12 Kasım 2024 Salı
Araf Suresi Ayet 167: Yanlış İcraat Topluma Zulüm ve Azap Getirir
Portakal Mevsiminde Kuran Dersleri
SAMİMİYET, SEN NEREDESİN?
Anadolu’yu konuşturan usta bir yazar: AHMED HAMDİ TANPINAR
Kurban Nedir? Kurban’ın Dinimizdeki Önemi?
Bugün Benim Doğum Günüm...
Kısa ve anlamlı aşk sözlerini aşağıdaki kısımda bulmanız mümkün. Güncellenmiş en yeni aşk sözlerini sevdiğinizle paylaşabilirsiniz. Romantik ve aşk dolu uzun, kısa sözleri bir araya getirdik. İşte romantik aşk sözleri:
Hayatta kalabilmek için insanların havaya, benimse sana ihtiyacım var.
Aşk asla ölçülemez, sadece hissedilebilir. Hayatımı cennetin renkleri ile boyadın. Aşkın benimle olduğu sürece başka bir şey istemiyorum!
“Mükemmel sevgiyi yaratmak yerine mükemmel sevgiliyi aramak için zaman harcıyoruz.”
– Tom Robbins
“Aynı anda iki kişiyi seviyorsanız, ikinciyi seçin. Çünkü ilkini gerçekten sevseydiniz ikinci için düşmezdiniz”
– Johnny Depp
Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?
Yanlış olduğunu bile bile yürüdüğüm yolsun sen.
“Aşk, düşmanı bir arkadaşa dönüştürebilen tek güçtür.”
– Martin Luther King
“Aşk bizim gerçek kaderimizdir. Yaşamın anlamını yalnızken kendimiz bulamıyoruz. Başka biriyle buluyoruz.”
– Thomas Merton
“Cesur olmak, karşılığında bir şey beklemeden koşulsuzca birini sevmektir.”
– Madonna
“Aşk güzel insanların da korkunç şeyler yapmasını sağlayabilir.”
– Jude Deveraux
Seni severken haddimi aşmak istiyorum. Öylesine sonsuz, öylesine soluksuz, nefesimi keser gibi…
“Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.”
– Sabahattin Ali
Ben seni susayacak kadar, ben sana susayacak kadar, ben seni beni susturacak kadar sevdim…
Şimdi sen bilmezsin ama benim sana dokunmadan sarılmışlığım var.
O kadar güzel bakıyorsun ki bazen, bütün dünya kör olsun istiyorum.
Unuttum sanma! Bir şarkı çıkar yine severim seni.
Güneş doğsun diye dua ediyorum. Çünkü seni görmek için gündüze ihtiyacım var.
Sen benim yarınIarımın umutlarısın, sen benim hayat kaynağımsın, yarınIarım için bir merhabasın.
Yağmur gibi sev beni. Kaçmak mümkün olmasın.
Aşk rüzgar gibidir, göremezsin ama hissedebilirsin.
Ben sadece sevmeyi biliyorum, unutmayı öğrenemedim.
Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.
Sadece sev dedi gözlerin, bense aşka müebbet yedim.
Sen benim kalbimde huzur, sesimde duasın.
Kalbim sana yenildi. Bu ne güzel mağlubiyet çiçeğim.
Çünkü bağımlılık yapan bir çift göze sahipsin.
Geceye ay düşer, aklıma gözlerin. Bu nasıl özlemek. Ucu bucağı yok, dibi yok, sonu yok!
Bütün sesler, bütün yüzler ve bütün gülüşler sana benzemeye başladı. Ya da ben seni özledikçe deliriyorum.
Keşke yanımda olsan da o yanaklarını sıksam.
Gitmek başkalarına karışmaktır. Ne olur gitme!
Saat kaç olursa olsun saat hep seni ve senli günleri gösteriyor.
Senin yağmurunda da ıslanırım.
“Senden nefret eden bir çocuktan daha kötü olan tek şey: seni seven bir çocuk.”
Bir gerçek var ki… Asla sana sıradan gibi davranan birini sevme.
