Hepimizin hayatını paylaştığı bahçesinde hatta mutfağında bile ağırladığı küçük misafirlerimiz karıncalar ufacık boylarına rağmen çok gelişmiş sosyal ilişkiler içerisindedir. Çalışkanlığı konusunda herkesin çocuklarına örnek olarak gösterdiği karıncalar sadece çalışkan değiller aynı zamanda birliktelikleri sayesinde birlikten nasıl kuvvet doğabileceğini ortaya koyuyorlar. Çok daha büyük ve kompleks yapılar olarak biz insanoğullarının karıncalardan öğreneceği çok şey vardır. Ancak bu kadar hayran olmamıza rağmen evimizde gördüğümüzde bu küçük hayvanları öldürmek için göreceli birçok sebep bulabiliyoruz.
Peki ya evimizde bolca gördüğümüz bu küçük hayvanların hayatına dair ne kadar şey biliyoruz? Karıncalar sadece çalışkanlıkları ve iş birlikleriyle anılmaması gereken daha birçok farklı özelliğe sahip. Hatta insanların toplumsal faaliyetlerini inceleyen sosyologların araştırma alanlarına benzer alanları karıncalar için de kurmamız gerekmektedir. Çünkü karıncalar koloniler halinde yaşar ve o kolonideki karıncaların kendi içlerinde toplumsal yaşam düzenleri vardır. Karıncalar hakkında araştırma yapan araştırmacılar hiçbir karıncanın o toplumsal düzenden şaşmadığını ortaya koymuştur. Bu özellikleri ön plana aldıklarında karıncalar insanlardan daha da güzel bir görev bilincine sahiptir diyebiliriz. Düşünsenize tüm toplumun görev bilincine sahip olduğunu. Tam bir rüya gibi görülen bu durum günümüzde dünya üzerindeki hiçbir insan topluluğu için pek mümkün gözükmezken dünyanın çeşitli yerlerindeki karıncalar için çok doğal bir durumdur.
İnsanlara şok edici derecede benzeyen hatta insanların yapması gerekip yapmadığı bir çok işi daha düzenli olarak gerçekleştiren karıncalar dünyası keşfedildikçe daha da şok olmaya devam edeceğiz gibi. Bu listede var olan 10 gerçek bile karıncalara olan bakış açımızı değiştirmeye yetecekken karıncalar hakkında bilmediğimiz neler olduğunu düşünmek de insanın hayal ettiği yerlere karıncaların ulaşabildiğini görmemizi sağlıyor. İşte karşınızda bildiğimizde ufkumuzu açacak karıncalar hakkında bilmediğimiz 10 şaşırtıcı gerçek:
10. Yaraları Dikebilir
Özellikle savaş ve doğa ile iç içe olunan durumlarda dikiş gerektiren yaralar büyük sıkıntı oluşturmaktadır. Normal bir günde hastaneye gidip 5 dakikada halledebileceğiniz dikiş işlemi zor doğa şartlarında ya da savaş şartlarında çok zordur. Hele bir de ekipmanların azlığı gibi üzücü bir durum da eklendiyse ufak bir yara büyük sıkıntılara yol açabilir. Özellikle kampta ve en yakın tıbbi yardımın günlerce uzakta olduğu bir yerde dikişe ihtiyacınız olursa Afrika yerlilerinin yöntemini uygulamanızı tavsiye ederiz. Doğu Afrika’daki Masai Kabilesi gibi bazı kabileler bu problemle karşılaştıklarında çözüm ararlarken karıncaların yarayı dikme özelliklerini keşfetti.
Eğer bir Masai savaşçısı savaşta dikiş gerektiren bir yaralanma yaşadıyşa tek yapması gereken bir karınca yuvası aramak. Eğer çevrede karınca yuvası varsa en iri karıncalardan birkaç tanesini seçip yaranın çevresine hava alacakları bir şekilde hapsetmektir. Daha sonra yarayı tamamen karıncalara bırakın. Bu derme çatma diye nitelendirebileceğimiz karıncaların diktiği deri günlerce sizi kurtarabilir ve istediğinizde çok kolay bir şekilde çıkartılabilir. Bu gibi esneklikler karıncalardan tıp alanında da çok şey öğrenebileceğimiz düşüncesinin gelişmesini sağlıyor.
