Sürekli zayıf görmeye alışık olduğumuz göz önündeki insanların başlattıkları “zayıf hamilelik” konusu kafaları karıştırmış durumda. “Hamilelik boyunca ne kadar kilo almak normal, fazlası ve azının ne gibi tehlikeleri var?” sorularını Op. Dr. Oktay Özçörekçi ile konuştuk.
Son yıllarda “zayıf hamilelik” konusu çok konuşulmaya başladı. Ebru Şallı’nın ardından Demet Şener de zayıf hamileler listesindeki yerini aldı. Onlara uymak isteyen anne adayları ise, kilo almamak adına bilinçsizce, bir uzman doktordan yardım almadan sıkı bir diyet programına başlıyorlar. Bu da, hem annenin hem de bebeğin sağlığını tehlikeye atmak anlamına geliyor. Diğer taraftan bunun aksi durumda da aynı tehlike söz konusu. Yani ne güzellik uğruna zayıf kalmak ne de tamamen kendini salıverip yemeklere kaptırmak doğru. Unutulmaması gereken en önemli nokta; hamilelik döneminde “kilolu” hissetmek ve kendini beğenmemek geçici bir durum.
Bir gebelik, annenin son regl tarihinin ilk gününden itibaren 28 günlük ay takvimi hesabıyla 10 ay (40 hafta ya da 280) gündür. Gebelik sırasında ortalama toplam 11-14 kilo alınmasına karşın, yalnızca bir kilo gibi küçük bir oranı “ilk üç aylık dönemde” alınır. Bunun 3-3,5 kilosu bebek ve eklerine (plasenta ve poş suyu), gerisi de her ay başına bir kilodan 10 ayda 10 kg. olarak anneye aittir.
İlk üç aylık dönemde, ceninin taslağı, tüm önemli yapıları ve organ sistemleri oluşur. 12. haftada cenin, ortalama 7 cm uzunluğunda ve 28 gr. ağırlığındadır. İkinci üç aylık döneme, “altın dönem” de denir. Bu dönemde, bulantı azalır, uyku düzelir, iştah artar. Buna bağlı olarak kilo artışı olur.
Gebelikte kilo artışının aşırı olmaması; gebelik öncesi ağırlığına bağlı olarak; yerleşmiş kilonun üzerine biraz daha fazla kilo binmesiyle şişmanlığın getirdiği yeme-acıkma, acıkma-yeme kısır döngüsü gebelikle beraber daha belirgin yaşanmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle, gebelik öncesi fazla kilolardan kurtularak hamileliğe başlanırsa, bu yeme-acıkma kısır döngüsünün önüne geçilebilir.
Zayıf hamileler, uzman kontrolünde gebelik öncesi fazla kilolarını atarak sağlıklı beslenip, bebek ve anne sağlığı için koruyucu bir programa tabi tutularak hazırlanıyorlar. Adeta bir sporcunun maratona hazırlanırken antrenör kontrolünde bilinçli olarak mücadeleye hazırlanması gibi. Bu anlatılanlara iki örnek; medyanın gözünün hep üzerlerinde olduğu ünlü mankenlerden Ebru Şallı ve Demet Şener.
Görsel basında değişimlerini izlediğimiz bu mankenler, gebelikleri öncesi fazla kilolarını atmaları bir tarafa, meslekleri uğruna fedakarlık yaparak kendi normal bedenlerinin de altına inip trend bir tabirle adeta “sıfır beden” olarak hamileliklerine başladılar. Mutlaka uzmanlar kontrolünde yapılması gereken bu sağlıklı az kilo alarak geçirilen hamilelik, doğum sonrası kilolarından kısa sürede kurtulmak için yardımcı olur. Ancak unutulmaması gereken; fazla kilo almamak uğruna hem annenin hem de bebeğin hayatını tehlikeye atmak kötü sonuçlar doğurabilir.