Bir kadının güzelliği gözlerinden görülmelidir, çünkü bu onun kalbine giden kapı, aşkın bulunduğu yerdir
Her zaman gülümsemeyle tanışalım, çünkü gülümseme sevginin başlangıcıdır.
Aşk, ateşe yakalanan bir dostluk gibidir. Başlangıçta çok güzel bir alev, genellikle sıcak ve şiddetli, ama yine de sadece hafif ve titrek.
Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!
Aşk, dokunamayacağım güzel bir çiçek gibidir.
Aşk büyüdükçe, kalplerimiz olgunlaşır.
Sahi neydi o kaide. Sevince mi kaybediyorduk yoksa kaybedince mi seviyorduk.
Aşka düşen insanlar için yer çekimi sorumlu değildir.
Derin gözlerin var, gecenin kanat çırptığı. Körpe kolların çiçek ve göğsün gül rengi. Gönlümde vızıldayan yitik ve beyaz arı. Yaşıyorsun zamanda öyle suskun, incecik.
Meczup oldum aşkından yollara vurdum kendimi, Tibet’in en yüksek tepesinde yalınayak bir kadınım… Aşkından tek başıma bambaşka bir diyarda kilitli kaldım.
Denize yakın mağaralarda bir susuzluk duyarsın, bir aşk, bir coşku deniz kabukları gibi sert, alır avucuna tutabilirsin. Denize yakın mağaralarda günlerce gözlerinin içine baktım, ne ben seni tanıdım, ne de sen beni.
İstemedim, hiçbir şey, söylemek istemedim sana. Gözlerinde iki çılgın ağaç gördüm, gülüşten, esintiden, altından iki ağaç.
Ne uzundur unutuş, ah ne kısadır ayrılık. Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca. Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü Belki bana verdiği son acıdır bu acı, belki son şiirdir, bu yazdığım şiir ona.
Evrene uzanmış ezginin kanat ucundan, gelip gelip ayaklarına dokunuyorum sevgilim…
Eğer bir lokmacık bile sevemezsen beni, hiç mi hiç sevemezsen eğer acımı bağışla, beni hoş gör, seni seviyorum…
Yalnız doğduk, yalnız yaşıyoruz, yalnız ölüyoruz. Sadece aşkımız ve dostluğumuz sayesinde yalnız olmadığımız gerçeğini anımsıyoruz.
Hayatınızın en hüzünlü, karışık zamanlarında bile, kime aşık olduğunuzu asla kontrol edemezsiniz. İşte Aşk tam da budur.
“Paraya ihtiyacın yokmuş gibi çalış. Hiç incinmemişsin gibi sev. Kimse izlemiyormuş gibi dans et.”
– Satchel Paige
“Beni sev ya da nefret et, ikisi de benim lehime. Beni seviyorsan, daima kalbinde olacağım ve benden nefret ediyorsan, aklında olacağım.”
– Qandeel Baloch
“Başarılı bir evlilik, daima aynı kişiyle, birçok kez aşık olmayı gerektirir.”
– Mignon McLaughlin
Uyuyamadığınız zaman aşık olduğunuzu biliyorsunuz çünkü gerçeklik sonunda hayallerinizden daha iyi.
Karanlık, karanlığı gideremez: bunu sadece ışık yapabilir. Nefret nefreti ortadan kaldıramaz: yalnızca aşk bunu yapabilir.
Olmadığın şey için nefret edilmek, olmadığın şey için sevilmekten iyidir.
“Birisi tarafından derinden sevilmek, size güç verirken, birisini derinden sevmek size cesaret verir.”
– Lao Tzu
Ondan hoşlanıyorsan, seni mutlu edecekse ve onu tanıdığını hissediyorsan, o zaman sakın gitmesine izin verme.
“Gerçek bir aşk il insanlar nadir karşılaşır ve bu aşk hayata gerçek bir anlam veren tek şeydir.”
“Bu hayatta, sevmek ve sevilmek için tek bir mutluluk vardır.”
– George Sand
Mükemmel aşkı yaratmak yerine, mükemmel aşkı bulmak için zaman harcıyoruz.
