DENİZ Baykal sonrası CHP!

DENİZ Baykal sonrası CHP!

ABONE OL
Nisan 7, 2025 16:47
DENİZ Baykal sonrası CHP!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

MEKİN ŞAHİN

DENİZ Baykal sonrası CHP!

CHP yeniden açıldığı andan itibaren partileşme sürecini tamamlamadı. Kâğıt üzerinde yasalara uyan şema, program ve tüzük var. Programıyla, ortak diliyle ve çalışma tarzıyla halkı ayağa kaldıran örgütlü güç olmadı. Ancak hiyerarşik düzen, yönetim biçimi Deniz Baykal döneminde daha nitelikli. Söylemle eylem bir birbirini tamamlıyordu. Merkez yönetimi tek belirleyici olmakla birlikte, tabanın merkeze girişi iki kanaldan sağlanıyordu. Bu nedenle parti merkez örgütü, il ve ilçe örgütleri parti siyasetini belirlemede daha etkindi. Örgüt başkanları belediye başkanlarına yön verir ve görüşmek istediğinde belediye başkanı örgüt binasına gelir. Konu neyse örgüt binasında, örgütle değerlendirme yapılırdı. Sistemin bu işleyişinin temel nedeni Deniz Baykal ve ekibi partinin tabanından mücadele ederek gelen yöneticilerden oluşuyordu. MYK’da görev alan kişi Türkiye’de siyaset yapan her yerel CHP önderini bilir ve ona göre davranırdı. Her şeyden önce emeğe saygı vardı! Ancak 2003 yılı itibarıyla CHP’de sapmalar başladı. Popülizm, feodal siyasetle birlikte CHP yönetimine çöktü. Halkı ve tabanını kucaklayan CHP erimeye başladı. Çünkü her tür erozyon CHP’ni sardı sarmaladı. Sonuç kaset çıktı. 1960 sonrası Türkiye siyasetinin parlayan yıldızlarından biri olan Deniz Baykal karizması söndü. CHP’ni yeniden açan kadrolar dağıldı. Parti tabanında hiç emeği olmayan bir bürokrat kökenli milletvekili birdenbire CHP genel başkan oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu dönemi başladı. Kılıçdaroğlu ilk aday olduğu kurultayda ‘’ tabanın söz ve karar sahibi olacağını’’, yeni bir CHP yaratacağını söyledi. Türkiye demokratik laik cumhuriyet bir ülkedir, öyle kalacak dedi. Kürt sorununu çözeceğim dedi. CHP halkın umudu olacak dedi. Tam 13 yıl CHP’ni yönetti. Dediklerini yaptı mı: Taban söz ve karar sahibi oldu mu? Hayır. Aksine CHP tabanından koptu. İl ve ilçe örgütlerinin yaptırım gücü kayboldu. Emrah Kozay bu nedenle il başkanlığından istifa etti. SHP müteahhit etkisi altında parti konumuna düşmüştü. CHP yönetiminin merkez atamayla aday yaptığı, partinin gücüyle seçilen belediye başkanları il ve ilçe başkanlarının üzerinde konuma sahip oldu. Genel merkezin muhatapları belediye başkanları oldu. Kemal Kılıçdaroğlu yeni CHP yaratacağını söyledi. Evet YCHP’ni yarattı. Sol eksenden kaydı. MYK ve danışman görevlerine getirilen sağ siyasi kişilerin yönlendirmesiyle; kuruluş felsefesini terk etti. Etmekle kalmadı eleştirdi. Kürt sorununu çözeceğim dedi. Milletvekili dokunulmazlığı meclisten kaldırılırken 25 milletvekiliyle destek verdi. Yasanın AYM götürülmesini engelledi. Türkiye demokratik laik cumhuriyet olarak kalacak dedi. Yasa ve Anayasa değişmeden Türbanın devlet kurumlarının tümünde ‘’simge’’ olarak yer almasına sessiz kalarak destek verdi. CHP halkın umudu olacak dedi. Olmadı. 13
