24 Kasım 2024 Pazar
Sadullah Kısacık: Öğretmenlerimiz Bir Anne, Bir Baba, Bir Abla, Bir Ağabeydir
Portakal Mevsiminde Kuran Dersleri
SAMİMİYET, SEN NEREDESİN?
Anadolu’yu konuşturan usta bir yazar: AHMED HAMDİ TANPINAR
Kurban Nedir? Kurban’ın Dinimizdeki Önemi?
Bugün Benim Doğum Günüm...
AKP’de 4 dönem milletvekilliği yaptıktan sonra Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne getirilen Prof. Necdet Ünüvar’ın kişiye özel atamalarına tepkiler giderek büyüyor.
ersitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve El Cerrahisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Sinan Adıyaman, Rektör Ünüvar’a mektup yazarak ‘kişiye özel’ atamalara son vermesini istedi.
Bir dönem Türk Tabipler Birliği (TTB) başkanlığı görevini de yürüten Prof. Adıyaman, bilimsel kadrolara hekimlik eğitimine ve klinik çalışmalarına katkı sağlayacak yetkin kişilerin atanması gerektiğini, ancak yapılan atamalarda kişiye özel uygulamalar yaşandığını söyledi. Ünüvar’ın, uzun süredir kişiye özel atamalarla kadrolaştığı iddia ediliyordu.
Prof. Adıyaman, ‘Sayın Hocam’ diye hitap ettiği mektubunda, “Size bu açık mektubu Tıp Fakültemizde akademik kadrolara yapılan bazı atamalarda uyguladığınız yöntemlerden duyduğum rahatsızlığı bildirmek için yazıyorum” dedi.
NE YAZIK Kİ…
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin Cumhuriyetin kurduğu ilk tıp fakültesi olduğunu ve bugüne kadar atamalarda liyakatın dışına çıkılmadığına işaret eden Adıyaman, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
“Sayın Hocam, ne yazık ki son dönemde fakültemizde ilgili bölümün akademik kurullarının bilgisi ve isteği dışında yapılan kadro ilanları giderek artıyor. Ülkemizin en deneyimli, bilgili ve bilimsel niteliği yüksek öğretim kadrolarından birine sahip olan kurumumuza geleceğin bilim insanları olarak yetiştirilecek gençler yerine kurum geleneğine uzak meslektaşlar atanıyor. Atamalarda kurumumuzda bugüne kadar uygulanan uluslararası akademik değerlerin yerine hangi ölçütlerin kullanıldığı da tartışmanın en temel noktasıdır.
KİŞİYE ÖZEL ŞARTLAR…
Atanacak adayların bilimsel düzeylerinin yüksek olması ve atanacakları kliniğe eğitim ve akademik katkı sağlayacak yeterlilikte olmaları en önemli beklentidir. Takdir edersiniz ki bu beklentinin karşılanmasına uygun kararlar tüm enerjisini birikimini ve zamanlarını o kliniğe vermiş olan öğretim üyelerinin oluşturduğu akademik kurul tarafından verilebilir. Ankara Üniversitesi özelinde düşünüldüğünde bu kadrolar için uygun olabilecek adaylar ilgili alanda çalışan en seçkin bilim insanları arasından seçilmelidir. Ayrıca seçimi yapacak olan jüriler ilgili alanın bilimsel açıdan en saygın öğretim üyelerinden oluşmalıdır. Jürilerin oluşturulma yöntemi ve bilimsel niteliği uygun seçim için en önemli güvencedir. YÖK’ün 9 Mart 2021’de çıkardığı yönetmelikte ‘’ İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının kısmi veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara yer verilemez” şartı mevcut iken ve pek çok idari yargı kararının yanında Danıştay İdari Davaları Daireler kurulununda başvuru koşullarının kişiye özel olmaması yönünde hükmettiği bir karar olmasına rağmen üniversitemizin Tıp fakültesi için ilan ettiği kadrolarda ‘’kişiye özel” şartların konulduğunu görmekteyiz. Bu konuda şaibe doğuran yöntemleri kullanmamak yöneticilerin sorumluluğundadır. Benzer olumsuzlukları önlemek için tüm atamaların akademik kurulların doğrudan içinde olduğu tartışma ve karar süreçleri ile düzenlenmesi gerekir. Evrensel üniversite değerlerine uygun bir tartışma ortamı en acil ihtiyacımızdır.”
12 EYLÜL DÖNEMİNDE…
Prof. Adıyaman, uygulanan atama yönteminin yasal görüldüğünü ancak, akademik değerler ve teamüller açısından bakıldığında meşruiyetinin son derece tartışmalı olduğunu ifade etti.
Adıyaman, “Rektör olarak size bu hakkı veren yasanın 12 Eylül askeri darbesinin gölgesinde yapılan anayasa değişikliği ile verildiğini de hatırlatmak isterim. Demokratik ve özerk üniversite idealine yaklaşmaya çalışan, karar süreçlerine katılımı arttıran ve fakültemizde bilim ve eğitim ortamını güçlendiren uygulamaları beklememizin hakkımız olduğu kanısındayım” dedi. Adıyaman, Rektör Ünüvar’a mektubunu şöyle bitirdi:
“Sayın Hocam, Rektör olarak Üniversitemizin bilimsel gelişimi için tutum alma sorumluluğunuzu hatırlatarak; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin kurum kimliğini zedeleyen, çalışma barışına zarar veren, nitelikli, yüksek kalitedeki eğitim düzeyini bozan ve bilim üretim ortamını olumsuz etkilediğine inandığım bu tür atamaları durdurmanın göreviniz olduğunu belirtmek isterim. Saygılarımla.”