16 Mart 2018 Cuma
Sadullah Kısacık’ın Kanun Teklifi Önerisi Hayata Geçti
Portakal Mevsiminde Kuran Dersleri
HAKKANİYET ÇEMBERİ
Anadolu’yu konuşturan usta bir yazar: AHMED HAMDİ TANPINAR
Kurban Nedir? Kurban’ın Dinimizdeki Önemi?
Bugün Benim Doğum Günüm...
Av. AYŞENUR ATICI
Çek Nedir?
Ekonomik ve ticari hayatımızın vazgeçilmezlerinden biri olan çek, ödeme aracıdır. Çek görüldüğünde ödenir. Vade yoktur. Ancak Çek Kanunu’ndaki son düzenlemelere göre artık çekin vadeli olabileceğini de kabul ettik. Çekte asıl olan çekin muhattap bankaya ibraz süreleridir. Bu ibraz süreleri:
-Çekin üzerindeki muhattap banka şubesi ile keşide yeri (düzenleme) aynı ise 10 gün,
-Çekin üzerindeki muhattap banka şubesi ile keşide yeri (düzenleme) farklı ise 1 aydır.
Bu süreler çekin bankaya ibraz(verilme) süreleridir. Çekte ibraz süresi çekin düzenlendiği tarihten itibaren başlar. Bu süreler içerisinde muhattap bankaya çekin ibraz edilmesi gerekir. Bu süre içerisinde keşideci (çeki düzenleyen) çekten rücu edebilir. (Ödemeden cayabilir.) Eğer keşideci bu süre içerisinde caymamışsa muhattap bankaya çek ibraz edildiğinde banka yine ödeme yapılabilmektedir. Fakat bankanın bu konuda bir zorunluluğu yoktur. Ayrıca ibraz sürenizin son günü bir tatil gününe denk geldiyse son gün ilk iş gününe kadar uzayacaktır. Örneğin 10. Gün cumartesi veya pazara denk geldiyse süre ilk iş günü olan pazartesi günü mesai saatinin bitimine kadar uzayacaktır.
Çekle İlgili Bazı Hatırlatmalar:
1 Ocak 2018 tarihi itibariyle çekin ödenmesi için vade tarihini beklemenize gerek yok. Vadeden önce bankaya gidip çekin ödenmesini isteyebilirsiniz. Vadeden önce gittiğinizde size o gün çek hesabının bir karşılığı olmadığı ve vade tarihinde tekrar gelmeniz gerektiği söylendiyse o an hesapta belirtilen miktar bulunmayabilir, hemen çek karşılıksız deyip paniğe kapılmayın, sakin olun. Vade tarihinde çeki bankaya tekrar ibraz edin. Şimdilik vadesine kadar beklemeniz şart.
Çeki vadesinde yani yukarıda belirttiğimiz kanuni ibraz süresi içerisinde bankaya verdiniz. Çek hesabında belirtilen meblağ var ise banka sizden T.C kimlik numaranız veya varsa Vergi Kimlik Numaranızı isteyip size ödemeyi yapacaktır.
Eğer çek ibraz süresi içerisinde tamamen veya kısmen karşılıksız çıkarsa, banka çekin arkasına ‘’karşılıksızdır’’ ibaresini ekler ve sebebini yazar. Bu ileride kanuni haklarınızı kullanmanız için size yararlı olacaktır.
Çekim Karşılıksız Çıktı, Şimdi Ben Ne Yapacağım?
Çekin karşılıksız olduğunu öğrendiğiniz tarihten itibaren 3 ay veya herhalde fiilin işlendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde;
1- Çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği,
2- Çek hesabının açıldığı banka şubesi,
3-Hesap sahibinin yahut
4-Şikayetçinin yani sizin yerleşim yeri icra ceza mahkemesinden herhangi birine ‘’karşılıksız çek ‘’ davası açmanız gerekir.