yıllık genel başkanlığı döneminde devleti yönetecek gücü CHP elde edemedi. CHP merkez yönetimi sadece önüne getirileni onayladı. 13 yılda en az 10 kez MYK değiştirdi. Dar, taban iradesini ret eden bir avuç insanın ayakları yere basmayan politik öngörüleriyle tabandan ve halktan kopuk CHP’ni yönetti. Üretim hedefleri olmayan, sadece sıcak para ve inşaat sektörü üzerinden ekonominin yarattığı, yoksulluk, işsizlik, açlık, çaresizlik, adaletin olmadığı, hukukun rafa kaldırıldığı, eğitimin bitirildiği, sağlığın vakıf ve özel sektöre teslim edildiği, ülkede patlıcan-soğan-patates krizinin yaşandığı bir dönemde 14 Mayıs milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi kaybedildi. Hemen arkasından değişim rüzgârı başlatıldı! Yeniden açıldığı günden beri seçim galibiyeti görmeyen CHP tabanı umutla ‘’değişim’’ iddiasına sarıldı.
Kurultay yapıldı. Özgür Özel genel başkan seçildi. CHP tabanı 4 ay sonra gelen yerel seçimle elde elde edilen başarıyla umudunun çıtasını yükseltti. Ancak Nisan’ın ilk haftasında hayal kırıklığına uğradı. ’’Normalleşme’’ çıkışıyla, AKP’nin önü yeniden açıldı. 13 yıllık Kemal Kılıçdaroğlu dönemi öyle yılgınlık yaratmıştı ki CHP’nin Türkiye genelindeki yerel önderleri, aktif üyeleri gözlerinin önündeki gerçeği görmedi. 1. Özgür Özel’in Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyguladığı tüm politikalarında desteği var. 2. Özgür Özel değişim iddiasıyla genel başkan adayı olarak hazırladığı mini kitapçıkta ne parti içi nede ülke sorunlarına çözüm getiren yeni yaklaşımlar yoktu. 3. CHP’ni kendinden önceki genel başkanlardan farklı yönetmiyor. Bir avuç arkadaş gurubuyla aldığı kararları önce kamuoyuna açıklıyor, sonra partinin yetkili kurullarına kabul ettiriyor. Cumhurbaşkanlığı aday tespitinde eğilim yoklamasını ön seçim diyerek kamuya açıkladığı gibi. 4. Partiyi Kemal Kılıçdaroğlu gibi yine belediye başkanları üzerinden yönetiyor. İl ve ilçe örgütlerinin yaptırım gücü çok zayıf. 5. Değişim yaptık dediği Tüzük, demokratik tüzük olmaktan uzak ve yönetim ergini tümüyle merkeze taşıyan Tüzük. Parti programı toplumsal uzlaşmadan uzak, çözüm denilen şeylerin ayağı yere basmayan eklettik varsaymalar. Değişen sadece PM ve MYK’da görev alan isimler. Dönüşen hiçbir şey yok. Taktiksel çıkışlar, halkın örgütlü gücü, mücadele ruhunun sokaklara taşınması çok sıkıntılı. İki belediye başkanı keyfi görevden alındı. CHP Türkiye’yi sokağa indiremedi. Tayyip Erdoğan CHP’deki kopukluğu ve eksikliği yaptığı testle görünce Ekrem İmamoğlu’nu zorlamaya başladı. Zorladı. CHP’nin en güçlü adaylarından biri olan Ekrem İmamoğlu baskıdan ve saldırıdan kurtuluşu CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmakta buldu. Böylece kurultay öncesi iddia edilen değişim anlaşması tamamlandı. Özgür bey genel başkan, Ekrem Bey Cumhurbaşkanı adayı olacak.
Neden böyle bir içerikli makale yazdım! Özgür Özel ve MYK, PM ülkedeki yönetimin faşizm olduğunu görmeli. Faşizm çıkarları neyi gerektiriyorsa öyle karar alır ve uygular. Ekrem İmamoğlu tehlikeyse ne yasa tanır, ne adalet ne siyasi kurallar bir yol yaratır ve önünü açar. Faşizmin tek korkusu örgütlü halk hareketleridir. Tüm stratejiler ve çalışma sistemi ona göre hazır edilmeli. CHP’nin hedefi
kişileri fetişizmi yerine devleti yönetecek gücü elde etmek olmalı. Faşizme karşı bir cephe, cephenin hedefi demokratik cumhuriyet, demokratik anayasa ve üretimin yeniden koordine edecek programı halka sunmak olmalı. Halk içinde örgütlü çalışmayla örgütlenmeli. İşte o vakit değişim ve dönüşüm olur! Ama şu an değişen dönüşen hiçbir şey yok. Yazık oluyor Mustafa Kemal’in kurduğu cumhuriyete. Türkiye ve Türkiye halkının beklemeye, CHP’nin hataya tahammülü kalmadı

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.





HIZLI YORUM YAP
teslabahis casinoport pashagaming betkom mislibet casino siteleri
istanbul eşya depolama