Genel başkan açıklama yaptığı için, dün PM toplandı. Bir karar çıktı. Kararın kamu oyunda farklı bir yöne gitmemesi için, ön seçimle adaylığın Ekrem İmamoğlu adının çıkartılması için organize edildiği anlaşılmasın diyerek, çoklu isimle aday tespiti yapılması kararı çıktı. Bu seçimde çıkacak aday net. Ekrem İmamoğlu! CHP sosyal demokrat partidir. Ülke ve Türkiye halkının çıkarlarını en yetkili kurumlarında karar alır ve uygular. Bu yönüyle CHP kişilerin değil halkın partisi olma iddiasını daima koruyarak savunmuştur. CHP’de kişiler parti üstü değildir. Kişi parti iddiaları halka taşıyan dil ve görüntüdür. Genel başkan dil ve görüntünün en önde gelen kişisidir. Devlet başkanlığına yada başbakanlığa aday olacak kişide partinin genel başkanıdır! CHP yeniden açıldıktan sonra sosyolojik tanıma en uyumlu genel başkan Deniz Baykal oldu. Hiç bir Milletvekili, hiç bir belediye başkanı cumhurbaşkanı yada başbakan adayı ben olacağım diye çıkmadı. Çıkamadı. Aklından dahi geçirmedi. Çünkü Deniz Baykal liderliğe önü açık ve halka umudun kişi adı değil parti adı olduğunu bilen genel başkandı. Sayın İmamoğlu ve sayın Yavaş köken olarak sağ siyasi düşünce felsefesine sahip siyasetçilerdir. Sosyal demokrat kültürleri ve geleneği olmayan iki siyasetçi. CHP iki siyasetçiye kapılarını sonuna kadar açtı.
Ekrem beyi ilçe başkanı yaptı(!). Sonra ilçe belediye başkanı ve İBB başkanı yaptı. Mansur beyi iki dönem ABB başkanı yaptı. Kendileri kişisel durumlarını CHP üzerinde görüyorlarsa yanılırlar. O vakit CHP desteği olmadan bırakın cumhurbaşkanı adaylığını, belediye başkanı adayı olsalardı, sonucu görseler. Sonucun bu yönde olmasının nedeni, CHP’de genel başkanlık sorunu olmasıdır. Zaaflar var. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş doğan boşluğu basit manevralarla dolduruyorlar. CHP adayı genel başkan olmalıdır! Ekrem İmamoğlu yada Mansur Yavaş cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorlarsa; önce CHP genel başkanı olsunlar. Her iki isme karşıtlığım yok. Saygıda duyarım. Ama her şey ahlaki olacaksa, önce CHP genel başkanı olmalılar!
Özgür Özel ben CHP genel başkanı seçildim ve partinin en önemli görevini yapıyorum diyorsa cumhurbaşkanı adayı olmalıdır.
Sayın başkanlara bir kaç sorum var: Adalet ve yargının cılkı çıktığı bugünün Türkiye’sini hangi yönetim biçimiyle yöneteceksiniz? Faşizm yada demokratik cumhuriyet yönetimlerinden hangisiyle yöneteceksiniz!
Türkiye ekonomisi bitirildi. Siz bu bitişten, yeni doğuşu nasıl ve hangi ekonomi sistemiyle güçlü kılacaksınız! Ön seçim sistemini milletvekili, belediye başkanlığı ve diğer adaylıklarda hakim huzurunda yaparak, kontenjan uygulamasına son verecek misin! Gerçek manada genel başkan ve Türkiye’nin bilgi çağındaki umudu ve lideri olma mücadelesi verecekmişsiniz! Seçim yenilgisine ve kandırılmaya CHP dünyasının tahammülü kalmadı.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.





HIZLI YORUM YAP
teslabahis casinoport pashagaming betkom mislibet casino siteleri
istanbul eşya depolama