Kent Konseyleri 

Kent Konseyleri 

ABONE OL
Nisan 11, 2025 08:28
Kent Konseyleri 
0

BEĞENDİM

ABONE OL

SELMA ERDAL

Kent Konseyleri

Sözde halkın sesi;  ya gerçek işlevi?

Kent konseyleri… Hani şu adı duyulunca “vay be, halk da yönetime katılıyor” diye içimizi bir umut kaplayan yapılar var ya… İşte onlar…

Neler oluyor o toplantılarda?

Ne yazık ki toplantıya gittiğinizde görüyorsunuz: Bir sunum var, bir açılış konuşması var, bir “katılım çok önemli” söylemi var.

Ama karar? O çok önceden alınmış bile…

Katılım mı? Elbette ki göstermelik…

Gerçekten de kent konseylerinin varlığı kâğıt üzerinde çok hoş: Sivil toplum var, muhtarlar var, gönüllüler var.

Ama uygulamada durum biraz şöyle: “Siz yine de gelin bir görünüm verin, ama bizim işimize  karışmayın olur mu?”

Daha açık bir anlatımla; halkın sesini duymak istiyorlar evet… Ama o ses çok çıkarsa hoparlörün fişini çekiyorlar.

Katılım Merdiveni: Türkiye Sürümü

Sherry Arnstein ablamız 1969’da “Katılım Merdiveni” diye bir model ortaya atmış. Basamaklar şöyle:

Arnstein’in Katılım Merdiveni – 8 Basamak

1. Manipülasyon (Manipulation)

    • Katılım yoktur; halk yalnızca yönlendirilmeye çalışılır.

2. Terapi (Therapy)

    • Yine gerçek katılım yoktur; halk sorun olarak görülür ve “iyileştirilmeye” çalışılır.

Yukarıdaki ilk iki basamak sözde katılım (non-participation) olarak değerlendirilir.

3. Bilgilendirme (Informing)

    • Halk bilgilendirilir ama karar alma sürecine katılamaz.

4. Danışma (Consultation)

    • Halkın görüşü alınır ama kararlar yine halk dışında verilir.

5. Teskin Etme (Placation)

    • Halk sınırlı ölçüde sürece dâhil edilir ama gerçek güç hala karar vericilerdedir.

Bu üç basamak göstermelik katılım (tokenism) olarak adlandırılır.

6. Ortaklık (Partnership)

    • Karar alma süreçlerinde halkla otoriteler eşit ortaklık kurar.

7. Yetki Devri (Delegated Power)

    • Halk belirli karar alanlarında doğrudan yetki sahibi olur.

8. Vatandaş Denetimi (Citizen Control)

    • Tüm karar süreçleri halkın kontrolündedir; en yüksek düzeyde katılım sağlanır.

Bu son üç basamak ise gerçek katılım (citizen power) olarak nitelendirilir.

Arnstein’in Katılım Merdiveni bağlamında Türkiye’de kent konseyleri nerede?

Basamakta değil, hala merdiveni arıyor. Halk merdiveni bulduğunda; katılacak…

Çünkü katılım merdiveni modelinin uyarlaması Türkiye’de kısaca şöyle:

  1. Gel

  2. Dinle

  3. El kaldır ya da alkışla

  4. Evine dön

  5. Kararı çok önceden almışlardı.

En fazla “danışıldık” diyoruz, ama kimse bizim dediğimizi dikkate almıyor.
Danışmak = “Ben fikrini aldım ama kendi bildiğimi yapacağım.”
Biz de her seferinde toplantı sonunda “katıldık ama neden katıldık?” diye düşünmeye başlıyoruz.

Gerçek Katılım: Yalnızca El Kaldırmakla Olmaz

Toplantıya gitmek, konuşmak, dilekçe vermek yetmiyor.
Katılım; o dilekçeyi ciddiye alacak bir irade, o öneriyi uygulamaya koyacak bir yapı, o halkı eşit ortak sayacak bir düşünce ister.

Ama bizdeki durum  “kamuya açık toplantı” eşittir “sunum slaytına bakıp ardından çay içmek.”
Demokrasi değil, PowerPoint şenliği…

Bu koşulları değiştirmek için ne yapmalı?

Kent konseyleri şeffaf, hesap verebilir ve etkin olmalı.
Yoksa halk bir gün şöyle der: “Toplantıya gitmekle diziyi kaçırmak arasında hiçbir fark yok, çünkü ikisinde de olayları dışarıdan izliyoruz.”

Gerçek çözüm:

  • Eğitim

  • Katılım araçlarını çoğaltmak

  • Gençleri, kadınları, görünmeyeni dahil etmek

  • Kararı halkla birlikte almak

  • Ve en önemlisi:
    “Katılım çok önemli” deyip sonra salonu terk etmemek!

Sonuç: Halkın Sesi mi? Yoksa Halk Sahne Süsü mü?

Kent konseyleri potansiyeli olan bir alan.
Ama potansiyel dediğin şey harekete geçmeyince dekor olur.
Göstermelik katılım çağında yaşıyoruz; gerçek katılım istiyorsak önce niyetimizi değiştirmeliyiz.

Yoksa kent konseylerinin yerel yönetim üzerindeki etkisi, hava durumunun belediye politikaları üzerindeki etkisiyle aynı kalır.

Biliyoruz; bu yazıları yazarken olmayacak duaya amen dediğimizi…

Biliyoruz; Yerel Yönetimler Yasası’nın 76. maddesiyle halk katılımına sınırlamalar getirildiğini…

Biliyoruz; yerel yönetimlerin, Kent Konseyi Başkanı olarak atadıkları kişilere, haybeden kadrolar açarak bir bakıma onları beslediklerini…

Biliyoruz; Batılı ülkelerle, ülkemiz arasındaki  genel ya da yerel demokrasiler arasındaki uçurumları…

Yine de yazıyoruz; belki gün gelir de bir şeyler olumlu yönde değişir, halk gerçekten de “yönetişim sözü verenlerle kentleri birlikte yönetir” diye umutlar taşıdığımız için yazıyoruz bu yazıları…

Selma Erdal; Didim, 5 Nisan 2025

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.





HIZLI YORUM YAP
teslabahis casinoport pashagaming betkom mislibet casino siteleri
istanbul eşya depolama