ZAHİDE UÇAR
F-cia’nın hedefe koyduğu ilk asker… Veli Paşa’yı Önce paçavra gazetelerinde linç ettiler. Susurluk komisyonuna çağrıldı, gitmedi diye yalan söylediler. Oysa Paşa komisyona hiç çağrılmamıştı.
Paşanın suçları büyüktü. Karadeniz’e PKK’yı sokmadı. TİKKO denilen Ermeni-Taşnak örgütüne büyük darbe vurdu. Yani, “CİA+MOSSAD+MI6” nın tezgahına taş koydu. Hesabı sorulmalıydı.
Sonunda esir evine tıktılar. Atmadık çamur bırakmadılar. Kendi kızı Zeynep KÜÇÜK avukatlığını yaptı.
Veli Paşa;
“Benim üzerimden Orduya uzanmak isteniyor” dedi, kimseye dinletemedi. O dönem askerler bile Veli Paşadan vebalı gibi kaçtı.
Sonra gördüler anyayı-Konya’yı ama, iş işten geçmişti.
F-CİA sayesinde köşe yazarlığından ekmek yiyen bir Fehmi Boru vardı. Abdullah Gül ile birlikte İngiltere Exeter ajan okulunu bitirmiştir. Bunlar gazetelerinde mahkemeler kurdular. Kimler tutuklanacak, listeler verdiler. Bu Fehmi Boru Veli Paşa için;
“Katilimle göz göze geldim” diye bir yazı yazdı. Ne yapsın Veli Paşa seni? Kendilerini hoşaftan sanan tombalak takımı… Sıkıyı görünce Fettoş’u sattı. Bu mercimek tombalaklar, adam gibi adamlara tuzak kurdu ya? İşte en çok ona yanarım.
Veli Paşa ilk esirlerdendir. O yaşında ne yapsalar eğip bükemediler. Kırmızı yanaklı bademler gibi sızlanmadı. Dimdik ayakta durdu. O dönem kendini Ebu Suud Efendi sanan Savcı Öz, bu direnç karşısında, mahkemede hak ettiği cevapları aldıkça kafayı yedi. Veli Paşayı savunmaları nedeniyle dava etti. Aslında birçok esir dava edildi. Hatta savunma yapan avukatlar da dava edildi. Savcı kaçtı ama o davalar devam ediyor, iyi mi?
Gün geldi, F-CİA MUTA NİKAHLI olan ortağı AKP ile birbirine düştü. F-CİA Erdoğangiller Familyasına çelme takarken, sırt üstü düştü. Kafayı çatlattı. Çelme atılan Erdoğangiller takımı, ortaklığı bitirdi. AKP kamuoyunda taraftar toplamak adına, “Ergenekon aslında Hergelekondu. Fetö’nün hergeleleri kumpas kurdu” diye itirafta bulundular. İki ortak birbirine düşmeseydi, Veli Paşa ve diğerleri esir evinden herhalde mezara giderdi.
Veli Paşanın çıkışı en sona bırakıldı. Çıktığında şunu söyledi: ESARETİMİ VATANIMA HELAL EDİYORUM.
Böyle bir insan, üç günlük cezaevi saltanatını sultanlığa tahvil eden bir kişinin döneminde esir edildi ya? İşte buna da hep yanarım.
Ve bugün Veli Paşayı ekranlarda gördüm. Askeri okulların kapatılmaması için başlatılan eyleme katılmış. Oysa kumpas denilen Hergelekon yargısı bitirilmedi, Ankara’ya gönderiliyor. Sizce neden? “İpiniz elimizde, o ipi çözmedik. Her an aktif ederiz. Susup yerinizde oturun.” Demek için tabii ki..
Veli Paşa tehdidi iplememiş. “Askeri okulların kapatılması bir ABD projesidir” diye açıklama yapıyor.
Vatan sevgisi böyledir işte. Vatan deyince vatanı soymak olarak anlayanlarla;
Vatan deyince, vatan için ölmeyi göze alanların amansız savaşıdır bu. Ve eninde sonunda vatanseverler kazanacaktır. Neden mi?
Para için bayılanlar, alta yatanlar, vatan için ölenlerin karşısında barınamaz da ondan.
Tıpkı;
Kurtuluş Savaşında saray derdine düşenlerin kaçıp, vatan derdine düşenlerin başardığı gibi…
Ve Veli Paşayı ekranlarda gördüğümde aklımdan şu geçti:
“Veli Paşa İlker Başbuğ’un yerinde olsaydı askerlerini CİA’ya teslim eder miydi?”
Cevabı zaten herkes biliyor.
Teşekkürler Veli Paşam.
Zahide UÇAR