SEBO ŞEFİN MUTFAĞI
SEBAHATTİN ARSLAN
Selamlar sevgili okurlar,size güzel bi pazar günü diliyorum. Ramazan ayı devam ederken sizlere fırında karnıyarık ve ardından Ramazan ayının vazgeçilmez hafif bir tatlısı olan güllaç tarifi vereceğim. Şimdiden afiyet olsun.Adana Kozan’a, İstanbul’dan selamlar. 🙂
Karnıyarık Tarifi’nin Malzemeleri:
* 6 adet küçük boy patlıcan (büyük ise ikiye bölebilirsiniz)
* 2 adet orta boy soğan
* 1 adet domates
* 8 adet yeşil biber
* 4 diş sarmısak
* 1 yemek kaşığı salça
* sıvıyağ, tuz, karabiber, kırmızıbiber
* 200 gr çekilmiş et
Karnıyarık Tarifi’nin Yapılışı
Patlıcanları çizgili soyup, yarım saat yağ çekmemesi için tuzlu suda bekletin. İyice yıkadıktan sonra suyunu havlu ile çektirin ve az yağda kızartın. 6 adet biberide yağda kızartın. Daha sonra aynı tavada doğranmış soğanları kavurun, kıymayı ekleyerek bir müddet daha kavurun ve biberleri, küp küp doğramış olduğunuz 1 adet domatesi, tuzu, baharatları ekleyerek karıştırın. Üzerine bir çay bardağı su ekeleyerek 5 dk kaynatın. Tepsiye patlıcanlarım ortalarını keserek yerleştirin ve bu kesiklerden patlıcanın içine bastırarak iç malzemesine yer açın ve malzeme ile patlıcanları doldurun. Doldurduğunuz patlıcanların üzerine kalan 1 adet domatesi eşit büyüklükte olacak şekilde paylaştırın, birer tane sarmısak ve kızarttığımız biberlerden birer tane koyun.
Ayrı bir yerde 1 kaşık salçayı 1 kase sıcak suda ezerek patlıcanların aralarına dökün. Kıymalar çıkmasın diye üzerine dökmeyin. Daha sonra 170 derece de ısıttığınız fırına sürerek 20-25 dk pişirin. Dilerseniz bu işlemi pilav tenceresi gibi bir tencerede ocakta yapabilirsiniz. Aynı sürede tencerede de pişecektir. Afiyet olsun 🙂
Ana yemeğimizden sonra sırada Güllaçımız var,tarifime geçmeden önce kısaca size Güllaç’ın nasıl kültürümüzün bir parçası olduğunu ve Ramazan ayı denildiğinde ilk akla gelen tatlı oluşunun tarihçesinden bahsetmek isterim. Osmanlı Mutfağından günümüze gelen hafif bir tatlı olan Güllaç 15. yüzyılda mısır nişastası ile yapılan yufkaların kurutulmuşundan elde ettikleri yufkaları süt ve şekerle ıslatıp özellikle ramazanlarda yemek üzerine yedikleri tatlı olarak sunarlarmış. Zaman içinde içine gül suyunu ilave edince “güllü aş” adını verdikleri bu lezzet. Osmanlı döneminle sütlaç’a “sütlü aş” dedikleri gibi ismi oturan tatlı tariflerimizdendir. Güllaç, sütlü olduğundan iftardan sonra rahatlıkla yenebilecek, hazmı kolay ve hafif bir tatlıdır. Sarayda da bu özelliğiyle çokça tercih edilmiştir. Osmanlı Saray Mutfağı kitabındaki bilgilere göre, güllaç ilk kez saraya 1489 yılında alınmıştır.
Güllaç Tarifi’nin Malzemeleri:
– Yarım kutu güllaç yaprağı (200 gram)
– 1.5 litre süt
– 1.5 su bardağı toz şeker
– 150 gram ceviz
İsteğe bağlı: Gül suyu
Süslemek için:
Nar taneleri
File badem
Toz antep fıstığı
Sütün içine şekeri ekleyip, kaynayıncaya kadar karıştırarak pişirin. Kaynayınca altını kapatın ve el yakmayacak ısıya gelinceye kadar bekletin. Güllaç’a kaynar süt dökerseniz hamur olur. Süt çok soğuksa da, yapraklar sütü emmez. O yüzden tam arasını bulmanız lazım. Bir sıra güllaç yaprağını döşeyip, üzerini bir kepçe süt dökerek ıslatın. Güllaç yapraklarının parlak kısımları üst tarafa gelsin. Orta sıraya irice kıydığınız cevizleri de koyun, kalan yaprakları da koyun. Buzdolabında 1 saat kadar beklettikten sonra dilimleyip, ikram edebilirsiniz. İsterseniz gül suyunu sütün içine katabilirsiniz, isterseniz de güllacı ikram ederken üzerine gezdirebilirsiniz. Afiyet olsun 🙂
Sebahattin Arslan