Çirkin Yabancıyla Mutsuz Prenses

Çirkin Yabancıyla Mutsuz Prenses

ABONE OL
Mayıs 12, 2023 16:02
Çirkin Yabancıyla Mutsuz Prenses
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir varmış bir yokmuş…Dağların tepelerin, yol geçmez illerin ardında çok güzel bir köy varmış. Bu köyün kralının kızı, güzeller güzeli ama çok yalnız biriymiş. Bu kız öyle bir kızmış ki tek sorunu yalnızlıkmış. Güzeller güzeli kız yalnızlıktan öyle hallere girermiş ki deliye döndü sanırmış zavallı kral babası. Ne yapsa ne etse kızını mutlu edemezmiş. Dünyaları sermiş önüne…Malını mülkünü hep kızını mutlu etmek için feda etmiş. Yol geçmez köye dağların üzerinden inci mercanlar getirtirmiş de yine hayatlarına mutsuzluk hakimmiş.

Kral baba kara kara düşünürken aklına birden bir fikir gelmiş. Kendi köylerinden ve dağların ardındaki köylerden tüm gençlerin saraya gelmesini buyurmuş. Ay parçası yüzlü kızı kimi isterse, arkadaşı, yareni olsun istemiş. Çok geçmeden buyruk çevre köylerde duyulmuş. Duyan gençler hep saraya koşmuş. Yalnız padişahın şöyle bir isteği varmış gençlerden ki herkes bir hünerini sergileyecekmiş. Kızın yüzünde kime gül açarsa, onun kızıyla arkadaş olmasını kabul edecekmiş. Yeter ki canından çok sevdiği kızının gözlerinde bir ışık görsünmüş.

Sarayın önünde tüm hünerlerini sergileme günü gelip çattığında, kimi delikanlı yanık sesiyle şarkı söylemiş kimisi nağmelerle şiir okumuş, kimisi de kıvrak bedeniyle taklalar atmış ki görülmeye değer… Velhasıl prensesin yüzü hiç mi hiç gülmemiş.

Bırak gülmeyi dudağının kenarı kıvrılmamış. Bu yakışıklı gençlerin hiçbiri prensesin gözüne ışık getirmemiş. Babasının omuzları çökmüş ama ne çökmüş. O esnada evrenin işine bak ki dağdan nefes nefese kalmış, Tanrı’nın yarattığına çirkin denmez ama, yüzüne pek bakılası olmayan, iri yapılı bir delikanlı inmiş. Sarayın önüne gelmiş ve ahu gözlü prensesin önüne geçmiş. Prenses önce bu çirkin delikanlının yüzüne bakamamış ama delikanlı bu güzel kızı mutlu etmeye kararlıymış.

Kral öncelikle delikanlıya prenses için ne yapacağını sormuş. Bu kimlerden, nereden olduğu bilinmez yabancıysa, hiçbir yeteneğinin olmadığını ama birlikte birkaç gün geçirirlerse, 3 gün içinde kızının gözlerinde güneşi görebileceğini bildirmiş. Kral afallamış. Afallamış afallamasına da kızına sormaktan geri durmamış. Ne de olsa o seçecek demiş, saygı duymuş. Kız da çirkin yabancının teklifini kabul etmiş.

Yabancı o gece sarayın hizmetlilerinin yattığı odada uyumuş. Prenses heyecandan uyuyamamış ama gün elbette tüm güzellikleriyle, kötülüklerin üstüne doğmuş. Kahvaltıdan sonra delikanlıyla buluşmuşlar. Bugün ne yapmak istediğini sormuş kıza. Kız da dağın ardındaki şelaleye gitmek istediğini söylemiş.

Az gitmişler uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler. Şelaleye varmışlar. Yüreciği heyecandan kulaklarından çıkacak prenses, suya bakarken öyle bir dalmış ki yabancının yanından ayrıldığını fark etmemiş. Çok geçmeden kızın yanına gelmiş delikanlı. Kız nerede olduğunu sorunca, kendisi için çok güzel çiçekler topladığını söylemiş. Kız yine gülmemiş ama delikanlı çiçeklere, doğaya, kıza, suya öyle güzel bakmış ve öyle güzel gülmüş ki prenses kendine hayret etmiş. Prensese birlikte koşmayı teklif etmiş sonra… Öyle neşeli koşmuş, öyle danslar etmiş ki kızın etrafında, bunu da gerçekten kalbinden istediği için yapmış.

Bu çirkin delikanlının tek sırrının hayatı çok sevmesi olduğunu, prenses o gün anlamış. Gökteki uçan kuşa bilen selam veren bu çocuk ruhlu adam, gerçekten çok eğleniyormuş bunları yaparken. Prenses bir aralık tebessüm edivermiş yabancıya. O tebessümmüş ki çirkini dünyanın en yakışıklı erkeği yapıvermiş. Gözlerine inanamamış prenses. Delikanlı çirkinliğinden dolayı ona hiç tebessüm edilmemesi lanetinden de böylece kurtulmuş ve birlikte kralın yanına gitmişler. Kral sevincinden deliye dönmüş. Çirkin delikanlıyla prenses, sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP