ADNAN DENİZ
EĞİTİMCİ/YAZAR
İnsanın yapması gerekli ahlakça değerli olan davranışları biz iyi olarak tanımlıyoruz. Kötü derken insanın yapmaması gereken davranışları kastediyoruz. İnsanların genel olarak beğeneceği davranışlar yani Allah”a itaat etmek ya da kişinin yararına olan davranışlar kastedilir. Kötü ise adaletsiz, şeytana uyan, toplumun yararına olan şeyleri bozan kişiler olarak algılanmaktadır.
Yeryüzünde iyiliğin temsilcisi olarakHabilKötülüğün temsilcisi olarak ta Kabilgösterilir. İyiler melek tasviri ile nitelenirken kötüler şeytan olarak gösterilir. İnsan aklı ve duygularını orantılı olarak kullanarak hareket etmesi gereken bir varlıktır. Akıl insana verilen en üstün vasıftır. O zaman insan aklı ile iyi ve kötü arasında seçim yapabilme iradesine sahip olmalıdır. İradesini kullanamayan insanlar karşımıza kötü olarak çıkarlar. Öyleyse bir kararı eyleme geçirirken olayların iç ve dış şartlarını göz önüne alarak harekete geçmek gerekir.
Ancak bazı insanlarda görülen iyiliğin ve kötülüğün kendi menfaatleriyle eş orantılı olmasıdır. Çünkü bu insanlar kendi menfaatleri söz konusu olunca arkadaşlarına ihanet etmekten çekinmezler. Günümüzde bu tip insanlarla sıkça karşılaşmamız mümkündür. Bu kişiler yaşamlarındaki konforu sağlayabilen her kişi mübah ve iyidir. Bizim kastettiğimiz iyi ve kötü kavramlarının menfaatler arasında sıkışıp kalmasıdır. Çünkü bir kişiye iyi olan birey, başka bir kişi tarafından kötü olarak algılanmaktadır. O zaman iyi olmak insanların genel beğenileri ile değerlendiriliyorsa sizin iyiniz hangisidir?
Mesela size karşı güler yüz gösteren ve size her türlü menfaati sağlayan ancak toplumun değerlerini hiçe sayarak toplumsal yararları bozan, zarar veren kişi sizin iyiniz midir?
İradesine sahip olamayan ve insanların kalbini kıran ve devamlı toplumda huzursuzluk çıkaran ama sizinle can ciğer dostluk göstergesi sunan kişimidir sizin iyiniz? Öyleyse bu iyi neden toplumun çoğunun kötüsü olmaktadır.
Dedik ya aslında her insan iyiliğe meyillidir diye. Ama bazen kötülük yapan insanların bu kisveden çıkarak gerçek doğrunun peşinde gitmesi de imkânsızdır. Çünkü toplum kendisine genel yakıştırmayı yaptığı için bu rolünün içerisinde şeytan olarak rolüne devam etmek mecburiyetini hisseder.
Aslında insanları kötülüğe iten sebeplerin başında menfaat, hırs, cehalet, iradesizlik gibi olgular yatmaktadır. İnsanların kişiden kişiye iyi kötü sıfatlarının değişmesi de menfaat yüzündendir. Bu olgu sona ererse iyilik kavramı yeniden kötülüğe döner.
İyilik geneldir. İnsanların ortak kanaatidir ve kabul gören davranışları içerir. Ancak şunu da unutmamak gerekir: İnsanların kâmil insan olabilmelerinin yolu da kötülüklere karşı açmış oldukları mücadele ve çekilen eziyet sonunda kazanmış oldukları başarılarla ölçülür. Yani kötülükler dahi insanları doğru yola gitmelerinde kendi iradelerini sınama fırsatı verir. Yani dünya iyi ve kötünün mücadelesinden ibaret bir hal alır. Belki de bu durum hayatın ivme kazanmasının en etkin rolüdür.
Bizim yapmamız gereken yapılan davranışları ya da yapacağımız davranışları akıl süzgecinden geçirerek irademizi kullanıp karar verme cesaretini gösterebilmektir. Yani atacağımız adımları toplumun ortak kabul gören kuralları çerçevesinde hayata geçirmeliyiz. Ayrıca ne kadar kendi çıkarımızı düşünüyorsak başkalarının da zarar görmemesi için azami dikkatli olmak zorunluluğumuz vardır. Çünkü hakkına rıza gösteren, var olana şükretmesini bilen paylaşan, kendisine yapılmasını istemediği davranışları arkadaşlarına da yapmayan insan gerçekten iyi insandır. O zaman iyi insanların ortak mücadelesi kötülere karşı olmalıdır. Bütün iyiler birlikte kötülüğe karşı mücadele etmek ya da kötüleri iyi yola çekebilmek için mücadele etmek zorundadırlar.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.