Israil’in kutsal terörünün önemli bir parçasini ise iskence olusturmaktadir 1967’den bu yana iki milyondan fazla Filistinli’yi isgal altinda yasamaya zorlayan Yahudi Devleti, bu Filistinlilerin muhalefetini kirmak ve onlari göçe ikna etmek için sistemli bir iskence politikasi uygulamistir
Yahudi Devleti’nin korkunç iskence yöntemleri, ilk kez Londra’da yayimlanan Sunday Times’in 1977 yilinda yayinladigi uzun bir arastirmada ortaya çikti Belgelenen vakalar, 1967’den itibaren on yillik Israil isgali sirasinda iskence gören kirkdört Filistinlinin durumlarini ortaya koyuyordu
Buna göre, Israil’in; Nablus, Ramalla, Hebron ve Gazze’deki hapishanelerinde, Kudüs’teki Rus sitesi ya da Moskoviya olarak bilinen sorgu ve gözalti merkezinde ve Yona, Ramle, Sarafand, Nafha gibi özel askeri hapishanelerde inanilmaz iskenceler uygulaniyordu Sistemli dayak disinda, Israillilerin kullandigi iskence türleri arasinda; cinsel organlara elektrik verme, tutukluyu çirilçiplak buzlu suya sokma, gözleri baglanmis olan tutuklunun üzerine özel egitilmis köpekleri saldirtma, vücudun degisik yerlerinde sigara söndürme, arkadan tecavüz, tirnaklarin ve saglam dislerin sökülmesi gibi yöntemler vardi Bazi tutuklularin kizlari da tutuklanmis ve bunlara babalarinin gözü önünde tecavüz edilmis, sonra da tutuklu kendi kiziyla cinsel iliskiye girmesi için zorlanmisti Bazi erkek tutuklularin cinsel organlarina ince cam çubuklar sokulmus ve sonra da bu çubuklar organin içindeyken iskenceciler tarafindan kirilmisti Erkek tutuklularin hayalarinin sikistirilmasi da çok kullanilan yöntemlerin biriydi Bu iskenceler sonucunda çok sayida Filistinli tutukluda kalici sakatliklar meydana geldi Çogunun cinsel fonksiyonlari sona erdi, görme ve isitme duyularini ve akli dengelerini yitirenler oldu Bu fiziki iskencelerin yaninda psikolojik yöntemler de vardi Siyasi tutuklular, kasten, Israil ordusuna çizme, kamuflaj agi, vb malzeme imal etme islerine kosuluyorlar, reddettiklerinde fiziki yöntemlere basvuruluyordu(3)
Sunday Times’in ortaya çikardigi bu vakalar, 1967-1977 yillari arasindaki iskence vakalariydi Ilerleyen yillarda da Israil’in kutsal terörü ve kutsal iskencesi sürdü Yalnizca 1987-1993 döneminde; Israil birlikleri tarafindan 1283 Filistinli öldürülmüs, 130472 tanesi hastaneye kaldirilacak derecede yaralanmis, 481 tanesi sürülmüs, 22088 tanesi gözaltina alinmis, 2533 ev mühürlenmistir (4) Gözalti ve tutukluluk sirasinda kullanilan iskence yöntemlerinin hangi boyutlara vardigini bilmek de mümkün degildir
Israil iskence gelenegi ile ilgili olarak en son 1995 Agustosunda ortaya bazi yeni bilgiler çikti Emekli Albay ve tarihçi Mose Givati, “Çöl ve Alevlerin Içinde” adli kitabinda, 1948, 1956 ve 1967’deki Arap-Israil savaslarinda Israil ordusunun savas esirlerine inanilmaz iskenceler yaptigini yazdi Buna göre, esir alinan Misirli askerlerin gözleri sigara ile oyulmus, cinsel organlari kesilerek agizlarina tikanmisti
Burada önemli olan bir nokta var Israil devlet aygiti, terör ve iskenceyi yalnizca pragmatik bir uygulama olarak degil, bunun da ötesinde kutsal bir misyon olarak görmektedir Israil’in terörü, Livia Rokach’in ifadesiyle, “kutsal” bir terördür Çünkü bu terör, yahudi dini kaynaklari tarafindan emredilir