9. Kökenleri İnsanlardan Çok Daha Eski
Hepimiz biliyoruz ki insanoğlu olarak dünyada göreceli olarak yeni canlılarız. Araştırmalara göre ortalama 5 milyon yıl öncesine kadar gittiği düşünülen insanlık tarihinin aksine karıncaların kökenleri 110-130 milyon yıl önceye kadar gittiği düşünülüyor. Bu kadar yüksek bir zaman farkı karıncaların toplumsal olarak bizden çok daha iyi yazılı olmayan ama herkesin uyduğu kurallara kolaylıkla uymasının nedeni olarak gösteriliyor. Bununla birlikte bu kadar eskiye dayanan karıncaların tarihini göz önüne aldığımızda dünya üzerinde onların daha çok etkisi vardır ve bu dünya onların yaşam alanıyken biz şuan onları evlerimizde öldürür hale geldiğimizi düşünmemiz de çok zor olmuyor. Karıncalar bunca yıllık toplumsal gelişmesini tamamlamış ve herkesin kendi yaşadıkları toplum içerisinde belirli görevleri harfiyen yerine getirdiği muhteşem bir düzen kurmuşlardır.
8. Ölülerini Yuvadan Uzaklaştırırlar
Yeryüzünde hastalarını tedavi etmeye çalışan ve ölülerini taşıyan çok az canlı türü vardır. İnsanlar, filler ve karıncalar ölülerini yuvadan uzaklaştırırlar. Yuvada bir karınca öldüğünde diğer karıncaların da enfeksiyon kapmaması ve hastalanmaması için yuvadan uzaklaştırırlar. Hatta yuvadan uzaklaştıramadıklarını da farklı bir pigmentle sararak zararsız hale getirirler. Bu denli ölüyle ilgilenme dünya üzerinde yaşayan canlıların çoğunda yoktur. Tüm koloninin sağlığını düşünecek kadar detaylı düşünce de ayriyeten şaşılacak bir durumdur.Hatta ölülerini taşıma görevini herhangi bir işçi karınca yapabilecekken sadece bu iş için görevlendirilmiş karıncalar bulunmaktadır. Detaylı incelendiğinde ölülerin taşınması işlemi üstünkörü değil gayet de programlı ve kendi içlerinde o konuda özelleşmiş karıncalar tarafından yapılmaktadır.
7. Kendilerini Klonlayabilirler
Partenogenez, gübrelemeye ihtiyaç duyulmayan bir üreme şeklidir. Bu da ortaya çıkan yavrunun annenin bir klonu olmasını sağlar. Yapılan araştırmalar bir grup amazon karıncalarının erkek olmadan bir koloni oluşturduğu ve kendilerinin aynısı klon çocuklar doğurduğunu ortaya koymuştur. Bu özellikleriyle çok ilgi çeken karıncalar bilim insanlarının çalışmalarına konu olmuşlardır. Kraliçeler de yeni kraliçeleri klonlayarak doğururken küçük ateş karıncalarının erkekleri de genetik mirasının kendilerini klonlayarak yayılmasını sağlar. Erkek küçük ateş karıncalarının bu özel numarası, döllenmiş yumurtaların bazılarında dişi genomunun ortadan kaldırılmasını içerir ve böylece karınca babanın tam bir klonu haline gelir. Hem dişi hem de erkek küçük ateş karıncasının bu eşsiz üreme özellikleri aynı türün karıncalarından oluşan ve tamamen farklı üç türün genetik yapısına sahip bir yuvaya yol açar: Kraliçe klonları, erkek klonları ve karışık genlere sahip dişi karıncalar.
6. Eğitim Sistemleri Mevcuttur
Böcekgiller olarak karıncalar toplumsal ilişkilerde çok ilerlemiş bir sisteme sahiptirler. Böylece hayatta kalmalarını sağlamak için işçi karıncaların yiyecek arama, yuvayı temizleme veya bebek ve yumurta bakıcılığı gibi işleri tüm işçi karıncaların birlikte yapmasından ziyade hepsinin ayrı ayrı gruplar halinde yapması sağlanır. Diğer bir değişle yemek aramaya çıkan karınca yumurtalara bakma işini yapmaz. Çünkü yumurtalara bakan karıncalar başkadır. Herkesin görev tanımı olduğundan kimse onun dışarısına çıkmaz. Şaşırtıcı olanı ise bu işçi karıncaların bu uzmanlık çalışmalarından bazılarını yapmak için DNA’larında önceden programlanmış gerekli becerilerle doğduklarına dair bir bilgi bulunamamıştır. Bu bilgiler ışığında karıncalar da insanlar gibi diğerlerinden görerek öğrenirler. Öğretmen karıncalar genç karıncaları yuvanın içerisinde eğitir. Eğitim esnasında yiyecek taşıyacak karıncalar hafif taşınacak malzemeler ile de pratik yaparlar. Bütün bu bilgilere bakacak olursak karıncalar içerisinde bir eğitim sistemi olduğu çıkarımını yapabiliriz. Bu eğitime ek olarak eğer bir genç karınca işini iyi yapamaz ise başka bir ekibe yollanır ve orada tamamıyla başka bir görev yaparak koloninin gelişmesine katkı sunar.
