Saçın temelleri
Saçınız ölüdür. Her zaman ölüydü. Her zaman ölü olacak. Bunda sorun yok, çünkü öyle olması gerekiyor. Saç folikülleri – en azından kelleşen insanlarda DHT tarafından küçültülüp öldürülmeden önce -canlı olmakla birlikte, saçın kendisi foliküllerden çıkan ölü hücrelerden oluşur.
Saç folikülleri, derinin hemen altında bulunan canlı, bölünen hücrelerden oluşan ufak ceplerdir. Saç folikülleri onlara ulaşan kan damarları ve foli-küllerin içindeki yağ bezleri tarafından beslerdirler. Bu yağ bezleri saçınızın parlamasına da neden olur.
Saç keratin denilen ve aynı anda saçı sert-leştiren bir proteinden meydana gelir.
Dr. William R. Rassman şu bilgileri vermektedir: “Proteinlerin sentezi çok fazla enerji yatırımı gerektirir. Bir kişi hastalandığında ya da kötü beslendiğinde saç uzamayı durdurur; hatta hastalık ve kötü beslenme hali ciddi veya uzun süreliyse, saçlar dökülür. Saçların tekrar çıkmaya başlaması, iyileşmenin başladığının ilk işaretidir.”
Keratin aynı zamanda tırnakları da sertleştiren proteindir; bu nedenle tırnaklar da hastalıktan etkilenebilir.
Her bir saç teli üç katmandan oluşur: dış katmana kütikül, ortadakine korteks ve iç tabakaya medulla denir.
Kütikül incedir ve rengi yoktur. Görevi, daha kalın olan ve saça rengini veren melanin pigmentini barındıran korteksi korumaktır. Sadece iki çeşit melanin vardır: Eumelanin, saçta bu pigmentten ne kadar bulunduğuna bağlı olarak saça siyah ya da kahverengi renklerini verir. Pheomelanin ise saçı kızıl yapar.
Sarı saçta çok az melanin bulunur. Melanin melanositler tarafından üretilir. Melanositler, melanini yaratan tirozinaz enzimlerinin yok olması nedeniyle saçın rengini korumaya yetecek kadar melanin üretemez hale geldiklerinde, saç önce gri olur, sonra da beyazlaşır. Sadece yaş değil, stres ve fiziksel hastalıklar da grileşme sürecini hızlandırabilir.
İnsan tüyü iki tiptir: Vellus tipi tüy incedir ve şeftali tüyü dediklerimizden, fazlasıyla ince olan ve çok yakından ya da mikroskopla bakılmadıkça neredeyse görünmez olan tüylere kadar bir yelpazeyi kapsarlar. Terminal tüyler ise daha sık, uzun ve daha görünebilir olan tüylerdir.
Ellerimizin ayası ve ayaklarımızın tabanları dışında, insan vücudunun çoğu tüylerle kaplıdır.
Korteksin şekli, saçın düz, dalgalı ya da kıvırcık olup olmadığını belirler. Düz saçlarda korteks silindirik, kıvırcık saçlarda ise ovaldir. Bu şekil-lerdeki hafif farklılıklar, saçın düzlük, dalgalılık ve kıvırcıklık derecesini belirler.
Saç telinin en iç katmanı olan medulla, ışığı yansıtır ve saça renk tonlarını verir.
Vücudun pek çok kısmında olduğu gibi, saçın özelliklerinin çoğu da kalıtsal yollarla edinilir.
Uzama dönemleri
Ortalama bir kafada 100.000 saç folikülü vardır. Bunların hepsi aynı anda, aynı uzama aşamasında bulunmaz.
Saç normalde ayda yaklaşık bir buçuk santim uzar. Her tel yaklaşık iki yıl boyunca bu hızda uzar. Bir süre dinlenir ve sonra, kafa derinizin yüzeyine çıkmakta olan bir saç telinin yerini almasına izin vermek üzere dökülür. Herhangi bir anda saçlarınızın yüzde 90′ı uzama aşamasındadır.
Bu döngüde günlük normal saç kaybı elli ile yüz tel arasındadır. Erkek tipi kelliğiniz ya da başka bir kellik durumunuz yoksa, tarağınızda, banyonun zemininde, küvette ya da başka bir yerde saç bulmanız tamamen normaldir.