“Şeytan kadar siyah, cehennem kadar sıcak, bir melek kadar saf, aşk kadar tatlı.”
– Charles Maurice de Talleyrand
Bir söz var. Birinin seni sonsuza dek sevmesini istiyorsan, bir köpek al, besle ve etrafta kal.
He şey unutulur da kalbimde bir sen unutulmazsın. Bir iz gibi kalbimde daima kalacaksın.
Bir kadının alnı dudaklarından daha değerlidir. Sonuçta dudaklarından dökülecek seni seviyorum bile önceden alnımıza yazılmıştır.
Ya sevmesin kimse kimseyi, ya da akmasın aşk dolu gözlerden yaş. Ya olmasın bu aşk denilen illet ya da adam gibi sevmeyi bilsin herkes.
Bana yüreğinle gel bahanelerinle değil.
Tabağında yiyebileceğin kadar yemek, hayatına sevebileceğin kadar insan al.
Sen gittikten son yalnız kalmak korkmuyorum da… Ya yokluğunda ellerini tutmak istersem…
Beni sevecek kadar deliysen, hak edecek kadar mertsen, yalan söylemeyecek kadar şerefliysen bende uğruna ölecek kadar yürekliyim.
Her insan bir yağmur tanesidir. Kimi çamur çukuruna kimisi de gül yaprağına düşer.
Olsun mu olmasın mı dert sana uğramasın… Gitsin de gelmesin bir daha ayrılık hiç…
Kalbim perişan gönlüm deli, sana yazdım ben bu aşk dolu sözlerimi…
Uzun oldu, ne zor oldu, kalbim yoruldu sevgilim… Dön gel her şey kalsın…
Yararsızım, araftayım… Çok özledim ve çok yalnızım sevgilim…
Öyle bir çık ki karşıma, her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi hissedeyim seni.
Gecenin karanlığında, güneşin ışığında, suyun damlasında, selin coşkusundasın. Kimi yanımda kimi rüyamda ama sen benim hep aklımdasın bunu sakın unutma.
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevda da boğulur.
Seni gökteki yıldızlara benzetiyorum. Onlar kadar etkileyici, onlar kadar çekici ve güzelsin. Aranızdaki tek fark var; onlar milyonlarca sen ise bir tanesin.
Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına dolar insanın, sussan acıtır, konuşsan kanatır.
“Eve yalnız dönüyorum ben de. Sakın “kal” deme bana, gidiyorum. Alışamadım bu kente.”
– Yaşar Kurt
“Hiçbir vücut ısısı değiştirmiyorsa mevsim normallerini, sevmek de yok artık hiç kimseyi”
– Cüneyt Ergün
“Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar, hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar.”
– Cem Karaca
Bu bizim hikayemiz, sevgilim… Öyle saf öyle temiz ki, kimse kirletmeye cesaret edemez.
Sevgilim, saçına rüzgar değsin onu bile kıskanırım bilmez misin.
Gitmek çözecekse ve biri gidecekse, buralar gitsin, sen gitme.
“Soysuz, gönlün bende yoktu, niye doğru yoldan şaşırttın beni?”
– Mustafa Özarslan
Beni silahla öldüremezsin sevgilim… İstersen bir de gülmeyi dene…
Duy beni sevgilim… Gecenin üçünde beni bağlayan damla damla sen…
Sen, gel ki bir tanem… Bahar kokunu kıskansın
Şimdi öyle uzak ki geldiğim yollar….yanlış bir öyküdeyim… beni yeniden yaz sevgilim.
Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya… Bu hayat hep böyle böyle gider mi sevgilim.
Ne yaptıysam olmadı! Ne çare sevgilim… Unutamadım seni.
Papatyalar kadar saf ve temizdim… Ben de senin gibi bir hain sevdim.
Ardımdan deli diyorlar belki de yalan değil. Yanımda bile uzaksın, nasıl dayansın gönül
Sevgilim söz vermedik ama… Elbet bir gün buluşacağız…
Aynı şehirde sen varsın, ben varım, ama biz yokuz.