Önceden savcılığa şikayetle başlayan bu işlemler 6728 Sayılı Kanun’un 63. Maddesi ile 5941 Sayılı Çek Kanunundaki bazı değişikliklerle 31.12.2017 tarihi itibariyle artık icra ceza mahkemesinin alanına girmektedir. Yani bu tarihten sonraki işlemleriniz için yukarıda belirttiğimiz yetkili mahkemelerden birine giderek davanızı açabileceksiniz.
‘’Peki 31.12.2017 tarihinden öncesine ait karşılıksız çekim varsa ne yapacağım?’’ diye soracak olursanız bu konuda uygulamada sıkıntılar olduğunu söyleyebilirim. Bazı icra ceza mahkemeleri hayır biz 31.12.2017 tarihi ve sonrası için görevli hale geliriz bu tarihten önceki karşılıksız çek iddiaları için savcılığa başvurulsun deyip davayı reddettiği kararlarda Yargıtay emsal kararlarıyla yerel mahkemenin (söze konu icra ceza mahkemesinin bu görevsizlik kararlarını) bozmuştur.
Karşılıksız çek keşide etme (düzenleme) fiilinin yaptırımı her bir çek yaprağı için 1500 güne kadar adli para cezasıdır. Yeni düzenleme ile, hükmedilen adli para cezası ödenmezse bu suç için ön ödeme, uzlaşma, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya erteleme gibi alternatif yaptırımlar uygulanmayacak, nakden ödenmeyen adli para cezası hapis cezasına çevrilecektir!
Ödenecek adli para cezası, karşılıksız çıkan çek miktarı ve hesaplanacak faiz ile takip ve yargılama giderlerinden az olmayacaktır.
Dikkat edin, karşılıksız çek keşide etme eyleminden dolayı yapılacak duruşmayı alacaklının yada vekilinin takip etmemesi halinde alacaklının şikayet hakkını kaybedeceği düzenlenmiştir. Çünkü karşılıksız çek keşide etmek suçu şikayete bağlıdır.
Ayrıca yargılama devam ederken karşılıksız çek düzenleyen kişi hakkında ‘’çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağı ‘’ konulabilecektir.
Bu bilgiler, güvenli elektronik imza ile imzalandıktan sonra UYAP aracılığıyla MERSİS ile Risk Merkezi’ne elektronik ortamda bildirilir. Risk Merkezi bu yasağına tabi olanları bankalara bildirir. Yasak kararı, çek hesabı gerçek ya da tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler (düzenleyenler) ve karşılıksız çek sermaye şirketi adına düzenlenmişse ayrıca yönetim organı ve ticaret sicile tescil edilen yetkilileri hakkında da uygulanır. Hakkında çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağı bulunan kişiler, yasaklılıkları süresince şirket yönetim yönetim kurulunda görev alamazlar.
Eğer karşılıksız çekle ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde davanız bir şekilde reddedilirse yasağın konuluş usulüne göre yasak bu kişi üzerinden kaldırılır.
Yine hatırlatmak gerekir ki davanız herhangi sebeple reddedilirse İstinaf kanun yoluna başvurma hakkınız vardır.
Karşılıksız keşide etme suçuna mahkumiyet halinde cezanın infaz edilmesinden (tamamlanmasından) 3 yıl sonra ve herhalde 10 yıl içerisinde ‘’çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağının’’ kaldırılmasının talep edilmesi gerekir. 16/03/2018
NOT: Soru, istek ve önerilerinizi aysnr.atc@outlook.com hesabı üzerinden yöneltebilirsiniz.
Sevgiyle kalın…
AV. AYŞENUR ATICI
Av. AYŞENUR ATICI
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte her geçen gün değişen bilişim dinamikleri günlük hayatımıza kolaylıklar sağladığı gibi bazen hayatımızı hiç istemediğimiz ölçüde zorlaştırabilmektedir de. Bu haliyle de bilişim suçları güncelliğini yitirmemektedir. Önemine binaen bu hafta bu konu hakkında konuşmakta yarar görüyorum.
