Gebeliğin ilk 20 haftası içinde, 500 gramdan az embriyo veya fetüs ve eklerinin tamamının veya bir kısmının uterus kavitesi dışına atılması olayına abortus denilmektedir (1977 Dünya Sağlık Örgütü tanımlaması). Kısaca, 20. gebelik haftasından önce herhangi bir nedenle gebeliğin sonlanmasına abortus (düşük) adı verilir. İlk 12 hafta içinde oluşan düşükler erken düşük, 13.-20. haftalar arası oluşanlar da geç düşük adını alır.
Gebeliğin sağlıklı ilerleyebilmesi için birçok şart uygun olmalıdır. Tabii ki ilk şart bebeğin sağlıklı olmasıdır. Daha sonra bebeğin büyüme ve gelişmesini sürdürebileceği “yuva” konforlu, sağlıklı olmalıdır. Son olarak, zararlı dış etkenler ile karşılaşma önlenmelidir.
Bebeğin sağlıklı olması; genetik şifresinin normal olması, rahim içine düzgün bir şekilde yerleşmesine bağlıdır. Genetik şifre bozukluğu (kromozomal anormallik), erken gebelik kayıplarının önemli bir çoğunluğunun nedenidir. Bu durum, doğanın bir savunma mekanizması olarak da yorumlanabilir. Zaten yaşamla bağdaşmayacak sağlıksız gebelik ürünü, erken evrede kaybedilmektedir.
Geç gebelik kayıpları ise, genellikle, genetik bozukluktan ziyade rahim ve rahim kanalının yapısal bozukluklarına bağlıdır. Bu yapısal bozuklukların başlıcaları; servikal yetmezlik, rahim duvarı yapışıklıkları ve rahim içi anatomik bozukluklarıdır.
Yumurta ile spermin buluşması, tüplerde olur. Tüpte karşılaşan bu iki hücre birleşir ve rahime doğru tüp boyunca hareket ederek ilerlerler. Bu iki hücre yolculuk sırasında çoğalmaya devam eder. Yaklaşık 6 gün süren bu yolculuk kesintiye uğrarsa dış gebelik oluşabilir. Yine, varılması gereken son nokta rahim içinde kendisine annenin hormonları ile hazırlanan “yuvadır”. Bu yuvanın dışında bir yere yerleşmesi sorun olabilir. Örneğin rahim ağzına (servikal gebelik) veya rahim duvarına (intertisyel gebelik) yerleşmesi, nadir de olsa ciddi riskler taşır. Bu bölgelere yerleşen bebek (embriyo) sağlıklı bir şekilde büyüme gelişmesini sürdüremeyecektir.
Düşükler her zaman aynı belirtilerle olmaz. Bazen kanama veya ağrı henüz başlamamışken teşhis edilebilen düşükler vardır. Gebelik kesesi görülmesine rağmen embriyonun gelişmemesi veya çok erken dönemde gelişmesinin durması nedeniyle görülmemesi (Boş kese – Anembriyonik gebelik) de bir tür düşüktür. Bir başka farklı düşük tipi de “missed abortus” adı verilen, embriyonun oluştuktan sonra yaşamaya devam etmemesidir. Bu durumda embriyonun kalp atışları görülmemektedir. Her iki tip düşük de kürtaj ile sonlandırılmalıdır.
Klasik anlamda en çok bilinen, karşılaşılan şekliyle düşük (abortus), kanama ve / veya ağrı ile başlar. Abortuslar, Düşük tehdidi, kaçınılmaz düşük, tam olmayan düşük, tam düşük şeklinde 4 gruba ayrılır:
1. Düşük tehdidi:
20 haftanın altındaki gebeliklerde, vaginal kanama olmasıdır. Anne adaylarının yaklaşık %30-40’ı gebeliklerinde düşük tehdidi yaşamaktadır. Bu durumda kanama genellikle şiddetli değildir. Rahim ağzı kapalıdır. Düşük tehdidine en sık 8-10. gebelik haftalarına kadar rastlanır.
Düşük tehdidinde seri gebelik hormon düzeyi (ßhCG) takipleri gerekebilir. Gebeliğin rahim içi yerleşimli olduğu ve sağlıklı büyüme ve gelişmesini sürdürdüğü, ßhCG ve ultrason takipleri ile anlaşılabilir. Düşük tehdidi yaşayan Rh Uyuşmazlığı olan anne adaylarına Rhogam (Anti-D) yapılmalıdır.
Düşük tehdidi yaşayan anne adaylarına, fiziksel aktivitelerini kısıtlamaları, yatak istirahati, cinsel ilişkinin yasaklanması önerilir. Ayrıca düşük tehdidi sebebi olarak luteal faz yetmezliği düşünülen olgularda Progesteron hormonu içeren ilaçlar kullanılabilir. Tedavi metotlarının etkinliği tartışmalıdır.
Tüm önlemlere rağmen düşük tehdidi, düşük ile sonlanabilir. Bu olayın bir sebebi de düşüklerin önemli bir kısmının genetik anomalilerden kaynaklanmasıdır. Sağlıksız bir gebeliğin devam etmemesi doğal seleksiyon mekanizmasının işlemesi olarak değerlendirilebilir.
2. Kaçınılmaz -Durdurulamayan Düşük (Abortus incipiens):
Bu durumda genellikle kanama şiddetlidir ve rahim ağzı açıktır. Kramp şeklinde karın, kasık ağrısı olabilir. Tedavi kürtajdır. Rh uyuşmazlığı olanlarda yine Rhogam (Anti – D), işlemden önce veya sonra uygulanmalıdır.
3. Tam Olmayan Düşük (İnkomplet Abortus):
Gebelik dokularının bir kısmının kaybıdır. Gebeliğin 6. haftasından önce genellikle embriyo ve plasenta birlikte atılır. Daha sonraki gebelik haftalarında yaşanan düşüklerde, embriyonun bazı kısımları, zarları veya plasenta dokusunun parçaları içerde kalabilir. Tam olmayan düşük tespit edildiğinde kürtaj, gereğinde Rhogam uygulanır. Teşhis konmuşsa, mümkün olan en kısa sürede kürtajla rahim içinde kalan parçalar temizlenmelidir. Enfeksiyon bulguları sorgulanır, antibiyotik tedavisi başlanır. Tam kan sayımı ile kan kaybı miktarı araştırılabilir.
4. Tam Düşük (Komplet Abortus):
Gebeliğe ait tüm dokular atılmıştır. Ancak pratikte rahim içinin bütünüyle temiz olduğundan emin olmak için revizyon amaçlı kürtaj uygulanabilir.
Tüm düşüklerde müdahale ile alınan dokular patolojik incelemeye gönderilir.