(9 Kasım, 1922 – 2 Şubat, 1974), bilimsel gelişmeye ilişkin araştırma programlarıyla ün kazanmış olan çağdaş bilim felsefecisi. Lakatos, aynı zamanda klasik bilim anlayışına yönelik itirazlarıyla tanınmıştır.
Düşünceleri
Pozitivist bilim ideali ve anlayışının eleştirisini yapan Lakatos’a göre, bilimde nihai doğrulama ve nihai yanlışlama yoktur. Bilim yanılabilir, hataya düşebilir. Bilimde kesin doğrularla, kesin yanlışların olamayacağını söyleyen Lakatos’a göre, bilimde hakikati garanti edecek, doğruluğu teminat altına alacak, genel-geçer, evrensel ve rasyonel yöntemler yoktur. Bundan dolayı, bilimin kesin ve değişmez bir yöntemi olamaz. Bu bakımdan Paul Feyerabend’i etkilemiştir; onun Yönteme Hayır adlı ünlü kitabının Lakatos ile yazışmalarının bir ürünü olduğu bilinmekltedir.Karl Popper, Thomas Kuhn ve Feyerabend arasında meydan gelmiş olan bilimin niteliğine, geçerliliğine, yöntemine, kuramsal statüsüne dair tartışmalarda kendine özgü bir yol izlemiştir. Bu yolda Lakatos bilimin rasyonel bir şekilde ilerlediğini kanıtlamaya çalışır. Hem Popper hem de Kuhn karşıtı önermeleri sözkonusu olmakla birlikte Lakatos, daha çok bunlar arasında bir tür sentez arayışında bir bilim felsefecisi olarak görünmüştür.
Bilim felsefesindeki yeri
Popper’ın öğrencisi olmakla birlikte onun yanlışlanabilirlik ilkesiyle temellendiridiği bilim anlayışını eleştirmiştir. Onun düşüncelerinin özgünlüğü Popper ile Kuhn arasındaki tartışmalarda bir tüz sentez arayışıyla hareket etmiştir. Biliminin anomalilerle her zaman bir arada bulunduğunu ileri sürmüş, belirli bir teorinin doğrulanma ya da yanlışlanmasının belirli bir anda olanaklı omadığını savlamıştır. Bilimsel bir teori bu belirli anomalileri zaten ad hoc varsayımlarla kanıtlamaya çalışır, ki bu nedenle belirli bir teoriyi reddedebilmek sanıldığı kadar kolay değildir.
Belirli bir teorinin diğer ya da önceki teoriden daha geçerli olması, bu yeni ya da farklı teorinin daha fazla şeyi açıklayabiliyor olmasıyla ilgilidir ona göre. Bu yaklaşım biçimi teoriler arasında bir süreklilik ilişkisi kurar. Buna göre, çelişiyor göründüklerinde bile, teorilerin belirli bir şekilde birbirlerini kapsamaları sözkonusudur. Bir tür birikimci bir bilgi anlayışı ortaya konulmaktadır Lakatos tarafından, ancak Kuhn’un bu birikim olanağını geçersiz ilan eden varsayımlarına bir açıklama getirilmemektedir. Öte yandan Lakatos bilimsel gözlemin nesnel bir şekilde yapılmasını öngörerek, bir anlamda ampirist bilgi anlayışlarına olanak verir. Bu da sert eleştirilere maruz kalan pozitivizm ve ampirizm konularında kesin olmayan bir önerme olarak görünür.
“Realist rasyonalizm”
Rasyonalizm ve empirizm konularında da Lakotes’in sentez arayışında olduğu, ve bu noktada eleştiriyor olsa da Popper’a Kuhn’dan daha yakın durduğu söylenebilir. Lakatos bu anlamda, Popper’ın kimi görüşleriyle kendi temel savları arasında çelişmekle eleştirmiş olan Popperci çevreye dahil edilebilir. Onun girişimleri Kuhn’un varsayımlarını en önemli oldukları noktada yadsımaya yönelik olarak görünmektedir. Birikimci bilgi anlayışıyla Kuhn’un paradigma kavramına da itiraz etmiştir Lakatos. Feyerabend daha sonra Lakatos’ın önermelerini farklı noktalardan eleştirecek, Kuhncu görelikciliği uç noktalara taşıyacaktır. Lakatos’ın aksine Feyerabend bilimdeki teorilerin birbirlerini yadsıyarak ortaya çıktıklarını öne sürer. Feyerabend onun rasyonalist eksenli düşüncelerini “realist rasyonalizm” olarak eleştirir.