Siber Suç Nedir?
Siber Suç, herhangi bir bilişim sisteminin güvenliğini tehlikeye düşürecek faaliyetlerde bulunmak suretiyle kişilerin hak ve yetkilerine karşı bilişim sistemleri kullanılarak işlenen suçlar olarak tanımlanabilir. Siber suç kavramı çeşitli kanunlarda farklı adlar altında kullanılabilmektedir. Örneğin, bilişim suçu, teknolojik suç… gibi. Her ne ad altında olursa olsun yaşadığımız dijital çağda bu suçlara ilişkin mağduriyetler ve şikayetler her geçen gün artarak gündemi meşgul eder hale gelmiştir.
Hangi Suçlar Siber Suç Kategorisinde Değerlendirilir?
.Çocuğun Cinsel İstismarı ( Türk Ceza Kanunu madde 103)
.Haberleşmenin Gizliliğini İhlal ( Türk Ceza Kanunu madde 132)
.Kişisel Verilerin Kaydedilmesi (Türk Ceza Kanunu madde 135)
.Nitelikli Hırsızlık ( Türk Ceza Kanunu madde 142/2-e)
.Nitelikli (Bilişim Sisteminin…. Araç Olarak Kullanılması Sureti ile) Dolandırıcılık ( Türk Ceza Kanunu madde 158/1-f)
.Müstehcenlik (Türk Ceza Kanunu 226/3)
.Örgütlü Kumar & Bilişim Sistemi Kullanılarak Kumar Oynatma ( Türk Ceza Kanunu 228/3, 228/4)
.Bilişim Sistemlerine Girme (Türk Ceza Kanunu madde 243)
.Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme (Türk Ceza Kanunu madde 244)
.Hacking
.
.
Şimdi gel gelelim bizi en çok ilgilendiren şu güncel problemlere…
‘’Adıma Sahte Sosyal Ağ ( İnstagram, Facebook…) Hesabı Açılmış Ne Yapmam Gerekiyor?’’
Hemen koştur koştur karakol veya emniyete gittiniz, polise, ‘’ memur bey benim hesabım çalınmış hemen bulur musunuz ? ‘’ demekle olmuyor yok öyle bir dünya. Prosedür denilen bir şey var.
İlk önce hesabın olduğu siteye -artık hangisi ise- o sahte hesabı şikayet etmelisiniz.
Suçu anlatan ayrıntılı bir dilekçe yazınız. Sahte hesaba ait URL adresinizi ( örn http://www.facebook.com/xx.xx ) de dilekçenize iliştiriniz. Elden bu dilekçeniz ile birlikte suçun işlendiği yer Polis Merkez Amirliği’ne, Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne müracaat edin. Gerekli işlemler ve bundan sonra işleyecek prosedürlerle ilgili size bilgilendirilme yapılacaktır.
Facebook’ta ekli olan arkadaşım mesaj bölümünden benimle iletişime geçerek ‘’TEKNOSA hediye çeki var seni de düşündüm faydalanmak ister misin?’’ Dedi. Sende hediye çeki kazanacağım düşüncesiyle teklifi sorgulamadan kabul ettin. İlk önce telefonunun faturalı olup-olmadığını sordu. Sende ‘’faturalı’’ dedin ve telefon numaranı verdin. Gelen onay kodlarını da kendisine ilettin. Bu işlemi birden çok kez tekrarlayarak gelen kodları gönderdin. Farketmeden her seferinde 100-200 TL gibi tutarlar mobil ödeme sistemi yöntemiyle faturandan tahsis edildi. Sonra sana kredi kartının olmadığını sordu. Sende olduğunu söyledin. Kart numaran dahil ne kadar bilgi istediyse hepsini verdin. Senin bilgin ve isteğin dışında harcamalar yapıldı. Ne Yapman Gerekir?
İnternet üzerinde gezinirken çocuk istismarı (pornografi) olayı ile karşılaştınız. Ne yapmam gerekir?
İlgili paylaşımın ekran görüntüsü alınır. Paylaşıma ait URL uzantısı kopyalanır. Akabinde en yakın kolluk kuvveti birimine veya Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatta bulunulur. Veya ilgili emniyet müdürlüğünün e-posta adresine de ihbar edebilirsiniz.
Facebook hesabım çalındı. Ne yapmam lazım?
http://www.facebook.com/hacked linkin yönlendirilmesi ile hesabınızı geri alma ihtimaliniz vardır. Siber suçlar size hesabınızı geri teslim etmez. Hesabınızı ele geçiren şahsın bulunmasına yönelik çalışmalar yapar. Hesabın kapatılması talebinde bulunur. Bilindiği üzere Facebook, İnstagram.. Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir kuruluş olduğundan ve Türkiye’de de herhangi bir irtibat bürosu bulunmadığından bu yöndeki şikayetleriniz Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre değerlendirilemeyecektir.
AV. AYŞENUR ATICI
Av. AYŞENUR ATICI
AİLE KONUTU ŞERHİ NEDİR?
Aile konutu, eşlerin evlilik birliğinin devamı süresince birlikte bir şeyler paylaştığı, acı tatlı günlerini geçirdiği bir nevi aile hayatının merkezi konumunda olan ortak konutudur. Yeni Türk Medeni Kanunu ile hayatımıza giren bu kavram, manevi açıdan olduğu gibi maddi olarak da pek çok önem arz etmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 194. Maddesi aile konutu ile ilgili yasal düzenlemeleri ve sınırlamaları belirtmektedir. Şöyle ki:
‘’Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen (birlikte) sorumlu olur.’’ denmektedir.
PEKİ BU ŞERHİ NEDEN KOYDURMALIYIM? BANA NE GİBİ KATKILARI VAR?
Genel olarak toplumumuzda ailenin oturmuş olduğu evin maliki kocadır veya ev koca tarafından kiralanmıştır. Belli bir süreden sonra evi kiralayan veya ev sahibi olan koca boşanmak isteyip de kadın boşanmama konusunda ısrarcı olduğunda koca boşanmak istediği eşini zor durumda bırakmak için evi terk edip üzerine olan evi tapuya gidip bir üçüncü kişiye satıyor ve bu durumdan haberi olmayan eş ve çocuklarını mağdur durumda bırakabiliyordu. Bu sebeple evin yeni maliki, kadın ve çocuklara ‘evden çıkın’ ihtarını yapıyor ve icra kanalıyla ev tahliye edilip çocuk ve kadın sokağa atılabiliyordu. Ya da ev kiralıksa bile evden ayrılan koca kira borcunu ödemiyor ve tüm borç kadın üzerine kalabiliyordu. Kira borcunu ödeyemeyen kadın ise icralık olup yine zor durumda kalabiliyordu.
İşte aile konutu şerhinin önemi tam da burada ortaya çıkıyor.
Evin maliki veya kiracı sıfatı olmayan eş evin kayıtlı olduğu tapuya aşağıda örnek üzerinden anlatacağım belgelerle gittiği zaman aile konutu şerhi koydurduğunda, evin sahibi olan veya kiracı görünen eş sizin açık rızanız olmadan evi satamaz, kirada iseniz kira sözleşmesini feshedemez, üzerine ipotek, rehin veya diğer sınırlı ayni haklar koyamaz. Bunları sizin haberiniz olmadan yapamaz. Bunun için sizin açık rızanızı alması gerekir.
Daha anlaşılabilir olması açısından durumu örnek üzerinden anlatalım.
Feriha ve Emir 7 yıllık evlidirler. Tapu maliki Emir’dir. Feriha ise bir gün Emir’in kendisine hiçbir şey söylemeden evi satmasından endişe etmektedir. Feriha oturdukları yerin muhtarlığından ailenin o evde oturduğuna dair ikametgah senedi veya nüfus müdürlüğünden nüfus kayıt örneği alır. Ayrıca yanına evlenme cüzdanını da alıp tapuya şu dilekçe ile başvurması gerekir:
Not: Lütfen dilekçenize ikametgah senedi veya nüfus kayıt örneğinizi eklemeyi unutmayın!
Aile Konutu Şerhi Dilekçesi (ÖRNEK)
…………. TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ’NE
AİLE KONUTU ŞERHİ KOYDURMAK İSTEYEN:
ADRESİ:
KONU: Aile konutu şerhi konulması talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR:
1. Tapuda,….. Mevkii ……Pafta ……Parsel’de kayıtlı bulunan taşınmaz eşim …………. adına kayıtlıdır. Söz konusu taşınmazı eşim ile birlikte yıllardır ortaklaşa yaptığımız tasarruflar ve çalışmalar neticesinde almış bulunmaktayız. Almış olduğumuz bu taşınmazda birlikte oturmaktayız. (evlilik öncesi alınan bu ev eşimindir de denilebilir.* illaki evlilik devam ederken evi birlikte edinmiş olmanız gerekmez! ) Aile konutu olarak özgülenmiştir.
2. Medeni Kanunun madde 194/3 “….Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin konulmasını isteyebilir..” hükmü uyarınca taşınmaza aile konutu şerhi konulmasını istiyorum.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izah ettiğim nedenlerden dolayı Tapuda,….. Mevkii …Pafta …Parsel’de kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine aile konutu şerhinin konulmasına karar verilmesini arz ve talep ederim. Saygılarımla.
Ad Soyad
İmza
EKİ: Nüfus kayıt örneği
Örneği değiştirelim. Emir ailesiyle birlikte büyük bir evde kirada oturmaktadır. Ekonomik kriz nedeniyle mesken kiraları oldukça düşer. Ancak aile konutunun kirası yüksek bir bedel üzerinden devam etmektedir. Emir’in işleri de eskisi gibi iyi değildir. Emir oturdukları evi tahliye ederse daha iyi niteliklere sahip bir evi daha ucuza kiralayabileceğini düşünmektedir. Eğer Feriha aile konutu şerhi koydurursa Emir kira sözleşmesini Feriha’nın açık rızası olmadan feshedemeyecektir.
Ancak Feriha, oturulan evin kira sözleşmesinin feshine izin vermez ise Emir mahkemeye müracaat ederek haklı sebebin varlığını kanıtlayabilirse (örneğin kendisinin işlerinin iyi gitmediğini ve kira bedelinin de yüksek olduğu gibi…) hakim, aile konutunun kira sözleşmesinin feshine izin verebilir.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise aile konutu şerhi etkisinin evlilik birliğinin devamı süresi ile sınırlı olmasıdır. Eğer boşanma davası sırasında bu şerh hakim tarafından kararlaştırılmış ise boşanmaya karar verilmesi durumunda, kararda boşanmanın kesinleşmesi ile birlikte aile konutu şerhinin de kaldırılması konusunda karar verilmesi gerekir.
EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN KİRACI VEYA EV SAHİBİ EŞ ÖLDÜĞÜNDE DİĞER EŞİN NE GİBİ BİR HAKKI VARDIR?
Sağ kalan eş, yaşantısını devam ettirebilmek için katılma alacağına mahsuben aile konutu üzerinde intifa (kullanma) hakkı veya oturma (sükna) hakkı verilmesini isteyebilir. Sağ kalan eşe aile konutu üzerinde intifa yani kullanma hakkı verilirse sağ kalan eş o evi kullanabilir, boş bırakabilir, kiraya dahi verebilir. Yok sadece oturma (sükna) hakkı verilirse sağ kalan eş o evde sadece kendisi oturabilir başkası oturamaz, kiraya veremez. Sağ kalan eş bu konutu başkasına miras bırakamaz. Yani bu hak sadece sağ kalan eşe oturma hakkı vermiş olur. Ya da sağ kalan eş veya ölen eşin mirasçılarının istemiyle ve haklı sebeplerin varlığı halinde sağ kalan eşe, aile konutu üzerinde intifa veya oturma hakkı yerine, mülkiyet hakkı verilebilir.
Saygılarımla..
aysnr.atc@outlook.com mail hesabından bana ulaşabilir, sorularınızı sorabilirsiniz. İyi günler efenim!
AV. AYŞENUR ATICI
Av. AYŞENUR ATICI
Nafaka Nedir?
Nafaka, boşanma davası devam ederken veya boşanma davası kesinleştikten sonra maddi açıdan zorluğa düşen tarafın diğer taraftan hakimin takdirine uygun olarak talep edebileceği bir miktar paradır.
Nafaka Nasıl Talep Edilir ve Çeşitleri Nelerdir?
Nafaka, boşanma davası açılırken boşanma talebiyle birlikte veya boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrıca açılabilen bir davadır türüdür. 4 çeşit nafaka vardır.
Tedbir Nafakası: Eğer boşanma davanız devam ederken maddi açıdan sıkıntıya düştüyseniz diğer taraftan davanız sonuçlanıncaya kadar hem kendiniz hem de çocuğunuz için bu nafakayı isteyebilirsiniz. Burada önemli olan nokta, bu nafakayı davanız sonuçlanıncaya kadar alabiliyor olmanızdır. Mahkeme şayet boşanmaya karar verir de dava kesinleşirse bu nafakayı artık alma şansınız yoktur.
İştirak Nafakası: Halk dilinde ‘’çocuk bakım nafakası’’ olarak da geçen bu nafaka müşterek çocuğun bakımı için gerekli olan mali desteğin sağlanması amacıyla her iki tarafın katıldığı bir nafaka türüdür. Bu nafaka çocuğun 18 yaşını doldurması, velayet hakkının el değiştirmesi gibi durumlarda sona erer.
Yoksulluk Nafakası: Boşanma sonrası alınabilecek nafaka türlerinden biridir. Yoksulluk nafakasının istenmesinin amacı eşin evlilik birliği içerisinde belli bir hayat standardına sahip olup da boşandıktan sonra bundan mahrum olup yoksulluğa düşmesidir. Yoksulluk nafakası isteyen tarafın boşanma sebebine bağlı olarak karşı taraftan daha az kusurlu veya kusursuz olması gerekir. Eşinden daha fazla kusura sahip olan kişiler yoksulluk nafakası alamazlar. Örneğin aldatma sebebiyle açılmış bir boşanma davasında aldatan eş bu nafakayı alamaz.
Yardım Nafakası: Son olarak bu nafaka türünün boşanma ile alakası olmadığını söylememiz gerekir. Yani bağımsız bir davadır. Bu nafaka yakın akrabalar arasında istenir. Alt soy(çocuk, torun gibi), üst soy(kişinin anne, babası) veya kardeşin yoksulluğa düşmemesi amacıyla verilir.
Nafakayı Kimler Alamaz?
-Eski eşinden nafakayı alabilmek için resmi evlilik yapmadan başka bir kişi ile fiili olarak evli gibi yaşayıp ‘’haysiyetsiz hayat süren kişiler’’,
-Düzenli bir gelire sahip olan kişiler, (yaşlılık aylığı, emeklilik maaşı, dul aylığı.. gibi)
-Bankada belirli miktar parası olan veya onun faizi ile geçinen kişiler,
-Kiraya verdiği evin kirası ile geçinen kişiler,
-Eşiyle aynı gelire sahip olan kişiler,
-Yurtdışından işsizlik aylığı alan kişiler gibi… Örnekleri çoğaltmak elbette mümkün.
