Hakas Türkleri

Hakas Türkleri

ABONE OL
Eylül 4, 2023 09:57
Hakas Türkleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sırf coğrafî yayılım sahasına göre, eskiden Abakan yahut da Yenisey Türkleri adını almış olan bu Türk etnik birliği, son Sovyet Rusya idaresince teşekkül etmiş olan 42,900 kilometrelik Ha-kas muhtar eyaletindeki Türk halkıdır. Halbuki tarihî bir kavim adı olan Hakas tâbiri, bugünkü adlandırmada, muayyen bir uruğu ifadeden uzak olup, daha fazla bir kaç Türk ağzı karması için kullanılmıştır. Buraya dahil edilen boylar da: Sagay, Beltir, Kaç, Koybal, Kızıl, Şor dolayısı ile Sarı-Uygur, Kamasin, Çulım Türkleri olmuştur. Diyalekt birliği üzerine, aralarında fonetik bazı gruplaşmalar yapılabilir. Fakat ayrılıklar cüz’i olduğundan, şive ve ağızca hepsi bir arada ele alınırsa, daha isabetli olur. Ayrı ayrı isimler sadece her yerde görülen kabile isimleridir, yoksa hepsi aynı Türk kavmine mensupturlar, o bölgede oturan tek bir Türk kavmini teşkil ederler. Klâsik yazı dilleri ve edebiyatları yoktur. Yaşadıkları saha birbirine yakındır. Boy ve soy adlarına göre şu kabilelere ayrılırlar.

1. Sagay Türkleri

Minusinsk eyaleti havzasının güney-batı köşesinde, Askıs ırmağından Abakan’m üst mecrasına kadar uzayan sahada oturmaktadırlar. Bu duruma göre Koybal’lar dışında, bugünkü Abakan bozkırında yaşayan bütün Türk boylan aslen Abakan’m öz halkından sayılırlar; Beltir’lerle diğer Altay’lardan göç eden bazı Türk uruk ve boylarının ağızlarından türeme, ortaklaşa bir şive vücuda getirmişlerdir. Menşelerini ve yaşadıkları coğrafî çevreleri belirten, ondan fazla boya ayrılmaktadırlar. Bunların arasında dikkatimizi çekeni Kırgız etnonimidir ki, bu Sagay’lann Kırgız soyundan da türemiş olduğunu göstermektedir. Sayılan 27.000 dir.

2. Beltirler

Ağızca Sagay’larla bir birlik teşkil eden Beltir’ler, aşağı yukarı Sagaylarla karışık oturmaktadırlar. Bazı etnograflar, bunla-n doğrudan doğruya Sagay’lann bir boyu sayarak, Abakan’la Taş-top ırmakları arasında oturduklarım kabul etmişlerdir. Sagay Türkleri âlimlerinden Prof. Katanov ise bunları, Minusinsk Tatarlarından saydığı halde, diğerleri bu etnik adı, bütün Abakan Türklerine teşmil etmişlerdir. karagaslar

Çeşitli soylara ayrılırlar. İçlerinde Altay Türklerinden olduklarını belirtenler de vardır. Yerleşik hayat sürmektedirler. Sayıları yüzde 2 artışla 12.000’in üstündedir. batı türkleri

3. Kaçlar

Abakan vadisinde oturmaktadırlar. Çat ve Çolım civarında oturan boylarla bir grup teşkil ederler. Vaktiyle Yenisey’in bir dalı olan Kas ırmağı boyunda oturmuş olduklarından kendilerine Kaas kabile adını vermişlerdir. Gerçekten de, daha XVII. yüzyıl sonralarına doğru, Irtış havzasındaki bazı Türk boyları, sırf buraları iskân etmeye kalkışan rusların baskısı ile, Tomsk şehrinin kuzeyindeki Yenisey ırmağına doğru sıkıştırılmış ve sürülmüşlerdir. Bu yüzden, bunların mühim bir kısmı, Krasnoyarsk’tan epey, ce uzak olmak üzere, Kaç nehri kıyılarında yerleşmeye mecbur olmuşlardır. Kırgızlar, Abakan vadisinden çekilince, bu Türk boyları Yukarı Yenisey’den güneye doğru inmişlerdir. Fakat, esas Türk kitlesi Abakan’la Askıs’ın kuzeyindeki Yüs arasında kalmışlardır. İşte bu Türk topluluğundan türemiş olanlar, kendilerine Kaas adını vermişlerdir.

