CÜMLEDE ANLAM
Cümle: Kendi içinde anlam ve yargı bütünlüğü taşıyan dilbilgisi kurallarına uyan söz dizimine cümle denir.
1. ÖZNEL ANLATIM (SUBJEKTİF):
Kişinin, kişisel duygu, izlenim ve kanaatlerini ifade eden, kanıtlanamayan, kişiden kişiye değişebilen kavrama dayalı yargılardır.
Öznel cümleleri, varsayım ve olasılık; yorumlama, yakınma, eleştiri ya da beğeni içeren cümleler gibi gruplara ayırabiliriz.
Sembolizm, Cumhuriyet döneminde yetişen bütün şairler üzerinde etkili olmuş-tur. (Bazı şairler üzerinde etkili olmamış olabilir.)
Son yirmi yıl, hikayeciliğimizdeki olumlu gelişme bakımından edebiyatımızdaki en başarılı yıllardır. (Bazılarına göre başarılı yıllar olmayabilir.)
En güzel hikayeler bu yıllar arasında yazılmıştır.(Kime göre güzel ölçü ne?)
Steinbeck eşsiz hikayeler yazmış bir sanatçıdır. (Bazılarına göre eşsiz olmayabi-lir.)
Halit Ziya gibi büyük bir romancının yarın okunacağını sanmıyorum. (Bu görüşe herkes katılmayabilir.)
2. NESNEL ANLATIM (OBJEKTİF):
Anlatan kişini, eşyanın ve varlıkların dış görünüşüne dayanan ve yazarın kişisel düşünce ve duygularına dayanmayan, nicelikleri ölçülebilir, kanıtlanabilir ve herkese göre aynı olan ve değişik yorumlara meydan vermeyen yargı cümlelerindeki anlatımdır. Evrensel bir nitelik taşıyan nesnel anlatımda “bence, bana göre” düşüncesinin yeri yok-tur. Nesnel cümleleri, hayal gücümüze veya kendimize göre yorumlayamayız. Onlardaki nitelikleri isteklerimiz doğrultusunda değiştiremeyiz.
Nesnel anlatım özelliği taşıyan cümleleri “duyu organlarıyla anlatım ve gözlem yoluyla anlatım” diye iki grupta inceleyebiliriz.
Necip Fazıl Kısakürek, 25 mayıs 1983’te İstanbul’da öldü
(Bu kanıtlanabilir bir yargıdır.)
Türkiye’nin nüfusu her yıl %2 oranında artmaktadır.
Büyük kentlerin kenar mahallelerinde gecekondulaşma her yıl biraz daha artmakta-dır.
Tarık Buğra, romanlarında daha çok hikaye bileşik zamanını kullanmıştır.
Cahit Sıtkı’nın Otuz Beş Yaş şiirinde teşbih ve istiareler bol bol kullanılmıştır.
UYARI
Nesnel anlatıma dayalı soru köklerinde “nesnel” sözcüğü kullanılmamış; bunun yerine nesnelliği çağrıştıracak sözcükler seçilmiş olabilir.
3. DEĞERLENDİRME:
Bir şeyi (olay, nesne, kavram, sanat eseri, kişi) belli bir görüşe göre açıklama, kritiğe tabi tutmadır. Bir sanat eserinin sanatçının ya da herhangi bir durumun iyi ya da kötü yönlerini ortaya koymaya değerlendirme denir.
ÖRNEK:
“Sanatçı ilk eserlerindeki pürüzlü dilden kurtulmuş; güzel, ahenkli bir anlatıma kavuşmuş.”
4. BİR KOŞULA BAĞLI CÜMLELER:
Şartlı (koşullu) cümleler: Birinin gerçekleşmesi diğerinin gerçekleşmesi koşuluna bağlı cümlelerdir. Koşullu cümlelerde birinci bölüm koşul (şart), ikinci bölüm de o koşula bağ-lı olarak ortaya çıkan sonuçtur. Koşul anlamı –se (-sa), ise ve bazı zarf fiil ekleriyle –(-dıkça, -dikçe) sağlanır.
Yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa, şehirden öç almanın vakti gelmiş demektir.
Beni ararsa, kendisiyle görüşürüz.
Ne demek istediğimi, bu şiirleri okursa anlar.
Seni gördükçe, babanı hatırlıyorum.
Güldükçe güller açılır, ağladıkça inciler saçılır.
UYARI:
1) Cümleye istek, dilek anlamı katan –se, -sa ile, koşul anlamı veren –se, -sa’yı karış-tırmamamız gerekir.
Dilek cümlelerinde, -se, -sa almasına rağmen, koşul anlamı yoktur:
_ Otobüsle gelmese de trenle gelse.
2) Bazı cümlelerde de koşul gerçekleşse bile cevap gerçekleşmez.
_ Erken yatsa da uyuyamaz.
_ Hızlı koşsa da yetişemez.