Ayrılıklar küçük sevgileri öldürür ama büyük sevgileri güçlendirir. Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp yangını güçlendirdiği gibi.
Bazıları konuşmaz, gözlerine 5 saniye bakar, ömründen 5 yıl verir.
Sen gidersen sesin gider, kokun gider, yüzün gider. Ay dolanır pusularda, tenim titrer, gecem biter.
Bana mesaj attığında otomatik olarak gülümsüyorum.
Ağzımdan çıkacak söz olsan konuşamam, gözümden akacak yaş olsan ağlayamam, çünkü ben seni kalbime hapsettim hiçbir yere bırakmam...
Sеn bеnim bugünümе şükür, yаrınımа dua еԁişim, azla yetinişim, çoğa göz dikemeyişimsin.
Sözlerden çok gözlerdedir aşk.
Yanağında açan güle aşık oldu bu can.
Eline almış bir çiçek, sevecek sevmeyecek. Ah, koca sersem ah çiçek aşkı nereden bilecek.
“Eğer yanlış olanı çok sevecekseniz, doğru olanı ne kadar seveceğinizi hayal edin.”
– Brandon Stanton
Yıldızlar sönene kadar seni seveceğim.
Bana ilk dokunduğunda senin olmak için doğduğumu anladım.
Biri tarafından çok sevilmek insana güç verir, birini sevmek ise seven insana cesaret verir.
Sensiz hayat, çiçekleri ve meyvesi olmayan bir ağaca benzer.
Sana olan aşkım asla bitmeyip, sonsuza kadar sürecek bir yolculuktur.
Hayatım boyunca benimle yürürsen, bu yolculukta ihtiyacım olan her şeyi bana vermiş olacaksın sevgilim.
Kabuslarımı mutlulukla, endişe ve korkularımı sevgiyle değiştirdin.
Aslında aşkı yağmura benzetmek lazım. Göğüne bir türlü dönmeyi düşünemeyen yağmura.
Kalem olsa dünyadaki bütün ağaçlar, bütün denizler de mürekkep… Yine de senin şiirini yazamam sevgilim.
Aşkı anlamaya çalışma, kim anlamış ki sen anlayasın? Bırak anlamaya çalışmayı, aşkı yaşamak lazım.
Avutamaz olur artık seni, bildiğin şarkılar. Boşanır keder zincirlerinden sular tersin tersin akar.
“’Aşk evcilleştirilmemiş bir güçtür. Onu kontrol etmeye çalıştığımızda, bizi yok eder. Onu hapsetmeye çalıştığımızda, bizi köleleştirir. Anlamaya çalıştığımızda ise kaybolmuş ve kafası karışmış hissederiz.”
– Paulo Coelho
“Sevmek ve sevilmek, güneşi her iki taraftan da hissetmek demektir.”
– David Viscott
“Aşk rüzgar gibidir, göremezsin ama hissedersin.”
– Nicholas Sparks
‘’Gördüğünü herkes sever, sen onda görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; Ten’e değil, kalbe dokunacaksın.’’
– Bob Marley
‘’Aşkın olduğu yerde yaşam da vardır.”
– Mahatma Gandhi
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazanırdı. O benim kalbimdeyken nasıl aklımdasın diyebilirdim ki…
Herkes kaybettiği kadar içecekse O masadan en son ben kalkarım!
Kalbim navigasyon cihazı değil benim. Götürdüğü her adrese gitmez!
Rakı yanındakiyle içilse de kadeh aklındakine kalkar.
Deprem gibi girdin gönlüme, fay hattı çizdin beynime, enkaz bıraktın kalbimde, artçıları ise hala devam etmekte.
Her derde deva olan şey; sarımsak mıydı, sarılmak mıydı? Karıştırdım.
Aşkımızı dağlara yazacaktım; Ama aşkımızdan daha büyük bir dağ bulamadım!
Bana seni unut dediler unuttum, sakın ha seni değil unut diyenleri unuttum!
Harikalardan biriymiş diyorlar Çin Seddi’ne, seni görmeden karar vermek kimin haddine?
Bir elimde gül bir elimde silah. Ya o gülü alıp benim olursun ya da o silahı alıp beni vurursun!