Castren’e göre Kaç’lar, vaktiyle aynı adı taşıyan ırmak havzasında yaşarken, yapılarında mühim yer almış olan Ara Türkleri ile birleşmişlerdir. Soyları arasında Kırgız ve Tuba’lar da bulunmaktadır. Çin topraklarında yaşayan Matur’lar da kendilerine Tuba kavim adını vermiş olduklarından, Kaç’larla karışan Tuba’ların, bunlardan bir bölüm olduğu zannedilmektedir. Bununla beraber Kaç’lar öz Türklerden sayılmaktadırlar. Kaç ağzı Sagay’la-nnkine yakındır. Sayılan 20.000’in üstündedir.

4. Koyballar

Kendilerine Tuba adını takmışlardır. Oturdukları saha Ute ırmağı boyu ile Abakan’m sağ kıyısıdır. Karagas ve Koybal Türk boylan üzerindeki araştırmaları ile tanınmış olan Castren’e göre Koybal’lar, esas 13 soya aynlmaktadırlar. Taşıdıkları adların mahiyet ve yapısına bakılacak olursa, içlerine Yenisey – Ostyak’lan ile Samoyed’ler de karışmıştır. Hattâ Castren kendisi, vaktiyle bunların şivelerinde bolca Ostyak ve Samoyed unsurlarını kullandıklarına şahit olmuştur. Aynı zamanda Patkanov’la Latkin de, Koybal’ları Türkleşmiş Samoyed’lerden saymışlarsa da, bu bir zorlamadır. Şiveleri Sagay ve Kaç ağızları karışmasından türemiştir.

Zaten kendileri de Kaç ve Sagay’lar içerisinde erimiş gibidirler. Bununla beraber 2000’e yakın olmak üzere mevcudiyetlerini muhafaza etmişlerdir.

5. Kızıllar

Bu küçük Türk boyu Yüs bozkırındaki Ak ve Kara Yüs ormanları boylarında oturmaktadırlar. Kaç Türklerinin komşularm-dandırlar. Kırgız, Teleüt ve hattâ Yenisey-Ostyakları karmasından türedikleri iddia edilmektedir. Sayıları 20.000 kadardır. Konuştukları ağız Hakas Türkçesinin 4. dalı olup, Sagaylarınkinden ayrılmaktadır. Kaç’larınkine yakındır.

6. Şorlar

Vaktiyle W. Radloff’un bu ad altında topladığı Türk boyu, Teles gölü ile Tom ırmağının çıkış sahasındaki ormanlık dağlarda oturmakta idi. Toplu olarak bunlara, Altaylı’larla Telsüt’ler ve Kara – Orman Türkleri, Şor adım vermişlerdir. Kendilerince benimsenmiş herhangi bir özel boy veya soy adı mevcut değildir. Daha fazla kıyılarında oturdukları ırmak adlarını, etnonim olarak kabullenmişlerdir. Meselâ: Pısas-Kişi; Mıras-Kişi; Tom-Kişi gibi. Müşterek bir diyalekte sahip olduklarından Radloff’ça da Şor adı altında toplanmıştır.

Şor’lar, ekseriyetle tıpkı Sagay’lar gibi, büyük köylerde yaşamaktadırlar. Dağlık sahayı işgal eden Türkler dışında, ayrıca bir kısım Türk halkı Kuznetsk çevresindeki Alatau’n (Ala-dağ) kuzey eteklerinde, Tom ırmağının batı kıyılarında oturmaktadır. Rusların “’Kuznetsk – Tomsk” Tatarları adını verdikleri bu etnik zümreyi, yanlışlıkla Şor’lardan sayanlar da vardır. Bunların arasında W. Radloff da bulunmaktadır. Kırgız’ların tesiri, Şor’larm öz men-şeinin tâyininde bir ipucu olabilir.

Çorların nüfusu 20.000 kadardır. Edebî bir yazı diline sahip olmamalarına rağmen, geçen yüzyıl ortalarına doğru ağızları, kendilerini hıristiyanlaştırmaya çalışan Rus misyoner papazları tarafından araştırılmaya başlanmıştır; ilk iş olarak Şor diyalektiyle bir süre, hıristiyanlığa ait dinî eser tercüme edilmiş, yahut da yazılmıştır. Asıl dil yönünden değer taşıyan N. P. Direnkova’nıtı “Şor folkloru” adil, bu ağıza ait malzemeyi içine alan eseridir.