5. KARŞILAŞTIRMA BİLDİREN CÜMLELER:
Karşılaştırma, iki birim, iki nesne, iki kişi arasında yapılan bir kıyaslamadır. Karşılaş-tırmanın gerçekleşmesi bir değer yargısı veya bir ölçünün ortaya konmasına bağlıdır. Karşılaştırma;benzerlik, farklılık, üstünlük gibi değişik durumları ifade etmek amacıyla yapılır. Bunun için benzetme edatları, karşılaştırma edatları kullanılır.
Bundan daha tembel birini bulamadın mı?
Bu çalışmayla daha iyi bir puan alabilirdin.
Sıhhatim düne göre hayli iyi.
Tiyatro da sinema kadar etkili bir sanattır.
Bu olaya hiçbiriniz benim kadar sevinemezsiniz.
6. DOLAYLI – DÜZ ANLATIM:
a) Cümle içinde başkasına ait bir sözü değiştirmeden aktarmaya Düz (doğrudan)
Anlatım denir.
ÖRNEK:
Babam: “Sana bilgisayar alacağım.” dedi.
b) Cümle içerisinde başkasına ait bir sözü cümleyi söyleyenin kendi söyleyişine göre değiştirerek aktarmasına Dolaylı Anlatım denir.
ÖRNEK:
“Babam bana bisiklet alacağını söyledi.”
7. MECAZİ ANLATIM (MECAZ ANLAMLI CÜMLELER):
Bir sözün kendi anlamının dışında kullanılmasıdır. Böyle anlatımlarda bir sözcük (deyimlerde birden fazla) mecaz boyutu kazanır. Mecazi anlatımda ise, cümle bütünüy-le mecaz anlamı kazanmış olur. Yalnızca, bir cümledeki sözcüklerin hemen hemen tama-mı kendi anlamından uzaklaştığı için, o cümlenin zihnimizdeki çağrışımı, sözcüklerin gerçek anlamıyla benzerlik veya yakınlık açısından sadece bir ilişki çağrışım halindedir.
Bu anlatımının en güzel örneklerini atasözlerinde buluruz. Atasözlerinin büyük bir bölümü, mecazlı ve kinayeli anlatıma dayanır.
Pazarda eşeğin kuyruğunu kesme,
Kimi uzun, kimi kısa der, demişler.
(Bu sözde, anlatılan olayın eşekle de kuyrukla da ilgisi yoktur. Kinaye yoluyla, gizli yapman gereken bir işi herkesin ortasında yaparsan, istediğin sonucu alamazsın, denil-mek isteniyor.)
Eceli gelen karga, kırılacak dala konar.
Eceli gelen köpek, cami duvarına işer.
Eşeği düğüne çağırmışlar, ”ya odun eksik ya su.”demiş
Kısmetsiz köpek, sabaha kadar uyuya kalır.
8. TANIM CÜMLESİ:
Bir şeyin ne olduğunu anlatan cümlelere denir.
ÖRNEK:
Kültür, bir milletin oluşturduğu ortak değerler topluluğudur.
Dil, duygu ve düşünceyi anlatan canlı bir varlıktır.
Yazı, insanların duygu, düşünce ve isteklerini iletmek için yararlandıkları bir anlatım aracıdır.
9. ÜSLÛP:
Bir sanatçıya özgü teknik, renk, güçlendirme ve söyleyiş tarzıdır. Sanatçının
duyuş, görüş, anlayış ve anlatıştaki özelliğidir.
ÖRNEK:
Sanatçı hikâyesinde atasözleri ve deyimleri çok kullanmıştır.
Bu romanında süslü ve külfetli bir dil karakterleri başarılı bir şekilde yansıtan bir dikkat nazarımıza çarpar.
Yazar Çukurova daki ırgatların karakterini başarılı bir şekilde çizerken onları yöresel tarzda konuşturmayı da ihmal etmemiştir.
10. ÖN YARGI:
Bir olay veya kişiyle ilgili değişik sebeplerden dolayı önceden edindiğimiz olumlu veya olumsuz yargılardır. Sonuçla ilgili önceden karar verme de denebilir.
ÖRNEK:
Bu kitap piyasaya çıktığında müthiş tutulacak.
Bu takım bu sene şampiyon olamaz.
11. İHTİMAL(OLASILIK):
Bir olayın ya da herhangi bir şeyin görünüşe göre olacağını sanmadır.
ÖRNEK:
Hava bulutlu yağmur yağabilir.
Şu sıralar İstanbul’a varmış olmalı.
Üstün ıslanmış hasta olabilirsin.
12. SEZGİ, TAHMİN CÜMLELERİ:
Sezgi, altıncı his denilen ve bir olayı olmadan önce, olacağını hissetmek demektir. Bu, daha çok insanın içine doğan bir duygudur. Bu olayların akışından hareketle sonucu görebilmek şeklinde de olabilir.
ÖRNEK:
Bu konuşmalardan sonra benden bir şey isteyeceğini anlamıştım.
13. VARSAYIM:
Bir durumun sonucunun ne olduğunu bilmeden onu kendimize göre bir sonuca bağlamaya varsayım denir.
