21 Kasım 2024 Perşembe
ORHAN AFACAN ŞİİRLERİ
Hilali kırmızı, beyaz ambulans.
Yapılmaz görevi için tolerans.
Örgütten böyledir gelen referans.
Sokaklarda kalır yaralı, mevta.
Duracak kim bilir kaç gün, kaç hafta.
****
Mermilerin, mermilerle düeti,
Eşlik edeni ölüm silueti.
Olsa da, bozsa zılgıt sükuneti
Sokaklarda gizli patlayıcılar,
Eklenir acıya, yeni acılar.
****
Mermi sesiyle dualar bölünür,
Seken kurşunla rastgele ölünür.
Korkunun şokuyla bazen gülünür
Sokaklarda hendekler, barikatlar.
Çarpıtılır örgütçe hakikatler.
****
Kumla dolu torbalar yığın, yığın.
Taş değil yolda, boş kovan bastığın.
Sanmam devlet olsun o yüz astığın.
Sokaklarda binaların enkazı,
Dolaşır içinde kediler bazı.
****
Dışarıya çıkmak yasak kanunen.
Benimseyecek canını düşünen.
Teröre hedef, yürüyor görünen.
Sokaklar nişancılar kontrolünde.
Kamufle halinde özel rolünde.
****
Polis, asker, sivil herkes tedirgin.
Tedbirli, sabırlı olanda gergin.
Yeterli olmuyor tecrübe, bilgin.
Sokaklarda nişancılar keskin.
Attığı kurşunlar ölüm, nefret, kin.
ORHAN AFACAN
İzmir-18.1.2016
ORHAN AFACAN ŞİİRLERİ
Ev; düğün evi gibi süslendi bayraklarla.
Askere Uğurlamanın kutlamalarında.
“Çanakkale” oynandı sık, sık arkadaşlarla
Taksideki Bayraklar Bugün Tabutlarında.
Ne bedelli,ne bakaya,son dönem ,ilk tertip.
Şahadete seçilmiş sanki özel bir ekip.
Sabretsem de yanarım derin,derin iç çekip
Taksideki Bayraklar Bugün Tabutlarında.
Sessizlik içindeyiz ,hüzün bir ney taksimi.
Kızaran gözlerini eliyle siler kimi.
Sıksam da gözlerimi ,terk etmiyor beynimi
Taksideki Bayraklar Bugün Tabutlarında.
Çektiği meşakkati günler boyu bitmez, say
Ölüm,nefes almak, vermek kadar yakın bir olay.
Daha dün çektiler di davul ,zurnayla alay
Taksideki Bayraklar Bugün Tabutlarında
Ev,düğün evi gibi süslendi bayraklarla.
“Toprak vatan oluyor” şehitli ocaklarla.
Hesap günü yakın hainlerle,alçaklarla.
Taksideki Bayraklar Bugün Tabutlarında.
ImageProxyORHAN AFACAN
İzmir-17.08.2015
HADİSİ ŞERİF
1854 sayılı hadisi EBU HÜREYRE Hz. naklediyor.
“Fırat nehrinin suyu çekilip,altından bir dağ meydana çıkmadıkça kıyamet kopmaz.Bu hazine üzerinde kıtal vukua gelir,her yüzden doksan dokuzu ölür../Kıtale iştirak edenlerden) her kişi
yalnız halas olacağım diye ümitlenir.” demiş Resulullah sa.v. hadisin bir değişik şekli daha var.Ben pek ayet ve hadislerden bahsetmek istemiyorum ama şiirlerimin bazı yerlerinde kullanmaya çalışıyorum.
Hadis Buharı ve Müslim rivayetidir.
ORHAN AFACAN ŞİİRLERİ
Kule altmış dörtte yedi kahraman.
Altı yüz teröristti püskürttü.
Ne bir can kayıbı, ne bir aman
Altı yüz teröristti püskürttü.
***
Şahadet parmağı vatan, tetikte.
Çocuklar arpacık yana beşikte.
Ölümle, İstiklal adım eşikte.
Altı yüz teröristti püskürttü.
***
Sağ kalmak, kalmamak Hakk’ın takdiri.
Biten mermi, şişen silah tedbiri.
Yürekte tevekkül, dilde tekbiri.
Altı yüz teröristti püskürttü.
***
El bombası, roket, roket peşine.
Yüzlerce karşılık bir ateşine.
Irkında rastlanır ancak eşine.
Altı yüz teröristti püskürttü.
***
Kule 64 adresi destanın.