Şor ağzı, diğer Sibirya Türk ağızlarında olduğu gibi, zengin bir sözlük servetine sahiptir. Bilhassa “avcılığa” ve umumiyette “Av kültü”ne ait olanları dikkatimizi çekmektedir. Bütün Altay Türk boyları şivelerinde ve ağızlarında görülen zengince ‘»Mogoi-ca” unsurlar burada da vardır.

7. Kamasinler

1863 yılında Karagas’lar arasında incelemeler yapan W Rad-loff, Kan ırmağı yöresindeki Karagas’ların beslemekte oldukları Ren geyiklerinin, ağır kayıplara uğraması üzerine, Biryuza’nm çıkış havzasına göç ettiklerini öğrenmiş, ve doğruca bu sahaya yönelmiştir. Fakat bu sefer burada yani Krasnoyarsk eyaletinin (Kı-zılyar) Man ve Kan ırmaklarının üst kıyılarında, Kamasin köylerine raslamıştır. Bunun üzerine Radloff, bunların Orman-Kama-sin’leri olduklarını ve kendilerine “Kangbaşı” yahut “Kanmajı” dediklerini tesbit etmiştir. Hakas muhtar eyaleti çevresine dahil olmayan Kamasin diyalekti, sırf nüfus azlığı dolayısiyle, gereken önemi taşımamaktadır. Diyalektleri Kaç’larmkine daha yakındır.

8. Çolım ve Çat Türkleri

Obi ırmağının sağ kollarından Çolım ve Çat nehri boyunda oturduklarından bu adı almışlardır. Oturdukları ve yayıldıkları Saha Yüs bozkırının kuzey-batı tarafıdır. Ruslarca “Meletskie Tatarı” (Meletsk Tatarları) diye adlandırılmışlardır. Patkanov’la Aristov, bunları bir taraftan Irtış ve Baraba Türk boyları ile, diğer taraftan da Teleüt ve hattâ Ostyak’larla Samoyet karışmasından vücuda gelmiş boy olarak göstermektedirler.

Ağızca Uygur-Oğuz şive grubuna girmekle beraber, fonetik ve gramer hususiyetleri bakımından diğer Türk boylarından ayrılmaktadırlar.

Böylece Abakan, Sovyet idaresine göre ise Hakas muhtar eyaleti Türkleri, çeşitli boylar karmasından türeme bir Türk topluluğu olup XVII. – XVIII. yüzyıllarda Kırgızlardan boşalan Abakan vadisine yerleşmişlerdir. Uzun birlik ve müşterek hayat, aralarında aşağı yukarı müşterek bir diyalekt vücuda getirmiştir. Türk şiveleri tasnifinde Uygur-Oğuz Türkçesi bölümünde yer almaktadırlar.

Kültür bakımından batı ve doğu gruplarına ayrılırlar. Bu bilhassa mesken ve sanat sahasında kendisini göstermektedir. İnanış ve millî yaşayış bakımından ise bir bütünlük teşkil etmektedirler. Vaktiyle, hıristiyan olarak telâkki edilmekte idilerse de, gerçekte Şamanisttirler ve bu dine bağlı merasimlerini yapmaktan çekinmezler. Nitekim Abakan Türklerinin “Tyas Tayı” dedikleri dinî bayramı, Kaç’lar tarafından Haziran ayında yapılmaktadır. Bu bayramda komşu boylar çeşitli topluluk halinde bir araya gelerek bayram yapar, kutlama törenler tertiplerler. Misafirlere kımız ikram edilir, bu arada kurban kesilir. Ayrıca bu “toyda” gelecek yıl bayramına mahsus kurban da seçilir ve renkli şeritlerle süslenir. Kurbanlık hayvan ya bir kısrak, ya da bir aygırdır. Dini merasimden sonra yemekler yenir, cirit oynanır, güreşler yapılır, çeşitli türküler söylenir.

Evlenme ,gömme vesaire hep Şaman dinine ve geleneklerine göre yapılır. Çalgıları arasında Kobuz da mevcuttur. Ayrıca kanuna benzer “Tyattagan” adlı özel bir âletleri de vardır.

Abakan Türklerini, doğudaki Türk boylarından ayıran başlıca hususiyet, destan nevinden edebiyatın zengin oluşu ve kahramanlık efsaneleri ile maceraların, manzum bir şekilde anlatılmasıdır. Ozanlara karşı fevkalâde büyük bağlılıkları vardır.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP