Sözcüklerden yapılmış bir hayat filmi: Vesikalı

Sözcüklerden yapılmış bir hayat filmi: Vesikalı

ABONE OL
Aralık 24, 2023 21:14
Sözcüklerden yapılmış bir hayat filmi: Vesikalı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tacim Çiçek, Ayça Öztorun’un ‘Vesikalı’ romanına dair yazdı: “Yazar, adeta ‘vesikalılık’ sosyolojisi yapar gibi işlemiş ana ve yan konuları. Katmanlı, acılı ve bir o kadar da sahici.”

Tacim ÇİÇEK

Ayça Öztorun, ‘Gökte Yıldız Yerde Ateş’ adlı ilk romanında; iki yıllığına çalışması için ailesi tarafından çiftliğe verilen bir çocuğun hikayesi üzerinden Çukurova’daki ağalık sistemine karşı duran tarım işçilerinin ve köylülerin direnişlerini, bu direngen ve haklarını düşünen insanların aşklarını, ayrıca o bereketli topraklarda dönen entrikaları da anlatmıştı. Bunun ardından yayımlanan ‘Yağmurlar Yağdığında’ adlı romanını ise ailesinin hikayesinden kurgulamıştı. Çünkü o, bu roman için ‘Benim için rüzgarın öfkesinin hiç dinmediği yılların derin izlerini taşır,’ der. ‘Aydınlığa Adanmış Bir Yaşam’ ise 41 yaşında hayata veda eden Öğretmen, Siyasetçi, barış savunucusu, milletvekili babası İsmail Hakkı Öztorun’un kişisel hayat hikayesidir adeta. Bu yüzden de belgesel bir nitelik taşır bu çalışması.

Ayça Öztorun, senaryolar da yazıyor, filmler çekiyor. ‘Gazete Satıcısı Çocuk’ adlı hikayesinden ‘Görüş Günü’ adlı orta metrajlı bir film yaptı. Orhan Kemal anısına yazdığı senaryoyu ‘Çukurova Topraklarında’ adlıyla belgeselleştirdi. Başka başka senaryo ve çalışmalar içinde olduğunu kimi konuşmalarımızdan biliyorum. Bu alandaki çalışmaları film festivallerinde ödüller de aldı. Kısacası el attığı her alanda titizliği, işçiliği ve özgünlüğü önemsiyor.

Ayça Öztorun şimdi de ‘Vesikalı’ romanıyla okurunun karşısında. Nisan 2022’nin sonunda yayımlandı. Bu romanı da ötekiler gibi yaşanmışlıklardan kotardığını söylemek hem doğru olur hem de eksik kalır. Şöyle ki: Yeşilçam filmlerine konu olan ‘beyaz kadın ticareti’nden farklıdır ‘Vesikalı’nın konusu her ne kadar yaşanmışlık, yani bir tür biyografik de olsa. Çünkü yazar, adeta ‘vesikalılık’ sosyolojisi yapar gibi işlemiş ana ve yan konuları. Katmanlı, acılı ve bir o kadar da sahici. Doğru, çünkü Ayça, ister tümüyle gerçek yaşanmışlıklardan esinlensin isterse de tümüyle kurgulasın romanlarını, yapıp eylediğinin edebiyata ve edebiyatın olmazsa olmazlarına dahil olduğunu bildiğinden ele aldığı konulara ve kişilere sahicilik kazandırabiliyor. İşte bu yüzden ona ‘biyografi yazarı’ demek doğru değil.

‘Vesikalı’nın konusuna gelince… Bedeni yıprandığı ve yaşlandığı için artık teninden yararlanılamayacak bir kadının, yani Ayla’nın hazin hikayesidir. Beyrut doğumlu, Telkâri Ustası Aram’dan olma, Feyruz’dan doğma, yetim ve öksüz Ayla; eğitim alacakken, sıcak bir yuvada büyüyecekken rüyasında bile görse inanamayacağı bir hayat sürmek zorunda kalır kendi isteği dışında… Hemcinslerinden ve karşı cinsten kişilerin onun için kurduğu ağa takılır ‘eskiyinceye kadar’ da bu ağdan kurtulamaz… Çocukluğunda tanıdığı bir baba dostunun kendisinden üç beş yaş büyük oğlunun onu içinde bulunduğu bataklıktan kurtarmasına kadar… Aradan hem onca yıl geçmiş, hem de Ayla, Ayla olmaktan çıkmıştır… Peki, gerçekten de insan ister kendi seçimi olsun, isterse başkalarının ona yaşattıklarından olsun; gölgesi gibi olan geçmişinden kurtulabilir mi? Başkalarının dayattığı hayatı yaşamak zorunda olanlar, istemedikleri durumlardan, ortamlardan, yaşamlardan nasıl kurtulabilirler?  Ayla’nın asıl hikayesi, Adana’dan İstanbul’a mimarlık lisansı yapmak için giden Dicle ile aynı sokak üzerindeki karşılıklı iki apartmanda rastlaşmasıyla başlar… Dicle’nin babasının oturması için kiraladığı apartmanın tam karşısındaki beş katlı tarihi binanın en alt katında, demir parmaklıklı pencerenin önünde oturan Ayla, onun dikkatini çeker… Ayla’nın hem şimdiki hem de geçmişteki yaşamı geriye dönüş anlatımlarla veriliyor ve biz onu tanıdıkça sürüklendiği hayatın ne kadar da tiksindirici olduğunu öğreniyoruz… Sayfalar arasında ilerledikçe, eril zihniyetin ve ‘erkek’liğin kadına, çocuğa, hemcinsine karşı ne kadar da zalim olabileceğini öğreniriz… Belki bu sebeple, en inanılmaz olan şeyler en çok can yakan gerçekliklerdir, deniyor.

Ezcümle: Yeşilçam filmlerinden kanıksadığımız benzer konulu filmler dışında bir ‘Vesikalı’nın sözcüklerden yapılmış hayat filmini edinin ve de izleyin, pardon okuyun… Çünkü hak ediyor.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP