18 Mart 2024 Pazartesi
Sadullah Kısacık: Öğretmenlerimiz Bir Anne, Bir Baba, Bir Abla, Bir Ağabeydir
Portakal Mevsiminde Kuran Dersleri
SAMİMİYET, SEN NEREDESİN?
Anadolu’yu konuşturan usta bir yazar: AHMED HAMDİ TANPINAR
Kurban Nedir? Kurban’ın Dinimizdeki Önemi?
Bugün Benim Doğum Günüm...
Ali Kılınç
HİCRİ YILBAŞI ve MUHARREM AYI
Muharrem ayı hicri yılın ilk ayıdır. 25 Ekim Cumartesi günü 1 Muharremdir.Bu tarihe göre oruçlarımızı ve aşuralarımızı planlayalım inşeallah. Muharrem ayında önemli olayların meydana geldiğine inanılır. Ramazan ayından sonra en faziletli oruç bu ayda tutulur.Bu ayı faziletli kılan hususlardan biri de, bu ayın onuncu günü olan “Aşura” günüdür.Aşura’nın menşe-i hakkında çeşitli görüşler mevcuttur.
1)Hz. Musa (a.s) ve kavminin firavunun zulmünden kurtulduğu ve yahudilerin oruç tutmakla mükellef olduğu gündür.
2)Hz. Nuh’tan itibaren bütün sami dinlerinde mevcut olan ve cahiliyye devri Arapları arasında da Hz. İbrahim’den beri önemli görülüp oruç tutulan bir gündür.Bu konu ile ilgili daha değişik görüşler de vardır.
Ebu Hanife ile bazı Şafiiler, Aşura orucunun önceleri vacib olduğunu, fakat ramazan orucu ile nesh edildiğini, Hanbeli ve bir kısım Şafiiler ise müstehap olduğunu kabul etmişlerdir.Aşura orucu yahudilerde de mevcuttur.Peygamberimiz (a.s) yahudileri taklit etmeme adına sadece aşura günü değil, Muharrem ayının 9.10ve 11. günlerinde oruç tutmayı tavsiye etmiştir.Aşura gününde oruç tutmanın fazileti hakkında sahih hadislerin bulunmasına rağmen, bu günde yapılan diğer faaliyetler hakkında sahih bir rivayete rastlanmamaktadır.
Müslüman Türklerin dini halk geleneğinde önemli bir yer tutan aşura, aynı zamanda, muharremin onuncu günü başlamak üzere daha sonraki günlerde de özel merasimlerde pişirilip dağıtılan tatlıya da ad olmuştur. Aşura’nın islam tarihinde siyasi bir yönü de vardır .Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin 10 muharrem hicri 61’de Kerbela’ da şehit edilmesinden sonra bu tarih siyasi bir önem taşımıştır.(1)
Kerbela Bağdat’ın yaklaşık 100 km güneybatısında yer alan bir şehirdir. Hz. Hüseyin ve ailesinin burada Emeviler tarafından şehit edilmesi buranın önemini artırmaktadır. Hz. Hüseyin ve diğer şehitlerin mezarları burada bulunmaktadır.(2)
Emeviler devrinde halife Muaviye hayatta iken Yezit’e biat etmeyen( onun devlet başanlığını tanımayan) az bir grup arasında Hz. Hüseyin de vardı. Emeviler’in haksız uygulamalarına direnen gruplar vardı. Her zaman iyi hareketleri baltalayan , ortalığı karıştıran insanlar olmuştur. İşte kötü niyetli kişiler şii grupların arasına girerek, Emevilerle olan mücadeleyi içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.
Siyasi ihtiraslar uğruna halife yezit ve Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin karşı karşıya gelmişler. Daha az durumdaki Hz. Hüseyin ve taraftarları, hiç bir vicdanın kabul etmeyeceği bir şekilde katledilerek şehit edilmişlerdir. Yıllar hatta yüz yıllar geçmesine rağmen, yara müslümanların vicdanında taze ve acı vermektedir.(3)
Muharrem Ayı denince en dikkat çekici olay “Kerbela” hadisesidir. Ne yazık ki Müslümanlar geçmişten ders almamışlar ve aynı topraklarda daha acı ve daha Acımasız olaylar devam ediyor.Ziya Paşanın 150 yıl kadar önce söylediği söz maalesef güncelliğini koruyor.
“ Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kaşaneler gördüm”
Dolaştım mülkü islamı bütün viraneler gördüm
Hicri yeni yılda Cenab-ı Allah’ın Ümmet-i Muhammed’e içine düşmüş olduğu bu karanlıktan çıkış yolu göstermesini bütün kalbimle diliyor, bekliyor ve ümit ediyorum.
——————————-
1)Türkiye diyanet vakfı, islam ansiklopedisi 4.cilt S.24-26
2) // // // // // 25. cilt. S.271
3)Doğuştan günümüze büyük islam tarihi, Prf. Dr.H. Dursun YILDIZ