Terörün “kutsalligi”
Eski Ahit’in Tesniye kitabinda, 7 Bap söyle baslar:
“Allahin Rab, mülk olarak almak için gitmekte oldugun diyara seni götürecegi ve senin önünden çok milletleri, Hittileri ve Girgasileri ve Amorileri ve Kenanlilari ve Perizzileri ve Hivileri ve Yebusileri, senden daha büyük ve kuvvetli yedi milleti kovacagi; ve Allahin Rab onlari senin önünde ele verecegi ve sen onlari vuracagin zaman; onlari tamamen yok edeceksin; onlarla ahdetmeyeceksin ve onlara acimayacaksin ve onlarla hisimlik etmeyeceksin; kizini onun ogluna vermeyeceksin ve onun kizini ogluna almayacaksin Çünkü sen Allahin Rabbe mukaddes bir kavimsin; Allahin Rab, yeryüzünde olan bütün kavimlerden kendine has bir kavim olmak üzere seni seçti”
I Samuel kitabi 15 Bap’in basinda ise su ayet yer alir:
“Ordularin Rabbi söyle diyor: Amalek’in Israil’e yaptigini, Misir’dan çiktigi zaman yolda ona karsi nasil durdugunu arayacagim Simdi git, Amaleki vur ve onlarin herseylerini tamamen yok et ve onlari esirgeme ve erkekten kadina, çocuktan emzikte olana, ****den koyuna, deveden esege kadar hepsini öldür”
Ayetlerde geçen Hittiler, Yebusiler, Amalekler gibi kavimler, M Tevrat’in yazildigi dönemlerde Ortadogu’da bulunan toplumlardir Bu nedenle bu ayetlere (ve M Tevrat’in içindeki yüzlerce benzerlerine) göz atan pek çok kisi, tarihin derinliklerinde kalmis birer siddet olayinin hikayesini okudugunu sanabilir Oysa gerçek böyle degildir Israil’in “güvercin” siyasetçilerinden Amnon Rubinstein, su satirlari yaziyor:
“(Israilli radikallerin) kullandigi lisanda, günümüzdeki Araplar; Yebusiler’dir, Amalekler’dir ya da Kenan diyarinin Tevrat tarafindan lanetlenen yedi kavminden herhangi birisidir Tesniye’de, ‘geride hiç bir sey kalmayacak sekilde’ Amalek’i yok etmek üzere verilen emir, dogrudan bugünkü Araplar’a yönelik olarak yorumlanmaktadir Israil’in savaslari da bu çerçevede anlasilmakta ve bu savaslarda bu ‘yeni Amalekler’e karsi insancil davranilmamasi gerektigi söylenmektedir Haham Menachem M Kasher, 1967 savasindan sonra yazdigi bir yazida, Tevrat’in ‘onlari sizin önünüzden yavas yavas azaltacagini ve yurtlarina sizi yerlestirecegim’ seklindeki ifadesinin, Israil’in Araplar’la olan iliskisini tarif ettigini yazmistir Bar Ilan Üniversitesi’nden Haham Israel Hess, daha da ileri gitmis ve ‘Tanri’nin Amaleklere karsi girisilen savasa bizzat katildigini’ söylemistir Israel Hess’in konuyla ilgili yazisinin basligi ise, ‘Tevrat’in katliam emirleri’dir” (5)
Kisacasi, Israil kimligi olusturan en büyük faktör olan “dinci” ekol, Muharref Tevrat ayetlerini bu sekilde yorumlamakta, ve böylece Yahudi Devleti’nin uyguladigi teröre teolojik bir mesru temel olusturmaktadir Iste bu nedenle terör ve Israil, birbirinden ayrilmaz iki parçadir Yahudi Devleti, mevcut ideoloji ve kurumlariyla ayakta kaldikça, terörü mesru bir siyaset araci olarak görmeye devam edecektir
“Gazap üzümleri”nin bombalariyla ambulans içinde parçalanan çocuklar, bu gerçegin ne ilk ne de son kurbanlaridir
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.