Oscar Wilde’dan Çıktım Yola

Oscar Wilde’dan Çıktım Yola

ABONE OL
Mart 2, 2025 06:16
Oscar Wilde’dan Çıktım Yola
0

BEĞENDİM

ABONE OL

SELMA ERDAL

Oscar Wilde’dan Çıktım Yola

Now Haber’den Selçuk Tepeli 7 Şubat 2025 akşam bülteninde (eskiler “akşam ajansı” derdi) diyordu ki “Amerika arada uygarlık aşamasını yaşamadan barbarlıktan yozlaşmaya geçen tek ülkedir”.
Dahası Selçuk Tepeli bu sözleri söyleyenin de İngiliz Şair ve Yazar Oscar Wilde olduğunu belirtiyordu.

İşin gerçeği Oscar’ın böyle bir açıklama yaptığına ilişkin bilgim yoktu ama ansızın ilgim oldu. Bu ilgiyle başladım araştırmaya; Oscar Wilde bu sözleri ne zaman nerede söylemiş, onun bu sözleri acaba nerede yer almıştı ?

Oscar Wilde referanslı/göndermeli “Amerika arada uygarlık aşamasını yaşamadan barbarlıktan yozlaşmaya geçen tek ülkedir” içerikli sözler; Wilde’ın Amerika hakkında yaptığı eleştirilerden biri olabilir miydi?
Üşenmedim, ertelemedim; başladım araştırmaya…
Ne yazık ki Oscar’ın bu sözleri söylediğine ilişkin kesin bir kaynağa ulaşamadım. Wilde, özellikle Amerika’nın hızla kapitalistleşmesini, dolayısıyla toplumsal değerlerinin hızla değişmesini eleştirmiş. Ama bu sözler ne yazık ki ona değil bir başkasına aitmiş, bilgine sunayım Sayın Selçuk Tepeli !

Wilde, 1880’lerin sonlarında ve 1890’larda Amerika’da bulunmuş ve burada verdiği pek çok konferans ve yazdığı metinlerde, Amerika’nın toplumsal yapısını eleştiren sert yorumlar yapmış. Wilde’ın genel olarak Amerika’ya yönelik eleştirilerini içeren yazıları arasında “The American Invasion” (Amerikan İstilası) ve benzeri eserlerde benzer eleştiriler yer almış. Bu eleştiriler de Wilde’ın; karşılaştığı Amerikan toplumunun hızla büyüyen ve değişen yapısı karşısında duyduğu hayal kırıklığından kaynaklanmaktaymış.
Bu sözler; Fransız siyasetçi Georges Clemenceau’nun 1929’da yayımlanan “Au soir de la pensée” adlı kitabında geçiyormuş:
“Amerika, barbarlıktan çürümeye, arada medeniyet olmadan geçen tek ülkedir.”
Clemenceau’nun bu sözleri, geçen bir süreç içinde Wilde’a mal edilmiştir.
Bununla birlikte Wilde 1882’deki Amerika gezisinde; Amerikan kültürünü eleştirmiş, ancak daha incelikli sözler kullanmış. Örneğin:
“Amerika’nın keşfedilmiş değil, ancak henüz keşfedilmemiş bir ülke olduğunu söylediler. Ben onun sadece abartıldığını düşünüyorum.”
“Amerikalıların tek tutkusu para. Sanata ilgi duymuyorlar.”
Bu yorumlar, onun “Impressions of America” (1883) adlı denemesinde yer almış.
İlgi, ilgiyi; ilgi de bilgiyi doğurur dedim, araştırma yapmayı sürdürdüm.

Sonuç olarak Oscar’a atfedilen bu sözler; Fransız siyasetçi Georges Clemenceau’nun 1929’da yayımlanan “Au soir de la pensée” adlı kitabında geçiyormuş. Bu kez de “Amerika, barbarlıktan çürümeye, arada medeniyet olmadan geçen tek ülkedir.” diyen Georges Clemenceau’nmuş, ve ben de onun açıklamalarının peşine düştüm.