NOT: Bu saydıklarımız örnek mukabilindedir. Ayrıksı durumlarda hakimin takdiri geçerli olacaktır.
Nafaka Arttırılıp Azaltılabilir Mi?
Hükmedilen nafaka her yıl aynı miktarda ödenmez. Nafaka her yıl enflasyon oranları, üfe, tüfe, artan veya azalan ihtiyaçlar doğrultusunda değişiklik gösterebilir. Bu durumlarda nafaka artırım ya da azaltım yoluna gidilebilecektir.
Sorularınızı aysnr.atc@outlook.com mail hesabı üzerinden yöneltebilirsiniz. Kolay gelsin efenim!
Av. Ayşenur ATICI
Reşatbey Mahallesi, 62007 Sk., Sevilir Apt. K:8 N:29 Seyhan/ADANA
Av. AYŞENUR ATICI
Fazla Çalışma: Haftalık çalışma süresi en fazla 45 saattir. Kanunda yazılı koşullar halinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalara fazla çalışma denir. Her bir saat çalışma için verilecek ücret, saat başına düşen ücretin %50 arttırılması suretiyle ödenir. Örneğin saat başına 5 TL ödeniyorsa fazla çalışılan her saat için bu fiyat 7.5 TL olacaktır.
Fazla Sürelerle Çalışma: Fazla mesai (çalışma) ile fazla sürelerle çalışma birbirinden ayrıksı durumlardır. Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırk beş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırk beş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır.
Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmi beş yükseltilmesiyle ödenir. Örneğin haftalık 42 saat çalışılması sözleşmede kararlaştırıldı, 45 saate kadar (45. saat dahil) fazla sürelerle çalışma olarak kabul edilip ücret %25 zamlı olarak hesaplanması gereklidir. Bu durumda saat başına 5 TL düşüyorsa %25 yükseltilmiş hali 6.25 TL olacaktır. (3*5= 15 TL yerine ücret 3*6.25=18.75 TL olacaktır.)
İş Kanunumuza göre, fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat on beş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir. İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır.
Fazla Sürelerle Çalışmak İçin İşverenin İşçiden İzin Alması Gerekir mi?
Elbette işçiden izin alınması gerekir.
Fazla Çalışma Süresi 1 Yılda En Fazla Ne Kadar Yaptırılabilir?
Fazla çalışma süresinin toplamı 1 yılda 270 saatten fazla olamaz!
Çalışma Süreleri Hesaplanırken… İşçilere verilen ara dinlenmeleri( yemek, çay veya sigara molaları…) çalışma sürelerinden sayılmamaktadır.
Gece Çalışma Kavramından Ne Anlamamız Gerekir?
Çalışma hayatında “gece” en geç saat 20.00’de başlayarak en erken saat 06.00’ya kadar geçen ve herhalde en fazla on bir saat süren dönemdir. Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’e göre 20.00-06.00 saatleri arasındaki işçi postalarında, 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin çalıştırılmaları yasaktır!
12 Saat Süren Gece Vardiyaları Yasal Mıdır?
Yasal değildir. Şöyle ki, 4857 Sayılı İş Kanunumuzun 69. Maddesine göre gece çalışmaları 7.5 saati geçemez. Ancak turizm, özel güvenlik veya sağlık hizmeti yürütülen işlerde işçiden yazılı onay alınarak 7.5 saatin üzerinde çalışma yaptırılabilir. Ama burada önemli olan nokta işçinin YAZILI onayının alınmış olmasıdır.
Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde…
Bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir. Postası değiştirilecek işçi kesintisiz en az on bir saat dinlendirilmeden diğer postada çalıştırılamaz!
Sonraki haftalarda, kadınların çalışma hayatı, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ve ücretli izin gibi İş Hukukunu ilgilendiren diğer önemli konulardan bahsedeceğim.
Takipte ve esen kalın…
Sorularınız için aysnr.atc@outlook.com mail adresimden ulaşabilirsiniz.