Benden! Senden!

Benden! Senden!

ABONE OL
Ocak 5, 2025 09:36
Benden! Senden!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

MEKİN ŞAHİN

Benden! Senden!

Ya bazı an kendime kızarak, ” gözlerin görmesin, kulakların duymasın, dilin konuşup elin yazmasın”” diyorum. “Kim ne yaşıyorsa, kendi sorununa kendi sahip çıksın. Boş beleş beklentiye kapılmasın” diyorum. Öyle şeyler oluyor ki. Gel dur! TÜİK aylık ve yıllık enflasyon hesaplıyor. Sokakla, TUİK arasında ki fark uçurum. Uçurum neden oluyor sorularına yanıt yok. Hatırlarsınız bir dönem Kemal Kılıçdaroğlu TÜİK’i ziyarete gidiyor. TÜİK kapıları zincirle kapatmıştı. Milli Eğitim Bakanı ‘’öğretmen açığı var. Öğretmen alacağız’’ diyor. Yazılı sınav yapılıyor. 100 puandan aşağı doğru bir puan sıralaması oluşuyor. Yetmez, birde ‘’ sözlü mülakat’’ yapacağım deniyor. Mülakat yapılıyor. Nasıl oluyorsa, mülakat sonunda çok yüksek puan alanlar eleniyor. Önceden hazırlanan listede yer bulanların ataması yapılıyor. Oysa öğretmen çok önemli ve diğer mesleklerden farklıdır. Bir ülkenin geleceğini üretir ve yaratır. Öğretmen adayı diplomasını aldıktan sonra bir eğitim kurumunda stajyerlik yapar ve oradan alacağı yeterlilik belgesiyle öğretmenlik yapmaya hak kazanır. Sınav ve mülakat öğretmen atamasında yapılması çok yanlıştır. Yanlış olan planlı üretim politikası olmaması ve planlı üretime uygun eğitim sisteminin kurulmamasıdır. Özellikle AKP-MHP hükümeti eğitim ve öğretimi ‘’dinci’’ yol ve yöntemlere teslim ettiği için üretime paralel eğitim sisteme geçiş yapmadığı gibi MEB politikasında, eğitim ve öğretimi rafa kaldırdı. Bu nedenle özünde Bakanlık direk öğretmen ataması yapıyor. Öğretmen mesleğinde asıl yapılacak olan, üniversite ve sonrası adına planlama yapılmasıdır.
Yıllık ihtiyaç, branşlar düzeyinde tespit edilir. Mezuniyet o plana uygun yapılır. İhtiyaç bölgelerine göre atama yapılır. Doğru yapmama alışkanlığıyla mülakatta liyakat ve adaletli atama olmadığında, hak eden yerine senden olanı atarsan sorun olur. Millî Eğitim Bakanlığı yeni öğretmen atamasında, kendi eliyle sorun yaratıyor. İnandırıcı olmuyorlar. Tüm siyasiler konuşurken o meşhur lafı ediyor: ” Ben 84 milyon adına konuşuyorum, 84 milyona hizmet ediyorum!” der. Yapılan işlemlere ve sonuçlarına baktığında söylenen sözün hiç karşılığı olmadığı görülür. Benden! Senden! İlişkisine göre insanlara kapı açılıyor. Bu iki yüzlü tutumu gördükçe, yalanı ve tutarsız söylemi, eylemi gördükçe; cumhuriyet aydını olarak suskun kalamıyorsun. Söylenecek tek söz var! Bu ülke sizin babanızın malı değil. Size babanızdan miras kalmadı. Bu ülke, Türkiye halkının yurdudur. Bu ülke 84 milyona, 7 düvele karşı kurtuluş mücadelesi veren, şehit ve gazilerin; mirasıdır! Ben, sen, o yok. Biz varız.
………………………………………………………………………………………………………….
İnsan yaşamı denize çok benzer. Kimi vakit dingin, kimi vakit dalgalanır. Dalgalar gibi kâh yükselir kâh sahile vurarak erir. Yaşam böyle geçer gider. İnsan ve insana hizmet iddiası olanlar yaşananı hazmedip, ders çıkarmalıdır. Ülkemizin son on yılı hakkında yapılan değerlendirme olumlu değil. Aydınlar 1915-1920 yıllarına benzetiyor. Üretim daraldı. Önemli kurumlar ve işletmeler yabacı sermayenin eline geçti.
Ötekileştiren algının Anadolu’ya yayılması, kişilerin zaafları ve siyasetin iradesini dış güçlere teslim etmesiyle, halkın devlete olan güvenini sarsıyor. Değerlendirme yapan aydınlar haklı. Türkiye tıpkı denize benziyor. Dalgalar her yerde kükrer. Ama sahile vuran dalga her vuruşta bir parçayı kopara, kopara ‘’denizin kara deliğine’’ çeker. Bugün devleti yönetenlerin her narasıyla, milli değerler bir, bir emperyalizmin kara deliğine teslim ediliyor. Niyetler, değerlerin emperyalizmin kara deliğine teslim edildiğinde ortaya çıkar. Devleti yöneten kişilerin kurumsal kimliklerini niyetler yönlendirir. Siyaset niyetleri yönetir, somutlaştırır.
Her parti kendi niyetine uyan yolda yürür. Niyetlerin doğru ve yanlış olması halkın refahında, mutluluğunda, özgürlüğünde netleşir. Türkiye’nin yokuş aşağı belirsizliğe sürüklenmesi, AKP_MHP hükümetinin niyetlerinin sonudur. Türkiye tehlike altın da. Çevresi emperyalist devletler ve onların taşeronu olan güçlerle sarılmışsa; ümmetçi ruhu yeniden hortlatmak isteyen ılım İslam heveslisi siyasilerdir. Bu nedenle Tarikatlar ve işbirlikçi mandacı zihniyetin siyasi uzantıları umudu tüketiyor. Benden, senden çıkmazına ve batağına giden yolu kapatarak; umudu tüketenlerin, umudunu tüketme mücadelesine her şeyimizle sahip çıkılmalıdır. Projelere ruh veren, demokratik anayasayla ve siyasetin kendi ilişkilerinde demokrasiye yol veren örgütlü önderlikle; erken seçim kapısının açılmalıdır Karanlık dünyaya hapsedilen Türkiye’yi aydınlığa taşımak; Mustafa Kemal’den emanet alanların temel görevidir.
Türkiye’de her şey değişim dönüşümle anlam kazanır. Benden, senden yok. Biz varız! Türkiye halkı var.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
teslabahis casinoport pashagaming betkom mislibet casino siteleri
istanbul eşya depolama