İBRAHİM FAİK BAYAV
Araf Suresi’nin 157’nci ayetinin üçüncü cümlesi Hz. Muhammed’in ‘reislik’ davranışını belirtiyor. Cümle şu: ”Ve yuhıllü lehüm et-tayyibati ve yuharrimu aleyhim el-habaise. Yani ne diyor?.. Mealcilerin bu cümleyi Türkçe çevirileri şöyle: Hz. Muhammed, onlara temiz ve güzel şeyleri helal ediyor; kötü ve çirkin şeyleri haram kılıyor.
Bu ayet cümlesi ile toplumu bilgilendirme, Medine ve çevresinde, zalim ve gaddar ağalar yüzünden çok şeyden mahrum bırakılmış insanlar içindir. En başta bilgiden mahrum bırakılmış insanlar içindir.
Verilen mesajı anlayabilmemiz için ayetin bu üçüncü cümlesinde ikisi isim ikisi fiil olan dört kelimeyi irdelememiz gerekiyor. İrdeleyelim:
Tayyibat: اَلطَّيِّباتِ Bu kelime dişil ‘tayyibe’ ismin çoğul halidir. Güzel eşyaları, hoş nesneleri, yaşanılacak beldeleri tanımlar.
Güzel eşyalar: Bunlar barınmada, oturmada, istirahatte, beslenmede ve yolculukta işe yarayacak her tür eşyadır. El emeğiyle sanat haline getirilmiş olmaları nefsi hoş edecektir.
Habais: اَلْخَبائِثَ Bu kelime dişil ‘habise’ ismin çoğul halidir. Zararlı, zarar verici eşyaları veya nesneleri tanımlar. Biçimsiz ve gösterişsiz ihtiyaç nesneleri, Yeme müddeti geçmiş yiyecek ve içecekler, Kullanım zorluğu veren araçlar, ‘habais’ şümulündedir.
Yuhıllü: يُحِلُّ ‘İhlalen’ fiil mastarının o anki zamana ait kipidir. Geniş zaman için de hareket yaptırır. Bu kelime Türkçeye ‘helal kılıyor’ şeklinde çevrilince, ‘helal’ teriminin açıklaması gerekiyor.
Helal: Tek kelime ile, SERBEST demektir. Yani, yeyilmesi ve içilmesi belirlenen gıdalar, kullanılacak eşyalar ve nesneler, gidilecek ve gezilecek yerler… serbest demektir.
Yuharrimu: يُحَرِّمُ ‘Tahrimen’ fiil mastarının o anki zamana ait kipidir. Geniş zaman için de hareket yaptırır. Bu kelime de Türkçeye ‘haram kılıyor’ şeklinde çevrilince, ‘haram’ teriminin açıklaması gerekiyor:
Haram: Tek kelime ile YASAK demektir. Yani, yenilmesi, içilmesi uygun görülmeyen gıdalar, giyilmesi istenmeyen giysiler, gidilmesi ve gezilmesi sakıncalı gösterilen yerler, konuşulacak bazı konular, bir takım eğlenme şekilleri, bazı ticaret biçimleri, YASAK demektir.
Belirtilen ‘serbest’ ve ‘yasak’ kuralları, mutlak olmaz. Zaman ve şartlar değiştiğinde, serbestlk ve yasaklık durumlar da değişir. ‘Yasak’ hükmü veridiğinde, yasaklama sebepleri belirtilmiş olacaktır.
Hz. Muhammed’in serbest etme ve yasak koyma uygulaması, bulunduğu zamanda, bulunulan belde veya coğrafya alanı içindir. Sadece, zararı ilmen belirtilmiş davranışlar ve uygulamalar kesin yasak kapsamındadır. Serbest olan bazı uygulamalar, toplumun geleceği babında o an için yasak kapsamına girebilir.
Hz. Muhammed sevgisi ve ona olan inanç, zamanımızın bazı müslüman toplumlarında ‘taassup’ biçiminde kendini gösteriyor. Hz. Muhammed’in yaptığının aynısının yapılmasını, o zaman için verilmiş emirlerin aynısının uygulanmasını istiyorlar. Uyguladıklarında, şartların dikkate alınmaması hem kendilerinde hem içinde bulundukları toplumda risk oluşturuyor. Halbuki, başka inanç mensupları, zamanın şartlarına ilmen adapte olduklarından, GELİŞMİŞ MİLLET vasfını kazanmış oluyorlar.
Yanlış anlaşılmasın: Gelişmiş millet içinde, iyi kötü her şeyi serbest (helal) edip riski umursamayan, serbest olması gerekenleri halka yasaklamak isteyen birileri, yönetim kadrosunda mutlaka vardır. Ülkede iç kargaşa veya dış savaş onlar yüzünden çıkar.
İbrahim Faik Bayav
(10.09.2024 09:37)