15 Mayıs 2024 Çarşamba
ŞEREF IŞIK
Bu hafta gündemimde başka bir konu vardı; ama bir telefonla gündem değişti. Telefonu evde bırakmış kısa bir süre için dışarı çıkmıştım. Döndüğümde cevapsız bir arama vardı. Numara tanıdık değil. Aradım numarayı.
-Alo, ben Şeref Işık. Beni aramışsınız.
-Kim?
-Şeref Işık.
-Ha! Alo, bir dakka. Ben Hakkı Yıldırım. Size ne oluyor? Beni tanıyor musun?
-Evet, ben sizi tanıyorum Hakkı bey.
-Siz CHP’den ne istiyorsunuz? Siz Tapan gezisine katıldınız mı? Size ne erikten, sudan, herkesin orucundan. İlçe başkanının il delegeliğinden.
-Ben zaten Tapan’dayım. Evimin önünden geçtiniz. Ben duyduklarımı ve gördüğümü yazdım. Başkanın il delegeliğine laf etmedik. Hakkıdır doğal olarak.
-İlçe kongresinde de yazmıştın, şimdi de yazıyorsun, ne istiyorsun bizden? CHP Kılıçdaroğlu ile iktidara gidiyor ilk defa. Ben sizin aileyi tanırım. Sizin oy verdiğiniz partiler birer birer kapandı. Bir CHP kaldı ayakta.
Hakkı Abi büyüğümüz, çok sevdiğim bir arkadaşımın da yakını. Kızmıştı belli. Sözünü kesmeden dinlemeyi tercih ettim. Konuştu konuştu, konuştukça sakinleşti. “Bu bir tehdit değil” dedi. Biraz daha konuştu, içini boşaltmanın rahatlığı ses tonuna yansıyınca, “Haklısın Hakkı Bey” dedim. O’da “Teşekkür ederim” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Öncelikle yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim Hakkı Abi. Umarım, benim diğer yazdıklarımı da okuyorsunuzdur.
Ben yazımda gördüğümü ve duyduğumu yazdım. Bir de buna kendi duygu ve düşüncelerimi biraz espri, biraz ironi katarak ekledim. Yalanım yok. Hakaret etmedim. Kongre yazımda öyleydi. Hatta çoğu CHP’li den övgü de aldım o yazı için. “Çok güzel durum tespiti yapmışsın” diyenler oldu.
Geçen hafta ki yazım da bir durum tespiti idi. Ben CHP Genel Merkezine de bir mail atabilirdim. “Milletvekiliniz köyümüze geldi ama millete görünmeden gitti” diyebilirdim. Bunu yapmadım.
Siz niye yazılarımın içinden bazı cümleleri cımbızla çıkartıyorsunuz? “Teşbihte hata olmaz” derler, teşbihlerimi (benzetme) gerçekmiş gibi algılıyorsunuz. Genel olarak tespit ve yorumlarım haksız mı onu söyleyin?
Şimdi bir matematik hesabı yapalım. AKP yüzde elli ile iktidar. CHP’nin oyu yüzde 26. İktidar olabilmek için AKP’nin oyunu geçmek lazım. Diyelim MHP’nin yüzde 14 oyunu aldık. Etti yüzde 40. Bağımsızların yüzde 6 oyunu da aldık. Etti mi yüzde 46? Yüzde 4’de diğer oylar.
Bu problem doğru gibi görünüyor ama mümkün mü? Kesinlikle hayır. Ne yapmak lazım? Aa-Ke-Pe’nin oyundan almak lazım.
Bunu nasıl başarırız? Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi mahalle mahalle, köy köy gezip halkı tek tek dinleyerek ve onları ikna ederek. Çünkü oylar bu yolla gitti, bu yolla dönebilir ancak.
CHP’nin eski kaleleri şimdi AKP kalesi olmuş. Oraları geri almak gerek. Bunu yaparken de halkın değerlerini göz ardı etmemek gerek. Bana kaç arabayla geldiğinizi, kaç kişi olduğunuzu, arabaların hangi marka olduğunu anlatmadı köylüler. Ne anlattılarsa onu yazdım ki, CHP bundan pay çıkarsın istedim.
“CHP’den ne istiyorsun?” diyorsun.
Samimiyetle söylüyorum;
CHP’den iktidar olmasını istiyorum. Çünkü şu anda matematiksel olarak iktidara en yakın alternatif CHP.
CHP iktidar olsun ki ağzına “TÜRK” kelimesini almaya korkanlar gitsin iktidardan. Ülke bölünme tehlikesinden kurtulsun. Halkın milli duygularını, milli değerlerini, dini inançlarını kullanarak dejenere edenler bitsinler artık.
Cenab-ı Allah “Birbirlerine sahip çıksınlar diye ben insanları milletlere ayırdım” demiş. Bu ülkenin yüzde doksanı da Türk Milleti. “Türk” diyemeyen birilerince yönetilmek ağırıma gidiyor.
Yazımı bir soru ve bir cevapla bitireyim. Kozan yerel basınından, iyi bir CHP savunucusu, güzel muhalefet yapan arkadaşa sordum.
-Sarıgül sizin için ne anlam ifade ediyor?
Aldığım cevap aynen şu;
-Sarıgül, Baykal ve Kılıçdaroğlu’nun tırnağı etmez; ama, CHP iktidara ancak Sarıgül ile gelir.