Araf Suresi 159, 160: (2) Çölde Su ve Bulut Mucizesi Bu Zaman İçin

Araf Suresi 159, 160: (2) Çölde Su ve Bulut Mucizesi Bu Zaman İçin

ABONE OL
Ekim 13, 2024 08:54
Araf Suresi 159, 160: (2) Çölde Su ve Bulut Mucizesi Bu Zaman İçin
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBRAHİM FAİK BAYAV

Araf Suresi 159, 160: (2) Çölde Su ve Bulut Mucizesi Bu Zaman İçin

Musa ve kavmi hakkındaki ayetin analizine devam ediyoruz: Günümüze ait işaretleri fark edeceğiz:

Araf Suresi 160: İkinci cümle: ”Ve evhayna ila musa iz esteskahü en adrib biasake’l-hacer”

Ayetin bu ikinci cümlesinin anlattığı şu: Musa’nın kavmi içinde suya ihtiyaç duyulmuştur. Kavim fertleri Musa’dan su istemişler. Hangi haleti ruhiye içinde istemişler?.. Onu bilmiyoruz. O zaman vahiy gelmiş Musa’ya. O’na ”Asanı taşa vur” denmiş. Musa asasını taşa vurmuş.

Musa asasını taşa vurunca ne olmuş?.. Şu olmuş:

Araf 160: Üçüncü cümle: ”Fe inbeceset minhü isneta aşrete aynen”.

Ayetin bu üçüncü cümlesinin anlattığı şu: O taştan, ya da asanın vurulduğu yerden su fışkırdı, oniki göze oluştu.

‘Hacer’ اَلْحَجَرَ sözcüğünün Türkçe karşılığı ‘taş’… Ayet ifadesindeki, asa ile taşa vurulması olayı ile, Hz. Muhammed’den sonraki yüzyıllar hakkında mesaj veriyor.

Hacer, toprak tabakanın altında bulunan kayaç kütledir. Su onun içinde akar. Günümüzde sondaj tekniği ile kayaç kütle delinip suya ulaşılıyor. Sondaj aparatı, ayette, o zaman için, Musa’nın asasına benzetilmiş oluyor.

Ayet, bu cümle ile su cevherinin yaşamdaki önemini ima ediyor. İhtiyaç duyulduğunda toprak altından çıkarılacaktır.

‘İsneta aşrete aynen’ اِثْنَتا عَشْرَةَ عَيْنًا kelimesindeki ‘ayn’, Arapça Türkçe lügatte, ”kuyu gözü; kanal suyunun döküldüğü yer” şeklinde gösteriliyor.

12 ayrı su pınarı, 12 ayrı kavimde kullanılışı kolaylaştıracaktır. Günümüzde her ilin su kaynağı vardır. Kurulmuş şebeke ile her mahallenin su deposuna o kaynaktan motopomplarla su gönderilir. Yine motopomp ile mahallenin deposundan her haneye ayrıca su gönderilir. Yani ”inbeceset minhügerçekleşir.

‘İnbiceset’ اِنْبَجَسَتْ fiili, zamanı geldiğinde, suyun musluktan fışkırtarak akıtılacağını belirtir.

Araf 160: Dördüncü cümle: ”Ve zalalna aleyhim el-ğamame ve enzelna aleyhim el-menne ve’s-selva”.

Ayetin bu üçüncü cümlesinin anlattığı şu: Musanın kavminin üzerine bulutlar gölge yapılmış. Üzerlerine MENN ve SELVA اَلْمَنَّ وَاَلسَّلْوى indirilmiş.

Musa’nın kavmi çöldedir. Güneş tepelerindedir. Yaşam, cehennem yaşamının bir şeklidir. Musa’nın kavmi, Mısır’da Fravun zulmünden kurtulmuştur lakin, ilahi rahmete henüz erememiştir. Rahmet, Musa’nın kevmine fertlerin sabırları oranında gelecektir.

Hamam اَلْغَمامَ (bulut) su deryasının bulunduğu alanlarda oluşur. Musa’nın taşa vurduğu asa ile yüzeye çıkan su, bulut oluşmasına yetmiş midir? Bulutun gölge vasfı aldığı bilgisi, o bulutun yağmur olarak yere inmediğinin işareti oluyor.

Soru: Yağmur olarak yere düşmeyen bulut, ne anlam ifade eder?

Cevap: Başka alanda oluşan bulutların, çok ileri bir zamanda, ihtiyaç duyulan bir alana sürüklenip getirileceğini. Ya da, belki, yüzyıllar sonrasında, Güneş’in sıcağının etkisini kıracak ‘bulut’ misali bir varlığın yapılabileceğini…

‘Zallelna’ ظَلَّلْنا fiili, ”gölgeleme’ hareketini yaptırır. Musa’nın ve kavminin düştüğü çölde, bir güç, bu hareketi yapmıştır. Demek ki, insanoğlu, gereken gücü kazandığında, atmosfer tabakası içinde, güneşin aşırı etkisini kıracak bulutlandırmayı yapacaktır. Aynen bulunduğumuz zamanda, güneş ışığını ısıtıcı ve hareket ettirici şekline getirebildiği gibi.

Araf 160’ın dördüncü cümlesinde bir anlam daha ortaya çıkıyor. O da, yeryüzü insanlarının güneş ışınlarına aşırı maruz kalacağı. İnsanoğlu, yeryüzünü, hırsı sebebiyle, Musa’ın kavminin içinde kaldığı ‘çöl’ benzeri yapıya döndürecek galiba.

Ayet iadesinden şu anlam da çıkıyor: Cehennem, insanların yanlışları sebebiyle oluşacak. Lakin rahmeti çağırma ihtimali var.

İbrahim Faik Bayav

(13.10.2024 09:15)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.