Vatan için değerli canın, kanın.
Teröristler, yandaşları utanın
Altı yüz teröristti püskürttü.
***
Silah yardımları yirmi ülkeden.
En uzak kıt’adan, yakın bölgeden.
Korkuyorlar Türk’e ait gölgeden.
Altı yüz teröristti püskürttü.
***
Gecikir genelde gelen takviye.
Vakit yok yaralıyı tedaviye.
Başlanıldı helallik dilemeye.
Altı yüz teröristti püskürttü.
***
Nerdeyse sayılar bire yüz kişi.
En özel farklılık tetik çekişi.
Denk mi vatan aşkı, taşeron işi.
Altı yüz teröristti püskürttü.
***
Kule 64’ te Gözcü Babadan.
Ayni ruh Asırlar geçse aradan.
Yardımcı, tevhidi için Yaradan.
Altı yüz teröristti püskürttü.
***
ORHAN AFACAN
İzmir-13.02.2016-izmir
Evrenin oluşumuna dair şu anda en çok kabul gören teorik modele göre evren normal madde, kara madde ve karanlık enerjiden oluşuyor. Ottawa Üniversitesi’nde gerçekleştirilen yeni bir açıklamaya göre bu hipotez doğru değil ve evrende kara madde diye bir şey bulunmuyor.
Kozmolojide kara madde ifadesi, elektromanyetik alanlarla veya ışıkla etkileşime geçmeyen, sadece kütleçekim kuvveti ile gözlemlenebiliyor. Öte yandan kara maddeyi henüz göremiyoruz ancak galaksilerin, gezegenlerin ve yıldızların davranışlarını açıklamakta kara madde etkisi de kullanılıyor.
Ottawa Üniversitesi Fen Fakültesi’nden Fizik Profesörü Rajendra Gupta, Ortak Değişkenli Çiftlenme Sabiti ve “yorgun ışık” teorilerini birleştirerek bu sonuca ulaştığını açıkladı. Bu teorinin temelinde ise kozmik takvimde tabiatın güçlerinin zaman içerisinde azalması ve ışığın mesafe kat ettikçe enerjisinin düşmesi fikirleri yer alıyor.
Genel kabul gören görüşe göre evrenin yaklaşık yüzde 27’si kara maddeden oluşuyor. Normal madde ise evrenin yalnızca yüzde 5’ini oluşturuyor. Kalan kısmın ise karanlık enerjiden oluştuğu düşünülüyor. Gupta’nın gerçekleştirdiği çalışma ise bu teoriye meydan okuyor.
Gupta, daha önceki JWST gözlemlerinde evrenin yaşının 26,7 milyar olduğunun ortaya çıktığını, bu durumda da evrende kara maddenin var olmasına gerek olmadığını ifade ediyor. Öte yandan bu durum, evrenin açıklanması için kara maddenin olmadığı bir hipotez oluşturmayı da gerektiriyor.
Bu canlılar, yiyecekleri parçalama, kırma veya onların kokularını alma noktasında ne ağızlarından ne de burunlarından yardım alırlar. Onların bu süreci, bambaşka şekilde ilerler.
Peki bu durumun, ıstakozların ayaklarıyla olan ilgisi nedir?
Istakozlar genellikle yengeç ve midye de dahil olmak üzere sert deniz ürünlerini yemeyi tercih ederler.
Onlar pençelerini yani ayaklarını kullanarak, avlarını küçük parçalara ayırabilir ve bu avların sert kabuklarını kırabilirler. Devamında lokmalarını, bacakları aracılığıyla maksillipedlere yani ağızlarına iletirler.
Yani ıstakozların yemek yeme sürecinde ayakları, büyük önem taşır. Ayrıca ıstakozların dişleri, mide değirmeni olarak isimlendirilir ve yiyecekler, ağızlarının içinde parçalanır.
Yine ıstakozların vücudundaki tüyler hem koku hem de tat almalarına olanak sağlar.
Ancak ayaklar, tat alma noktasında tüylerden çok daha etkilidir. Ek olarak bu canlıların ayakları, sert kabuklu yiyecekleri parçalamalarına olanak sağlar. Genellikle bu işlem, güçlü çenelerle yapılır ancak söz konusu ıstakozlar olduğunda rolü, çene değil bacaklar üstlenir.
Yani ıstakozların ayakları, vücutlarının en değerli kısmıdır. Ayakları olmadan ne yiyeceklerin kokusunu veya tadını alabilirler ne de bu yiyecekleri tüketebilirler.