İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük şehirler

İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük şehirler

ABONE OL
Ağustos 22, 2023 06:47
İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük şehirler
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1- Eriha

Milattan önce 7000 yıllarından 2000 sakini ile Eriha uygarlığımızın gördüğü ilk büyük şehir.
Filistin’in Batı Şeria bölümünde Ürdün Nehri yanında yer alan bu yerleşim alanı aynı zamanda tarihin en çok işgal edilen toprak parçası olabilir.

Ölü Deniz’inin yakınlarında yer alan şehir Ürdün Nehrinden gelen sular ile çölün ortasında adeta bir vaha gibi. Bu verimli topraklarda yetişen opobalsamum bitkisinden elde edilen balsam dönemin petrolü idi ve bu da şehrin büyümesine olanak sağladı. Eriha aynı zamanda Eski Ahit’te “Palmiye ağaçları şehri” olarak da anılır.

2- Uruk

Milattan önce 3500 yılına geldiğimizde 4000 kişilik yerleşimi ile büyük Sümer şehri Uruk’u görüyoruz. Gılgamış Destanı’na da ev sahipliği yapan şehir en büyük zenginliğini de Gılgamış’ın hükümdarlığı sırasında yaşadı. Hükümdar surları yaptırmış, ticareti sağlamlaştırmış, üretimi arttırmış, Uruk’u döneminin en muhteşem şehri haline getirmişti.

Fakat bölgesel mücadeleler şehrin ihtişamını sürdürmesine izin vermedi ve milattan önce 2000 yıllarında Uruk tarihin tozlu sayfaları arasına karıştı.

3- Mari

Mari, bugünkü ismiyle Tel el-Hariri, milattan önce 2500 yıllarında tam 50.000 vatandaşa sahipti.
Verimli Mezopotamya topraklarının ortasında bulunması onu kereste, tarım ürünleri ve seramik ticaretinin merkezi haline getirdi. Bu dev şehir önce Sümer krallarına sonra Amori krallarına ev sahipliği yaptı hatta bu krallardan birinin şehirde 300 odalı dev bir sarayı da bulunmaktaydı.

Ne yazık ki Mari, Babil kralı Hammurabi tarafından milattan önce 1759 yılında yağmaladı ve sonra terk edildi.

4- Ur

Milattan önce 2100 yılında Basra Körfezi’nin en önemli limanına sahip olan Ur, 100.000 şehir sakinini barındırıyordu. Bu liman özellikle değerli metallerin ve taşların yani dönemin lüks ürünlerinin ticaretinin yapıldığı önemli bir merkezdi.

Giderek zenginleşen Ur, kuraklıklar ve akarsuların yön değiştirmesi sonucu yavaş yavaş terkedildi ve milattan önce 500’e gelindiğinde artık ölü bir şehirdi.

Tevrat’a göre İbranice’nin yaratıcısı İbrahim, Ur´da doğmuştur. Bu sebeple Ur kutsal bir şehir olarak varlığını devam ettirdi ancak insanlar orada yaşamak yerine ölülerini gömmeyi tercih ettiler.

5- Yinxu

Yinxu 120.000 vatandaşı ile milattan önce 1300 yıllarında zirveye oynadı.

Huan Nehri üzerinde eski bir köy olan Yinxu, Shang Hanedanı’nın başkenti olarak yeniden doğdu. Şehir Zhou Hanedanlığı’nın başlangıcı ile terk edilecekti.

Bu büyük şehir aynı zamanda **** kafatası ya da kaplumbağa kabuğu üzerine yazılan ilk Çin yazısı örneklerine de ev sahipliği yapıyor.

6- Babil

Milattan önce 700 yılına geldiğimizde ünlü Babil şehrini görüyoruz. Bugün bu kelime bize çöküş ve kibiri anımsatıyor olsa da Babil zamanının en görkemli kentiydi.

İncil’de Babil’le ilgili en ünlü hikaye Babillilerin cennete erişecek bir kule yapmaya girişmeleri ancak bu fikirden hiç de hoşlanmayan Tanrının kentin sakinlerine ayrı ayrı diller göndermesi sonucu anlaşamazlık yaratarak kulenin yapımını engellediği şeklindedir.

İnanç ne olursa olsun Babil milattan önce 538 yılına kadar prestijin, gücün ve zenginliğin başkenti oldu.

7- Kartaca

Akdenizin ünlü şehri Kartaca milattan önce 300 yılında 100.000 vatandaşı ile liderliğe oynuyordu. Gerçi Roma ile savaşları bu liderliğin kısa sürmesine neden oldu. Milatan önce 146 yılında Romalılar tarafından ele geçirilen şehir hakkındaki kayıtlar papirüs üstüne yazılması sebebi ile yanıp kül oldu.
Bu arada belki bilmiyorsunuzdur bu iki şehir arasında 1985 yılında bir barış anlaşması imzalandı ve Roma ile Kartaca arasındaki 2100 yıllık çatışma sembolik de olsa sona erdirildi.

8- Roma

Başlangıçta mütevazi bir İtalyan köyü olan Roma, milattan sonra 200 yıllarına geldiğinde 1.200.000 vatandaşı ile dünyanın en büyük şehri olmuştu. Büyük bir askeri nizam ile yönetilen bu imparatorluk şehri Avrupa ve Akdeniz’in dört bir tarafından gıda ve vergi toplayabildiği için bu dev büyüklüğe ulaşabildi.

Ancak her yükselişin bir çöküşü olduğu için Roma da çok dayanamadı. 273 yılına gelindiğinde şehrin nüfusu 500.000’e düştü ve ufukta karanlık çağlar uzanıyordu.

9- Konstantinopolis

600 yılına geldiğimizde şimdiki adı ile İstanbul o zamanki adı ile Konstantinopolis’i görüyoruz. Bu tarihlerde şehrin nüfusu 600.000 idi. Henüz aşılamayan duvarları ve güçlü donanması ile dünyanın başkenti sayılabilecek şehir Bulgarların, Perslerin ve göçebelerin saldırılarına uğruyordu.

618 yılında Pers savaşları ile başetmeye çalışan ve Mısır’da getirtilen buğdayın kesintiye uğraması sonucu Konstantinopolis’in nüfusu onda birine düştü.

10- Bağdat

İslam’ın altın çağının merkezlerinden biri olan Bağdat, 900 yılında 900.000 vatandaşı ile gerçekten devasa bir şehirdi. Sanırız “Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz” atasözü de bu yıllardan miras kaldı.

Şehir zenginliğin olduğu kadar bilginin de merkezi idi. Dünyanın çeşitli coğrafyalarından gelen tüccarlar ve bilim adamları burada hem mallarını hem bilgilerini değiş tokuş ettiler. Hatta modern tarım tekniklerinin paylaşılması ve yayılması bu günlere dayanır.

1250’deki Moğol istilasına kadar altın çağını sürdüren Bağdat 350 yıllık ihtişamını ne yazık ki kaybetti.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP