Ter – terlemenin fizyolojik rolü

Ter – terlemenin fizyolojik rolü

ABONE OL
Nisan 11, 2024 18:07
Ter – terlemenin fizyolojik rolü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kendiliğinden ya da bir etki altında, deri yüzeyinde, renksiz, kendine özgü bir kokusu bulunan tuzlu bir sıvının (ter) oluşumu.

Ter, % 98-99,5’u su olan, özel kokulu, normal olarak renksiz, çok az yoğun bir eriyiktir. Yapısında klorürler, sodyum, potasyum, fosfatlar, sülfatlar, organik maddeler, üre, amonyak, ürik asit, laktik asit, yağ asitleri ve glikoz bulunur. Bileşimi beslenme biçimine göre değişir. Çeşitli vitaminlerin, özellikle B ve C grubu vitaminlerinin dışarı atılmasında normal bir yol olarak iş görür. Terin normal salgılanması 24 saatte yaklaşık bir litredir, ama bu miktar çok artabüir ve saatte birkaç litreye ulaşabilir. Ter. deriden ter bezleri tarafından salgılanır. İnsanda çok fazla sayıda (2-3 milyon) olan ve bütün bedende yaygın olarak bulunan ter bezleri iki kategoriye ayrılırlar:

Küçük yumak bezler; büyük yumak bezler. Küçük yumak bezler, baş ve tüm bedende, el ayası ve ayak tabanında bulunurlar. Büyük yumak bezlerse koltuk altmda, dış üreme organları ile meme başlarının çevresinde yerleşmişlerdir. Salgı kanalı düz bir kanaldır ve eğik bir gözenek biçiminde deriden dışarıya açılır. Dışkulak yolunda, bezler bir kıl düzeyinde açılırlar.

TERLEMENİN FİZYOLOJİK ROLÜ

Terlemenin fizyolojik rolü önemlidir; gerçekten de terleme, ısıyla ilgili düzenlemeyi yapan öğelerden biridir, organizmanın sıcaklığa karşı koymasına yardım eder. Terlemeye neden olan etkenler arasında özellikle kas çalışması, beden ısısmm yükselmesi (sıcak hava, sıcak banyo, ateş yükselmesi), heyecanlanma (korku), soluk tıkanması sayılabilir. Bazı uyarmalara karşı refleks olarak da terleme meydana gelebilir:

Bunlar arasında da bazı hastalıkların (siyatik, damla hastalığı) uyarmaları, derinin bölgesel olarak ısınması belirtilebilir. Terleme bazı hastalıkların teşhisinde bir belirti olarak da kendini gösterir: Sıtma nöbeti, zatürre krizi, safra vei sidik yollan enfeksiyonları, kan şeker düzeyi düşüklüğü (hipoglisemi) terlemeye neden olur. Terleme maltahumması, verem, ivegen eklem romatizmasının da bir belirtisidir. Kinin, aspirin. vb. bazı ilaçlar terlemeyi artırırlar. Yaşatkan sinir sistemindeki dengesizlik de terlemenin normal işleyişinde bozukluğa yol açar.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP