10 Şubat 2012 Cuma
Seni anlatabilmek Seni: Atatürk’e yol alan derviş…
Portakal Mevsiminde Kuran Dersleri
SAMİMİYET, SEN NEREDESİN?
Anadolu’yu konuşturan usta bir yazar: AHMED HAMDİ TANPINAR
Kurban Nedir? Kurban’ın Dinimizdeki Önemi?
Bugün Benim Doğum Günüm...
RECEP ÇAĞLAR (MERHUM) ALLAH RAHMET EYLESİN
Dil beş duyu organımızdan birisidir. Tat almamızı sağlar. Bu yönü hayatın akışı içerisinde işlevini hiç ara vermeden işlevini görür,durur.Konuşurken dil denen organımızı kullandığımız için kendi duygu ve düşüncelerimizi anlatmaya yarayan, sahip olduğumuz söz ve sözcük ifade etmemize,yani konuşmamıza da dil denir.Daha önceki yazılarımızda dilin ehemmiyeti,korunması,geliştirilmesi hususlarına dikkat çekmiştik.Dil de bozulma bir anda olacak bir olgu değildir.”Yel kayadan ne götürür” şeklinde Azeri Türk atasözümüz vardır.Bende diyorum ki;Suyun götürdüğü bir yerde birikir zamanla deltalar oluşturur,yok olmaz.Başka bir mevkiye taşınmış olur.Zaten bir sürü ovamız da bu şekilde oluşmuştur.Ama rüzgar yavaş,yavaş götürür hiç geri dönmez.Dildeki yozlaşmada böyle olur yavaş,yavaş olur ama geri dönüşü olmaz.yani “Yel kayadan çok şey götürür”
Dilimizi doğru kullanmaya önem verelim, anlamını kesin bilmediğimiz kelimeyi konuşma ve yazmada kullanmayalım. Kelimeleri yerli yerinde kullanalım. Konuşma dilinde ve gerekse yazı dilinde çok bariz yanlışlar yapılmakta.
Örnek verecek olursak: Hayvanlar yavru yaptı(doğum yaptı) şeklinde bir cümle kullanılmakta. Oysa hayvanların yavru isimlerine göre kullanılır. İnek buzağıladı, koyun kuzuladı,at kulunladı,arı oğul verdi,kuş civciv çıkardı,eşek kürüledi,it,kedi enikledi v.b.Görüldüğü gibi yavrusunun ismiyle adlandırılır doğum olayı.Tüm bu kelimelerin yerine yavruladı,yada doğurdu diyemeyiz.
Bir başka örnek: Ayrılan kişiler birbirine “hoşça kal ” ya da “Güle-,güle kal”diyorlar. Oysa giden kalana “hoşça kal”kalan gidene “güle, güle” demesi gerekir. Doğrusu böyle olmalı.
Bazen hoşça kal yerine ”by,by” denmektedir.tamamen yanlıştır.Tamam yerine ”okey”,msn konuşmalarında da artık hani dilden alınmışta okey kelimesi kısaltılarak ”ok ”denmekte kısaca.Oysa onun yerine yüzde yüz Türkçe olan tamam kelimeli kullanılmalıdır.
Biz eğitimciler eskiden ödev e yazılı kağıtlarını okurken yanlı olan cevabı(X9) işareti koyarak yanlı olduğunu belirtirdik.
Zamanla bu algı değişti.Yanlı olanın üzerinin çizilerek değil,yanına doğrusunun yazılmasının daha doğru olduğu gerçeğine varıldı.O yanlış ise doğrusu ne?Bizler de bu yanlışları tenkit ederek değil,doğrusunu göstererek yanlışı göstermemiz gerekmektedir.
Bundan 800 yıl önce Yunus Emre şiirlerini öz Türkçe ile yazmış ve günümüzde okuyan herkes tarafından anlaşılmaktadır.1277 ılında Karamanoğlu Mehmet bey tehlikeyi sezmiş,tedbir olarak ünlü fermanını yayınlamış.Femanında” Şimdiden girü hiç kimse ne kapuda ve divanda ve meclis ve seyranda Türkî dilinden gayri dil söylemeye.”demiştir.Şeyhe Edebalinin Osman Gaziye vasiyeti de Öz Türkçe olarak kaleme alınmıştır.
Bizim dilimizde yarıya yakın Arapça kelime varken ve de biz bunları istisnasız kullanıyorken,
1936 yılında Kahire’de toplanan Arap dil kurultayı, Türkçe kökenli 3600 kadar sözcüğü Arapça sözlükten çıkarmıştır. Çıkarılan bu sözcükler arasında ”sarık” sözcüğü de vardır.
İşte tüm bunları üst üste koyarak “Yel kayadan ne götürür “demeyelim.Dilimize sahip çıkalım.Unutmayalım ki;Dil=Kültür=Millet eşitliği hiçbir zaman bozulmaz.Bir fikir vermesi bakımından Şeyh Edebali’nin vasiyetini de sizlere sunuyorum
ŞEYH EDEBALİ’NİN
OSMANLI DEVLETİNİN KURUCUSU ve
DAMADI OSMAN GAZİ’YE VASİYETİ :
Ey oğul, artık Bey’sin!
Bundan sonra
öfke bize, uysallık sana.
Güceniklik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize, hoşgörmek sana.
Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
Haksızlık bize, bağışlamak sana…Ey oğul, sabretmesini bil,
vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma;
insanı yaşat ki devlet yaşasın.Ey oğul, işin ağır,
işin çetin, gücün kula bağlı.
Allah yardımcın olsun…
Güçlüsün, kuvvetlisin,
akıllısın, kelamlısın!
Ama; bunları nerede,
nasıl kullanacağını bilmezsen
sabah rüzgarında savrulur gidersin.
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve
iradene sahip olasın!
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi
değildir. Bütün bilinmeyenler,
feth edilmeyenler,
görünmeyenler, ancak sen faziletli ve
ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.Ey oğul ! Ananı , atanı say !
Bereket büyüklerle beraberdir.
İnancını kaybedersen ,
yeşilken çöllere dönersin.
Açık sözlü ol ! Her sözü üstüne alma !
Gördüğünü görme ! Bildiğini bilme !
Sevildiğin yere sık gidip gelme !Ey oğul ! Üç kişiye acı :
Cahil arasındaki alime ,
zenginken fakir düşene,ve
hatırlı iken itibarını kaybedene.Ey oğul! unutma ki,
yüksekte yer tutanlar,
aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklıysan mücadeleden korkma !…