ÖRNEK:
Diyelim ki bu olay gerçek değil.
Farz et ki bu sınavı kazandınız.
Tut ki Türkiye derecesi yaptın.
14. ÖNERİ:
Bir konuda eksik görülen herhangi bir şeyin nasıl giderilebileceğine dair teklif getirmeye öneri denir.
ÖRNEK:
Günün belli saatlerinde, belli aralıklarla ders çalışırsa daha iyi olur.
Sanatçı kişisel konuların yanında toplumsal konulara da değinmeli, halkın sevinçlerine, ıstıraplarına da değinmeli.
15. ELEŞTİRİ:
Bir insanın, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla incelemeye eleştiri denir.
ÖRNEK:
Yazar tek boyutlu, basmakalıp kişiler oluşturmuş.
Sanatçı dil ve anlatıma konu kadar önem vermemiş.
16. CÜMLE TAMAMLAMA:
Bu soruları çözmek için biraz dikkat, dil bilgisi kurallarına uygun cümleyi tanımak, önceki ve sonraki cümleleri anlamak yeterli olacaktır.
ÖRNEK:
“Gerçeği buldum” deme, “…” de! anlatımındaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilirse söz, “sınırsız sayıda gerçek vardır” anlamı kazanır?
a) Gerçekten korktum.
b) Gerçek beni buldu.
c) Gerçeği hiç kaybetmedim ki.
d) Bir gerçek buldum.
17. CÜMLE OLUŞTURMA:
Bu tip sorularda seçeneklerden giderek en uygun, anlamlı cümleyi bulmanız sizin için daha kolaydır.
18. CÜMLENİN YORUMU:
Bu tip sorularda eğer cümleden çıkarılabilecek yargı veya cümlede anlatılmak istenenin ne olduğu, isteniyorsa cümlenin söyleniş sebebi düşünülür.
19. VECİZE:
Bir duyguyu, bir düşünceyi kısa ve öz bir şekilde anlatan, kim tarafından söylendiği bilinen güzel sözlere vecize denir.
ÖRNEK:
“Çalışanlar, fenalık düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise, kendilerini fenalıktan kurtaramazlar.” ( Hz. Ali )
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. ( Atatürk )
20. ATASÖZLERİ:
Atasözleri, az kelime ile anlatılmış halka mal olmuş özlü sözlerdir. Bunlar kısalığı ve sadeliği içinde bir takım gerçekleri anlatır.
o Atasözleri kalıplaşmıştır.
Derdini söylemeyen derman bulamaz.
Derdini söylemeyen ilaç bulamaz diye değiştirilemez.
o Atasözleri genelde mecaz anlamlıdır.
Ağaç yaşken eğilir.
o Bazı atasözleri gerçek anlamlı olabilir.
Akıl yaşta değil baştadır.
o Atasözleri genel bir yargı bildirir.
Su testisi su yolunda kırılır.
o Bazı atasözleri aynı konuyu işler. Yani yakın anlamlı atasözleri bulunabilir.
Bir elin nesi var iki elin sesi var.
Yalnız taş duvar olmaz.
Atasözleri aynı konuyu yani “birlik ve beraberlik” konusunu işler
21. NEDEN – SONUÇ İLİŞKİSİ BULUNAN CÜMLELER:
Neden-sonuç ilişkisi bulunan cümleler iki bölümden oluşur. Birinci bölüm neden (sebep), ikinci bölüm ise sonuç bildirir. Böyle sorularda, eylemin hangi nedenle gerçekleştiğine dikkat etmek yeterlidir. Neden-sonuç ilişkisi daha çok, için, üzere, -den (-dan), diye, çünkü, ile (-le-la) vb. gibi edatlarla sağlanır.
ÖRNEK:
Bugün hıdrellez olduğu için öğleden sonra okul tatil edildi.
Kanunları koyanlar da çok kez budala, ya da eşitlik korkusuyla haksızlığa düşen kimselerdir.
İnsan tabiatının yetersizliği yüzünden, hiçbir şeyi yalın ve duru halinde tuta-maz.
22. AMAÇ ANLAMI TAŞIYAN CÜMLELER:
Amaç anlamı taşıyan cümlelerde, eylemin hangi amaca bağlı olarak gerçekleştiği vurgulanır. Neden-sonuç cümlelerinde olduğu gibi bunlarda da için, üzere, diye vb. edatlardan yararlanılır.
ÖRNEK:
Biz, şimdi arasında nice mesafeler bulunan iki uçurumda birbirlerine seslerini duyurmak için didinen iki genciz.
Bütün bu sıkıntılara sınavı kazanalım diye katlandık.
Bildiklerimizi açıklamak üzere buraya gelmiş bulunuyorum.
23. KOŞULA BAĞLI CÜMLELER:
Bir olayın gerçekleşebilmesi için başka bir olayın varlığının gerektiğini bildiren cümlelerdir. Olması şart koşulan şey olmazsa asıl olay gerçekleşmez.
ÖRNEK:
Pazar günü hava güzel olursa pikniğe gidebiliriz.