SELMA ERDAL
Önsöz yerine:
Bu yazı, tarihsel adaletin dijital çağda algoritmalar eliyle yönlendirilmesine karşı bir vicdan muhasebesidir.
“Unutmak affetmek değildir. Hatırlamak da suçlamak değildir. Ama yalnızca bir kısmını hatırlamak; tarih değil, propagandadır.”
Yüzyıllar boyunca üç kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nun mirası, yalnızca tarih kitaplarında değil, bugün uluslararası siyasetin gündeminde de tartışmaların odağıdır. Ne var ki bu tartışmalar, sıklıkla tarihsel bağlamdan koparılmış, seçici bir hafızaya dayandırılmış, algoritmaların yönlendirdiği sanal mahkemelerde hüküm giymiş bir çarpıtmaya dönüşmüştür.
Son yıllarda “Ermeni Soykırımı” savları, yalnızca tarihsel bir sorgulama değil, diplomatik bir baskı aracına dönüştürülmüş durumdadır. Gerçekten de ne yaşandı? Kim kimi, neden ve nasıl öldürdü? O dönemin arşivleri, belgeleri, tanıklıkları ayrıntılı olarak incelenmeden; mahkemesi kurulmadan hüküm veriliyor. Gerçek uluslararası alanda var olan önyargılar yetmezmişçesine dijital çağın “bilgi” görünümlü dezenformasyonları, tarihsel gerçeklerin yerini almaya pek hevesli, pek istekli…
Ama ne yazık ki hafıza da artık bir yazılım sorunsalı… Tarihin algoritmalara teslim edildiği bu çağda; kimin acısı görünürse ya da kim daha iyi yaygara koparırsa o mazlum, kiminki görünmezse ya da suskun kalıyorsa o suçlu olarak yaftalanıyor gerçekler göz ardı edilerek ya da saptırılarak…
Ayrıca yalnızca bizim tarihimiz mi sorgulanmalı?
Hitler’in Yahudi katliamı her yıl nefretle kınanırken; İspanyol Engizisyonu’nun Müslüman ve Yahudilere uyguladığı vahşet neden yok sayılıyor?
Stalin’in Holodomor ile milyonları açlığa tutsak ettiği Ukrayna?
Amerika’nın Kızılderili halklarını yüzyıllarca sistematik biçimde yok edişi?
Uygur Türkleri’nin bugün Çin’de maruz kaldığı kültürel soykırım?
Ya da daha dün, Avrupa’nın göbeğinde Bosna’da bir gecede öldürülen 8 bin Müslüman erkek ve çocuk? Yine 90’lı yılların başında Bulgaristan’da Türkler’e uygulanan asimilasyon ve soykırım girişimleri…
Neden bu olaylar sosyal medyanın önerilen içerik listelerinde yer almaz?
Neden bu başlıklar arama motorlarında “trend” olmaz?
Çünkü algoritmalar; yalnızca veri değil, değer de seçer.
Çünkü algoritmalar; yalnızca öneri sunmaz, yönlendirir.
Çünkü algoritmalar; kimi hatırlatırsa, onu mazlum; kimi susturursa, onu zalim sayılır.
İşte tam da bu yüzden diyoruz ki: Tarih, yalnızca belgelerle değil; vicdanla da okunmalıdır.
Osmanlı Devleti üç anakaraya yayılmış; milliyetçi ayaklanmalar, kalkışmalar, isyanlar yaşanmış, dolayısıyla karşılıklı olarak hatalar yapılmıştır; ama aynı geçmişte, bu topraklarda barış içinde yaşamış onlarca halkın öyküsü de yazılmıştır. Algoritmalar sakın ola ki kaygılanmasın acılar yalnızca bir halka değil, tüm halklara eşit dağıtılmıştır. Osmanlı Devleti de, tıpkı Roma gibi büyüklüğü oranında zaferler kazandığı kadar yanlışlara da yapmıştır. Ama bugün yapılan, geçmişte Osmanlı döneminde yaşanan bir çatışmayı “soykırım” ilan edip, Türkiye Cumhuriyeti’ni uluslararası alanda yargılamaya kalkışıp, mahkûm etmeye çalışmaktır.
Bu, tarih değil, siyasettir.
Bu, arşiv değil, ajandadır.
Bu kara propagandalara karşı Türk ulusu olarak şunu söylüyoruz:
Bizim kirimiz varsa, sabunumuz da vardır. Ama tarihini yıkayacak sabunu olmayanları paklamaya, algoritmaların uydurduğu arşivler bile yetmez.
Tarih yalnızca suçluların değil, aynı anda tarihi çarpıtanların da sicilini tutar.
Bu sicil, bugün algoritmalarla örtülse de; o yok edilmeye, saptırılmaya, karartılmaya çalışılan tarihsel gerçekler gün gelir algoritmaların yalanlarını, düzmecelerini yıkar geçer.
Not: Bu yazı aşağıdaki düşüncelerimizin izdüşümü olarak düşmüştür yazıya…
OSMANLI İMPARATORLUĞU; ROMA İMPARATORLUĞU GİBİ YÜZLERCE YIL HEM DE ÜÇ KITAYA YAYILMIŞ KOSKOCAMAN BİR DEVLET OLARAK VARLIĞINI SÜRDÜRMÜŞTÜR.