Nereye gidersen git, üç şey seninle gelir: Gölgen, acın ve geçmişin. Kaderin ise zaten seni orda beklemektedir.
Gel be gel işte. Küfrüm tövbeme karışsın, aklım fikrime. Öyle bir gel ki bana nefes nefese…
Noktayı koymak zor olsa da; bitmiş cümleler, eksik kalmış cümlelere göre daha çok acı verir.
Gelmeyeceğini bile bile beklemek saflık değil, aşktır!
“Gözlerden uzakta aşk acısı çeken, gerçekten acı çeker.”
– Martialis
“Aşk acısı yarası iyileşir, izi kalır. Ama aşk acısı izi bizimle birlikte büyür.”
– Stanislaw
Korkuyorum! Verdiğin sözleri tutamamandan değil, bana verdiğin sözleri gün gelip de bir başkasıyla yaşamandan.
İnsan bir kere birine geç kalır, bir daha hiç kimse için acele etmez.
Yarım kalan bir hikayeyiz seninle. Ne sen son cümlelerini söyledin, ne de ben son noktayı koyabildim.
Ne hayaller büyüttüm içimde seninle, ne okyanuslara sevgimi yazdım adınla, şimdi yoksun hayatımda, kalbim parçalandı, atmıyor artık, yaşamıyor bu sevda.
İmkansız dedi gurur. Riskli dedi tecrübe. Manasız dedi mantık. Yine de denemeye değer dedi kalp.
Sana sevgimi anlatamıyorum ama sen anla ne olur.
Aşk, “Merhaba” bile diyemiyorken, onun senin olabileceğini hayal etmekti.
Sonra düşündüm; Beni kazanmaktan çok kaybetmeye meyilli bir insanı varlığımla rahatsız etmemeliydim. “Bende gittim…”
Sen sadece kalbimin değil yarınlarında karşılıksız sevgisi olacaksın.
Sen aşkımdan bir habersiz yaşıyorsun seni izliyorum kalbim ellerimde seni bekliyorum biliyor musun?
Artık bulutlara yazıyorum hasretimi, yağmur yağınca anlarsın ne çok özlediğimi.
Hayatı seviyorum seni sevdiğim kadar ama seni görünce hayatı unutuyorum sen kalıyorsun o an sadece benim dünyamda. Ama sen beni görmüyorsun kendi dünyanda.
Her gündüz ve gece kendimi kaybediyorum, ayakucumda gitmekten başka çare olmadığı için.
Gizli hayranın oldu bu kalp sana durmuyor inan bana, seviyorum seni ne olur beni anla platonik aşk bitsin hadi gel bana…
Koy ver kovulmuş yüreğimdeki kıskanç sözleri, seni sevdiğimi unut, unut unutturduğum acıları.
Onunla kavga etmeyi başkasıyla gülmeye değişmem.
Çek bakışlarını gözlerimden, aşk bu oğlum şeytan doldurur.
Sana şiir yazmak ne haddime. Varlığın bir şiir zaten.
Benim en kötü alışkanlığım sensin!
Kalbimde yaşıyorsun ama kiranı vermiyorsun. Nasıl olacak?
Aşk kalbe dokununca herkes şair olur.
Aşk savaşa benzer, başlaması kolay durması çok zordur.
“Aşk çok kısa, unutmak çok uzun.”
– Pablo Neruda
Sen çölde açan gül olsan, seni kurutmamak için göz yaşlarımla sulardım.
Yaşadığım aşk benim hayal ettiğimden daha faza.
Meğer hayat dediğin sadece gözlerinden ibaretmiş.
Aşk herkesi eşit kılar.
Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.
Ömründen nasibin, kendini sevgiliden mesut bulduğun andan ibarettir.
Mevlana’ya sormuşlar “sevgili” nasıl olmalı diye. Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı, dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı.
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.
İnsan gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak gerçek dostu görendir.
İnsanları iyi tanıyın, her insani fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.
Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.
İnsan dostunun huyunu alır.