5. Tarımın Nasıl İşlediğini Biliyorlar
Doğa üzerindeki tüm canlılar arasında bilinen, hayatta kalma aracı olarak tarımı kullanacak kadar evrilmiş 4 canlı vardır: Kabuklu böcekler, termitler, insanlar ve karıncalar. Bununla birlikte karıncalar bu dünyada bizden çok daha eski olduklarından topraktan çıkan mahsüllere ve bunların zamanlamasına çok daha alışıklar. İşçi arıların yuvasından çıkmasından önce kraliçe arı tarım yapılacak bahçeye girer ve kontrol eder. Eğer toprak yeterince zengin ve yeterli besin kaynağı mevcutsa bu toprak kendi fidelerini geliştirmek için elverişli toprak olarak değerlendirilir ve işçi karıncaları bölgeye tarım yapması için yollar.
Karıncalar tarım ürünü olarak mantar yetiştirirler ve tıpkı insanlar gibi ekinlerini parazitlerden korumak için bir çeşit salgı olan böcek ilacını kullanırlar. Buradan da yola çıkarak tarım konusunda karıncaların çok gelişmiş olduklarını söyleyebiliriz. Karıncaların tarım ürünü olarak yetiştirdikleri çok fazla bitki bulunmamaktadır. Yapıları gereği kolay ulaşabilip manüplasyonu kolay olan tarım ürünlerini seçen karıncalar birbirleriyle tarımsal bilgilerini paylaşır. Hatta yapılan çalışmalar bahçelerini eken karıncaların arasında haberciler seçerek diğer karınca kolonilerine de tarımsal bilgileri aktardığını göstermiştir.
4. Herbisit ve Dezenfektan Kullanıyorlar
Karıncalar mantar bahçelerinde ekinlerini parazitlere karşı korumak için herbisit kullanır. Ancak kullandıkları bu herbisitler bizim kullandıklarımıza nazaran çok daha çevre dostudur. Karıncaların yetiştiği mantar bahçeleri aynı zamanda mantar ekinlerini öldüren öldürücü bir bitki türüne de ev sahipliği yapar. Bu mantar otunun yayılmasını önlemek için, karıncaların kendi bakterilerinde kendi üzerlerinde taşıdıkları bir bakteri barındırırlar. Bu bakteri, mantar otunun büyümesini spesifik olarak baskılayan bir antibiyotik üretir. Yuvalarında, parazit veya yabani otların yayılmasını engelleyen birkaç madde de kullanan karıncalar yuvalarının istenmeyen bakterilerden korunmasını bu şekilde sağlarlar.
3. Hayvancılıktan Faydalanırlar
Daha önceki maddede karıncaların tarım yaptığını öğrenip şaşırdıysanız bu madde sizi baya şoke edecektir. Karıncalar kendi çaplarında hayvancılık yapabilmektedirler. Tabii ki ufacık hayvanlar olan karıncalar kocaman büyükbaş hayvanları besleyip etinden sütünden yararlanamaz ama boyutlarına göre ideal olan birkaç böceği kendi amaçları doğrultusunda kullanabilirler. Kendileri için yararlı olabilecek birkaç böcek türünü besleyip onların salgıladığı sıvılarları diğer hayvanların gelip yuvalarını yıkmasına karşı savunma olarak kullanırlar. Bu da aslında karıncaların hayvancılıkta ne kadar ileri olduklarını gösterir. Öyle ki karıncalar yuvalarını bir yerden başka bir yere taşıdıklarında bu besleyip yararlandıkları hayvanları da beraberlerinde getirirler. Kısaca karıncaların yuvalarının yakınında bir çiftlik kurduğunu söylersek pek de hata etmiş sayılmayız.