SON YILLARDA OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİNDE YAŞANAN OLAYLAR BAĞLAMINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’İN SUÇLAMAK, KARALAMAK, GEÇMİŞTE YAŞANAN OLAYLARI ÖNE SÜRÜP, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NDEN BİR ŞEYLER ALMA, KOPARMA GİRİŞİMLERİ GİDEREK ARTMAYA BAŞLAMIŞTIR.
ERMENİ KATLİAMI SÖYLEMİ ÜZERİNDEN Kİ GERÇEKTEN DE BÖYLE BİR KATLİAM YAŞANDI MI, YAŞANMADI MI YA DA TAM OLARAK NELER YAŞANDI? GERÇEKLERİ BİLMEDEN, ARŞİVLERİ İNCELEMEDEN, OLAN BİTENİ KANITLAMADAN; TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’Nİ SUÇLAMAK, ULUSLARASI ALANDAN DIŞLAMAK, TAZMİNAT ALMAYA YA DA TOPRAKLARINDAN PAY KAPMAYA KALKIŞMAK SIKÇA GÜNDEME GETİRİLİR OLDU. ÜSTELİK DE YALNIZCA GERÇEK YAŞAMDA DEĞİL, SANAL YAŞAMDA DA, SANAL ORTAMDA DA…
AMA ŞU İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ DİJİTAL ÇAĞDA; ALGORİTMALARLA NE KADAR GEÇMİŞİN İZLERİ SİLİNMEK İSTENSE DE GERÇEK TARİHİ YAZAN KİTAPLAR VE ONLARI OKUYAN İNSANLAR, HENÜZ ALGORİTMALARIN ÇARPITMALARINA YENİLMEMİŞİR. ÜSTELİK HANGİ DEVLETİN GEÇMİŞİNDE DOĞRULARIN, KAHRAMANLIKLARIN, BAŞARILARIN YANI SIRA YANLIŞLAR, YENİLGİLER VE DE KATLİAMLAR YOKTUR Kİ? AYRICA DERSİM YA DA ERMENİ AYAKLANMALARINA DEVLET; ALKIŞ MI TUTMALI, AFFERİN, BRAVO SİZLERE Mİ DEMELİYDİ?
ULUSLARASI ARENADA BİR DE HEP HITLER’İN YAHUDİ KATLİAMI GÜNDEME GETİRİLİYOR VE ELEŞTİRİLİYOR, BUNA KARŞIN İSPANYA’DAKİ ENGİZİSYONUN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ YAHUDİ VE MÜSLÜMAN KATLİAMLARINDAN NEDEN HİÇ SÖZ EDİLMİYOR? BUNUN GİBİ STALİN DÖNEMİNDE UKRAYNALILAR’IN AÇLIK YOLUYLA SOYKIRIMA UĞRATILMASI YA DA GÜNÜMÜZDE ÇİN’DE UYGUR TÜRKLERİ’NE UYGULANAN SOYKIRIM VE ASİMİLASYON, HENÜZ 90’LI YILLARDA BULGARSİTAN’DA TÜRKLER’E, YİNE 90’LI YILLARDA ESKİ YUGOSLAVYA SONRASINDA MÜSLÜMAN BOŞNAKLAR’A YÖNELİK SOYKIRIMLAR, İŞKENCELER, KATLİAMLAR VE EN ÖNEMLİSİ DE AMERİKA’DA KIZILDERİLİLER’E YÖNELİK KATLİAMLAR NEDEN HİÇ ALGORİTMALAR TARAFINDAN GÖRÜLMÜYOR, TERSİNE YOK SAYILMAYA, ÜSTÜ ÖRTÜLMEYE ÇALIŞILIYOR?
DÜNYA KAMUOYU ŞUNU BİLMELİDİR Kİ TÜRKLER’İN KİRİ 49 KİLOYSA, SABUNU 51 KİLODUR VE BU SABUN O KİRİ YIKAR, TEMİZLER, ARINDIRIR. AMA DEVLETLERİNİN GEÇMİŞİNE YÖNELİK SİCİL KAYITLARINDA PEK ÇOK SUÇLARI OLANLARIN, NE YAZIK Kİ SABUNLARI BİLE YOKTUR, KİRLERİ HEP GÖRÜNÜR, BİLİNİR, ALGORİTMALARLA ÜZERLERİ NE KADAR ÖRTÜLMEK İSTENSE DE İNSANLIĞIN TARİHSEL BELLEĞİNDE HEPSİ KAYITLI DURUR.
SON YILLARDA ULUSLARARASI ALANDA; TÜRK’ÜN VARLIĞINA, BİRLİĞİNE, DİRLİĞİNE YAPILAN SALDIRILAR ARTTIKÇA, SÖZLERİMLE BAŞKALDIRASIM GELDİ BU SAYGISIZLIKLARA !
Değerli okurlarımın bilgilerine sunula…
Selma Erdal; Didim, 14 Nisan 2025
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.