Öğrendim ki Georges Clemenceau’nun 1929’da yayımlanan “Au soir de la pensée” adlı kitabında yer alan “Amerika, barbarlıktan çürümeye, arada medeniyet olmadan geçen tek ülkedir” sözleri, Fransız siyasetçinin Amerika hakkında oldukça sert bir eleştirisi olarak kabul görmekteymiş.
Clemenceau, Fransız Devrimi’ni ve Batı toplumlarının gelişimini derinlemesine incelemiş, bu bağlamda modern toplumları eleştirirken Amerika’nın toplumsal ve kültürel yapısını da hedef almış. Clemenceau’nun bu sözleri, onun genel dünya görüşünü ve Amerika’ya yönelik derin eleştirilerini anlamak için önemli sayılmaktaymış. Clemenceau, Fransız Devrimi’nin savunucusu olan bir siyasetçiymiş ve toplumsal adalet, özgürlük, eşitlik gibi değerlere sıkı sıkıya bağlıymış. Bununla birlikte, özellikle 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Amerika’nın hızla yükselen ekonomik gücü, onu bazı yönlerden eleştirme gereği duymuş. Clemenceau’ya göre Amerika; Batı dünyasında “uygarlık”ın özünü barındıran Fransız devriminden çok farklı bir yolu takip ediyormuş. Clemenceau’nun bu eleştirisi, Amerika’nın kapitalist yapısına ve bunun yarattığı kültürel ve toplumsal yapıya dayanıyormuş.
Bu Fransız düşünüre göre; Amerika’da bireysel çıkarların, tüketimin ve ticaretin ön planda olması, toplumun “gerçek uygarlık”tan uzaklaşmasına neden oluyormuş. Clemenceau, Amerika’nın bu hızla büyüyen ve gelişen yapısını “barbarlık” olarak nitelendirirken, bunun ardında yer alan kapitalist değerlerin de yozlaşmayı hızlandırdığını düşünüyormuş. Clemenceau’nun sözündeki “arada uygarlık olmadan” kısmı, Amerika’nın bir tür tarihsel sıçrama yapmadan, uygarlık aşamasını atlayarak, ilk “barbarlık”tan, modern “yozlaşma”ya geçişini vurgulayan bir eleştiri sayılmış. Daha açık bir anlatımla; Clemenceau’ya göre Amerika, tarihsel evrimde “uygarlık” aşamasını atlayarak ya da önemsemeden hızlı bir biçimde kapitalist toplum yapısına dönüşmüş, ancak bu dönüşümde kültürel derinlikten ve entelektüel birikimden yoksun kalmış. Yıllar içinde Clemenceau’nun bu tür eleştirileri, çoğunlukla yanlış atıflarla Oscar Wilde gibi başka entelektüel figürlere mal edilmiş. Clemenceau’nun bu sözünü Wilde’a atfetmek, Wilde’ın üslubuyla da uyumlu olduğu için, genel bir kabul görmüş.

Bu bilgilere ulaştıktan sonra; bu kez de günümüze odakladım. Bugün ABD’yi böylesine kim eleştirebilir ki diye sorguladım. Özellikle ikinci kez Başkan olan Trump’ın “Great America Again /Yeniden Büyük Amerika” söylemleri eşliğinde Kanada, Meksika, Grönland topraklarına dikilen gözleri ve dahası Filistinliler’in Gazze topraklarını terk etmesine yönelik sözleri de gündemdeyken… Yüreklice, mazlum halkların yanında alma anlamında Great America’nın Great Trump’ına kim “van münüt” diyebilir acaba diye şöyle bir dünya liderlerine baktım, baktım, baktım… Sanki her birisi dut yemiş bülbül… Ansızın kaygılanmaya başladım; yoksa Trump, 21. yüzyılın Hitleri mi olacak diye sorguladım.
Dünya Savaşı görmeden geçip gideriz bu dünyadan diye umutlanıyordum ama yaşadığımız dünya düzeninde dört nala koşuyor gibiyiz sanki bir felakete…

Selma Erdal; Didim, 16 Şubat 2025

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
teslabahis casinoport pashagaming betkom mislibet casino siteleri
istanbul eşya depolama