2. Klan Savaşları
Evet yazım yanlışı yok klan savaşları demek istedik. Karıncalar birbirleri arasında bazı durumlarda rekabete girebilirler. Bu durumlarda ortaya tarih filmlerindeki gibi kıyasıya rekabet ve hatta büyük savaşlar çıkabilir. Karıncalar arasında bir savaş gelişmesi durumunda iki taraf da öldüresiye birbirine saldırır. Bir hayal etmeyi denediğinizde filmlerde gördüğünüz kılıç kılıca sahneler günümüzde hala karıncalar aleminde mümkündür. Hatta sahası birkaç karınca klanı bir araya gelip toplu halde savaş bile yapabilirler. Klanlar arası yapılan bu savaşın temel nedeni kölelerini yenilemek ve diğer kolonilerdeki fazla kaynakları ele geçirmektir. Bu konuda klan savaşları tam orta çağ dönemlerini andırır. Yenen klan yenilenin gıdalarına el koyar. Yuvalarının yapılarına hiç dokunmayan yenen karıncalar yuvadaki köleleri de alırlar. Yani aynı bizde eski çağlarda olduğu gibi gıda ve köle için büyük savaşlar olur ve büyük kanlar dökülür.
1. Kölelik Uygulamaları
Evet bir önceki maddede kölelik derken yanlışlık yapmadık. Karıncalar aleminde de kölelik kavramı mevcuttur. Karıncalar sıkı çalışan hayvanlar olarak bilinirler. Ama insanlar gibi karıncalar aleminde de çürük elmalar vardır. Hayatta kalmak için köle emeğine bağımlı olan ve yumurtaları çalarak yumurtadan çıktıkları gibi yeni doğan karıncaları köleleştirmek ve diğer kolonilere karşı aktif savaşta ileri sürülecek kölelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durumda bir kolonide ilk gözden çıkartılan üyeler köleler olur. Eğer koloni kölelerini yenilemek istiyorsa da başka koloniye savaş açabilir ve kazanması halinde o koloninin tüm kölelerini alabilir.
Tabii ki de tüm karınca türlerinde kölelik kavramı yoktur. Fakat Amerika’da bulunan Polyergus breviceps adlı karınca türü çürük elma diyebileceğimiz bir türdür. Bu karınca türündeki karıncaların gençleri dahi karıncaların yaptığı çoğu işi yapmaz. Diğer karıncaların beslenmesine yardım etmeyen bu karıncalar kraliçeyi beslemek ya da yuvayı temizlemek gibi görevleri yerlerine getirmezler. Bunun yerine bir silah olarak bir karınca toplumunu yönetirler. Savaşçı olan bu tür karıncalar bir yuvaya saldırır ve savunmacılara karşı formik asit salar. Bu kendi aralarında paniği tetikleyecek ve savunmalarını parçalayacak hale getiren bir kimyasaldır. Bu saldırı esnasında panikeleyen karıncalardan yararlanarak savaşçı karıncalar yuvadaki yumurtaları çalar. Çaldıkları bu yumurtadan çıkan karıncaları tamamıyla kendi köleleri olarak kullanırlar.
Eğer saldırıda salgıladıkları formik asit yetersiz gelirse b planı da olan savaşçı karıncalar kraliçelerini kullanırlar. Polyergus breviceps’in kraliçesi , savunan karıncaların saldırganlığını azaltacak feromonları serbest bırakabilir ve böylece fetihleri kolaylaştırır. Bazı durumlarda karıncaların daha fazla köleye ihtiyacı olur ve kraliçe savaşçılar ile birlikte savaşa dahil olur. Salgıladığı feromon nedeniyle sersemleşen yuvadaki savunucu karıncaların kraliçesini hemen bulup öldürürler. Feromonun etkisi geçtiğinde ise yuvadaki savunmacı karıncalar yeni kraliçeyi kendi kraliçeleri olarak görebilmektedirler. Az önce onlara karşı yuvalarını savunmaya çalışan bu karıncalar şimdi el mahkum yeni kraliçe karıncaya hizmet etmeye başlar.
Ancak köleler için her şey kaybolmaz; her zaman, bir köle kraliçelerine karşı isyan çıkartabilir. İsyanlarda en çok yaptıkları iş ise yeni larvaları parçalayarak kölelerin sayısının azalmasını sağlamaktır. Böylece kolonideki köle karıncaların sayıları hızla azalacak ve koloninin dışarıya çıkarak diğer kolonilere saldırma ihtimali düşecektir. Bu sayede de kendilerini feda eden köle karıncalar diğer kolonilerdeki karıncaların hayatlarını kurtarabilmektedirler.