Güzel üslupla söz söyleyenleriz; Mesih’in talebesiyiz; nice ölülere tuttuk da can üfürdük biz.
İnsan içki içmekte serbest, ama sarhoş olmakta serbest değildir.
İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir.
Seni hayatımın sonuna kadar beklerim aşkım. Yeter ki beni bırakma, sensiz bırakma beni…
Güller hep ellerinde açsın; ama dikenleri batmasın. Sevda hep seni bulsun; ama seni yaralamasın. Mutluluk hep yüreğine dolsun, ama beni asla unutturmasın.
Seni gördüğüm ilk gün, kaderimin en güzel bölümü olduğunu anladım.
Güneş altında söylenmedik söz yokmuş bu yüzden geceleri söylüyorum seni sevdiğimi.
Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın.
Keşke zamanı geri alabilsem. Seni daha çabuk bulur ve daha uzun süre severdim.
Hani geceden sonra doğar ya güneş, aklıma ilk sen gelirsin sonra bir çiğ tanesi olup yüreğime düşersin. Gün gelir her şey biter bir tek sen bitmezsin.
Bir dilek tutma hakkım olsaydı, tüm yollarının bana çıkmasını dilerdim.
Yalnızca seninleyken darmadağın oluyorum ve yalnızca seninleyken toparlanıyorum.
İçin ağlasa da kim duyar seni? Kim anlar dışarıdan olup biteni? Leyla’nın yüzünü görenler bilir: Mecnun’un kalbine batan dikeni!
Yağmalandı kalbim, ömrüm, her şeyim. Kurşuna dizdiler anılarımı, yenik düştüm bu savaşta neyleyim, bir mezar nasılsa işte şimdi tam da öyleyim!
Gül bahçesinde geçse de ömrüm, inan üstüne gül koklamam sevgilim, seni koklamak olsa da ölüm, uğrunda ölmeye değer sevgilim.
Soğuk havalarda hiç üşümedim biliyor musun? Hep senin sıcaklığın ısıttı beni. Sevginin sıcaklığı
Seni özlemek, üşümek gibidir soğuk bir akşam üstü, yağmurun altında yürümek gibi sırılsıklam, titreye titreye. Sıcak bir yer bulup sığınmak istersin ya hani, işte tam da öyle. Yüreğine sığınıp, nefesinde ısınmaya ihtiyacım var sevgilim
‘’Aşk abdest gibidir, şüpheye düşersen bozulur!’’ Mevlana
Bana bir avuç sevgi ver, içinde bir tutam güven olsun, birazda hoşgörü kat içindeki yarın için umudum olsun.
Şair bensem, şiirim sensin. Deli bensem, zincirim sensin. Aşık bensem, aşkım sensin. Ben hala yaşıyorsam bunun tek sebebi sensin!
‘’Kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda birbirine sarılarak uyuyordur.’’
– Özdemir Asaf
Hiç kimseyi, rüyanda görecek kadar sevme. Çünkü o zaman uyusan da geçmez.
Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık. Sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz.
Sesinde ne var biliyor musun? Söyleyemediğin sözcükler var.
Ben senin sevgilin, baban, ağabeyin, arkadaşınım… Biri bitse biri kalır. Seni hiç bırakmayacağım.
Her gece onu düşünmekten saatim ilerlemez oldu. Kim sorsa saat kaç diye, cevabım hep aynı; o’na doğru.
Günlerce konuşmaz, yazmaz, aramaz, sormaz; sonra gelir bir ‘MERHABA’ der, yine o kazanır.
Küçük bir çocuğun yokuş aşağı koşması gibi seni düşünmek… Biraz heyecan, biraz da düşecekmiş korkusu…
Önce sevdiğiniz terk eder sizi, ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir ne de uykunuz.
Acı çektikçe insan olgunlaşırmış. Yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın.
Aşk; iki kişinin sokak kavgasına benzer, çünkü ayıran hep bir yabancıdır.
Artık benim mutluluk denen bir kavramım olmayacak. Daha mutsuz olmamak için…
Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. Yalnız ben biliyorsam bu aşktır. Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır.
Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor, sonra ağlıyor. Akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum.
Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç. Başka şehirleri özleyelim orada seninle. Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar ikimize yetmez…
Önce büyük büyük düşündüm sonra büyük büyük yaşadım ne varsa onlar aldı şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.
Ben sevmekten hiç borçlu çıkmadım.
Kirli ellerimiz daha temiz, temiz elli kirli gönüllerden. Ne dersiniz?
Madem yalandı her şey, bıraksaydın öyle kalsaydı. Bana son yalanın “bende sevdim” olsaydı.
Benim sevdam ulu çam gibidir. Ne güzde yaprak döker, nede kışta boyun büker.
İyi geceler canım derdin. Gecenin iyiliğinden çok, canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde.
Sen kalacaksın, kimse bilmeyecek ve kimseler görmeyecek seni. Yaşayacaksın gözlerimde ve düşlerimde.
Eğer beni bu sokakta, bu semtte, bu şehirde bulamazsan sevgilim bil ki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.
Küçükken annem, yerde ekmek görünce: ‘’Yükseğe koy, kuşlar yer.’’ derdi. Biz de sevdiklerimizi hep yüksekte tuttuk, acaba kuşlar mı yedi?
Gece bir başka giyer siyahını, yıldızlar daha sönük olur, yakamozlar başka çizer denize kendini ve hayat daha kahpe oynar oyununu sen yanımda yoksan.
İçim çok acıyor, sanki bir sen kaldın bildiğim gibi olan ama hayatımda kalamayan.
Sana öyle muhtacım ki, telefondaki sesine, erkeğim diyen diline, seni seviyorum diyen kalbine. Sana öyle muhtacım ki o ufacık ellerine, dokunmaya kıyamadığım tenine…
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakmasaydı eğer.
Bir köpek ile bir erkek arasında ne fark vardır? Köpek sadece halıyı kirletip mahveder, erkek ise tüm yaşamını yıkar ve gider.
Seninle kavga etmeyi, başkasıyla gülmeye değişmem.
Sen yoksun ya… Ne yazmanın anlamı var, ne de okuduklarımın bir tadı…
Sayende yaşadığıma bile efkarlanıyorum. Gerisini sen düşün.
Öyle haindir ki aşk, nerede imkansızı varsa gider onu sever. İşte ben de o imkansızı sevdim, yani seni sevdim sevgilim.
Er geç tamamlayacağız birbirimizi. Bir yerlerde bir gün, bir bütün olacağız.
Mutlu olmak kimin umurunda, sen yanımda ol yeter.
Her insan bir yağmur tanesidir. Bazıları çamura bazıları da yaprağa düşer.
Bazı insanlar sigaradan, bazıları hastalıktan, bazıları da aşktan ölüyorlar!
Körebe oynamak gibiydi aşk, hepimiz kördük ebemizi gördük…
Yufka yüreğimizle kıymalı börek yaptılar.
Oysa kahve içmişliğimiz de vardı bu ne hatır gönül bilmemezlik.
Seni öpemedikten sonra götümden ne farkın var…
Gözlerime takıldıktan sonra kalbime düşen aşkım sakarsın işte kabul et.
Yine özlerken uyuyakalmışım Sebastian, günaydın.
Her derde deva olan şey; sarımsak mıydı, sarılmak mıydı? Karıştırdım.
Ask elmayı yemekle baslar, ayvayı yemekle biter.
Unutma Sebastian dal sarkar kartal kalkar çok seversen g.tü kalkar…
Rakı yanındakiyle içilse de kadeh aklındakine kalkar.
Kalbimiz navigasyon cihazı değildir, götürdüğü her adrese gitmemeliyiz.
İç güzelliği sadece organ mafyası önemsiyor aq.
Eğer sana mesaj atmıyorsa sinirlenme. Pozitif düşün, belki de ölmüştür.
İçimin sesi de olmasa ölürüm yalnızlıktan Sebastian.
Vefasız sevgilim alzheimer hastası bile senin kadar çabuk unutmaz pes.
Götü kalksın diye değil, kalbi atsın diye sevmiştim Sebastian