0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İBRAHİM FAİK BAYAV

Araf Suresi ص م ل ا dört mukatta harfle başlamış. Bu dört harf birinci ayet olmuş. Ne anlattığını, neye işaret ettiğini bilemiyoruz. Müfessirler, surelerin başında gelen mukattaa harflerinin şifre içerdiğini, şifrelerin sadece Hz. Muhammed’e ait olduğunu belirtiyorlar.

İkinci ayet ”Kitabün ünzile ileyke” kelimesiyle başlamış. Yani, kitap, sana indirildi.

Sebebi, ”Li tünzire bihi” kelimesiyle belirtilen uyarma ve sakındırma olması için.

Başka?.. ”Ve zikra lilmüminine” kelimesiyle belirtilen ‘mümin’ olmuş kişilere sorumluluğu hatırlatmak için.

Zihne gelen iki soruyu dikkate vereceğiz:

Birinci soru: ”Kitabün ünzile ileyke” ك َيْ ?nedir’ kitap ‘kelimesindekiِ كتا ٌب اُ ْنِز َل اِلَ Nereden indirildi?

İkinci soru: ”Li tünzire bihi” هِ ِ ..?isteniyor uyarılmak kimler, kelimesiyleِ لتُ ْنِذَر ب Sakındırılması gerekenler neler?

Önce ikinci soruya cevap: Kimlerin sosyal ve siyasi davranışları uygun değilse uyarılmak istenenler onlardır. ”Nereden indirildi?” sorusunun cevabını ise, müfessirlerin SEMAVİ KİTAP yakıştırmasını tahlil ederek bulmak lazım.

Birinci soruya cevap bulmak ister isek kitap ne demek anlamamız gerekir.

Kitap; ب ٌكتا ِyazma hareketiyle meydana getirilen varlıktır. Tek bir nesne üzerine yazıldığında ‘varak’, yazılı varaklar toplu hale getirilmiş ise ‘kitap’ denir. Ayette ”sana indirildi” dendiğine göre, zihne gelen anlam;

a) Ya, Hz. Muhammed’e vahiy ile iletilen sözler, Araf Suresi öncesinde kitap haline getirilmiş olmalıdır… Böyle bir şey olmuş mudur? Hayır.
b) ya da, önemli bilgilerin ve kuralların bulunduğu hazır bir kitap, yüksek bir makamdan kendisine kısım kısım ya aynen ya açıklanarak iletilmiştir.

Hz. Muhammed’in dilinden çıkan sözlerin, hıfzı kuvetli kişilerce ezberlendiği veya çeşitli basit nesnelere kaydedildiği biliniyor. Basit nesnelerin yıpranması ve dağılması kolaydır.

Ezber ise zihinlerde uzun süre kalmayabilir. Ezber yapanların müşriklerle yapılan savaşta şehit olması ise, vahiy sözlerinin kaybolacağı endişesini doğurur. Hz. Ömer bunu fark etmiş. Hz. Muhammed’in vefatından sonra yönetimi ele alan Hz. Ebubekir’e konunun vehametini bildirmiş. Hz. Ebubekir, hıfz edilen sözlerin unutulmasını, basit nesnelerde kaybolmasını önlemek için, kitaplaştırma emrini vermiş. İşte o zaman Hz.
Muhammed’e vahiy ile iletilen sözler KİTAP olmuş.

Peki, ”Kitabün, ünzile ileyke” kelimesindeki ‘kitap’ hangi kitaptır?

Cevap: O ana kadar var olduğu bilindiği halde, dikkate alınmayan, önemsenmeyen hangi kitapsa, o kitaptır. Çünkü, ‘kitabün’ sözcüğü, ‘el’ takısı almadığından hangi kitap olduğu meçhul kalmış.

ُم ْء ِمني َن ”lilmüminine Zikra” ْلل ِكرى ْذ ِkelimesi muhatabın -o zaman için- Hz. Muhammed bağlıları olduğu anlamını veriyor. ‘Hatırlatma’ olduğu belirtildiğine göre, Hz. Muhammed bağlılarının, ya da bağzılarının, o kitap içeriğinden haberleri vardır.

Tüm müfessirler ve mealciler, Kur’an ayetlerinin ilerideki yüzyıllardaki her toplum için mesaj içerdiğinde müttefiktirler. Öyleyse, bulunduğumuz yüzyıla ve içinde bulunduğumuz topluma nasıl mesaj verdiği merak edilir.

Kitabın indirilmesinin sebebinin, uygun olmayan siyasi ve sosyal davranışlar için olduğu anlaşıldı.

Her ülkenin ilim ve bilim insanları (ehl-i ilim) vardır. Bilim insanları, siyasi, iktisadi ve sosyal bozuklukların sebebini araştırıken, bozukluğun çözümünü de bulmaya çalışırlar.

Bunu ‘müsvedde kağıt’ dediğimiz varaklara yazarak toplarlar. Her bilim insanının bir dosya içinde topladığı bilgiler ve fikirler bir zaman sonra ayrı birer ‘kitap’ (kitabün) olur.

Her toplum için geçerli olacak SİYASİ BİLİM, İKTİSADİ BİLİM, FİZİKİ BİLİM ve SOSYAL BİLİM kitapları ortaya çıkmış olur. O kitapları edinen ve zihnen gelişen insanlar, sosyal bozulmanın toplumu veya ülkeyi nereye götüreceği konusunda yönetimdekileri uyarırırlar. Araf Suresi’nin ikinci ayetinde zikredilen uyarma sebebi olan ‘kitap’, bu zamanda bu yazılmış kitaplarla tecelli edecektir. ”Yönetimdekiler anlarlar mı?” diye sorulursa, cevabı, ”saltanatta kalma hırslarının azalması oranında, evet” şeklinde olur.

Bir örnek: Kuzey Anadolu fayının geçtiği Marmara denizinde sismik araştırma yapılıyor.

Veriler bir veya bir kaç kitapta toplanıyor. (günümüzde bilgisayarda toplanıyor) Deprem bilimcileri, iktidardakileri ve İstanbul halkını bu kitap ışığında uyarıyorlar. Ayetteki ”zikra lilmüminine” kelimesi, konuyu bildiği halde unutanların ya da unutmuş görünenlerin hatırlamasını sağlıyor.

Anlamayanlara geçmiş olsun denecek.