Normalde saçlar dökülür ve kafanızın her yerinde bulunan saç foliküllerinden değişik zamanlarda çıkan saçlar, dökülen saçların yerini alır. Böylece bu doğal, dönemsel saç kaybı asla fark edilmez. Bir dönemin sonunda sadece ön, yan, üst ya da tepede bulunan saçlarınızı kaybetmezsiniz; başınızın her yanındaki saçlar farklı zamanlarda dökülmektedir.
Hormonlar ve saçın kalitesi
Bu bölümün başında ve Birinci ve İkinci bölümlerde bahsedildiği gibi, sağlığınız ve beslenme şekliniz, saçlarınızın kalitesiyle birlikte, onların uzamasında ve korunmasında çok önemli bir rol oynar. Bir, İki ve Üçüncü bölümlerde detaylı olarak anlatıldığı gibi, özellikle hormonların saçlar üzerinde derin bir etkisi vardır; ama hormonların etkisi erkek tipi kellik ile sınırlı değildir.
Hormonal değişiklikler saçı daha yağlı yapabilir: Yüksek hormon seviyeleri, saç foliküllerindeki yağ bezlerinde daha fazla yağ oluşturur.
Kadınlarda, gebelik teki ciddi boyutlardaki hormonal değişiklikler saçın daha yağlı olmasına neden olabilir; hatta kıvırcık saçların düzleşmesine yol açabilir. Bazen kıvırcıklıktaki değişim kalıcıdır.
Gebelikten sonra ve menopoz sırasında hormon seviyelerindeki düşüş, hafif saç kaybına neden olabilir. Genellikle çocuğun doğumundan birkaç ay sonra hormon seviyelerinin normale dönmesiyle saç normal hacmine kavuşacaktır. Menopoz sırasında, eksilen hormonlarını tamamlayan veya düşük hormon seviyelerini doğal yöntemlerle ya da sentetik östrojen ve progesteron ilaçlan alarak yükselten kadınlar, saç hacimlerini artırabilirler.
Doğum kontrol hapı alan kadın lar da, saçlarında buna benzer hormon kaynaklı değişimler yaşayabilirler.
Saçlarınızın bakımı
Şekil verme adına saçımıza yaptığımız işlemlerin çoğu ona zarar verir.
Saç, aşırı veya sert fırçalanmaktan, güneş, rüzgar ve klora maruz kalmaktan ve hatta düzenli olarak saçı sıkıca çeken modeller uygulamaktan dolayı kırılabilir ya da zarar görebilir.
Saçınızı nasıl taradığınız ya da fırçaladığınız, saç sağlığı açısından önemlidir. Saçınızı tararken kafa derisinden başlayın ve foliküllerdeki yağın her bir tel boyunca tamamen dağıtıldığından emin olun. Ters yöne taramak ya da saçı didiklemek ona zarar verebilir ve ihtiyacı olan ve düzenli tarama ile dağılan yağı almasına engel olur.
Ayrık uçlar, zarar görmüş tellerin ortasında ya da daha yaşlı tellerin uçlarında görülebilir. Uçları makasla düzeltmek ayrık uçları yok eder. Eğer kısa saç kullanıyorsanız, saçınızı sık sık kestirdiğiniz için büyük olasılıkla ayrık uçlarınız hiç olmayacaktır.
Saç spreyleri, jöleler, köpükler ve diğer şekil verme ürünleri, genellikle alkol ve başka kimyasallar içerdikleri için saçınızı kurutabilir ve zarar verebilirler. Doğal bileşenlerden oluşan ürünler saçınız için daha sağlıklıdır.
Saç kremleri saçları nemlendirir ve protein eklerler, ama saçın iç kısımlarına nüfuz etmezler. Kremler saçı, fırçalama ve şekil verme sırasında kırılma ihtimalini azaltacak biçimde yumuşak ve esnek bir hale getirerek korur ve güçlendirir. Sıcak yağ bakımları saçı kaplayarak daha yumuşak ve parlak hale getirirler, ama onu nemlendirmezler.
Nem, sağlıklı saçın temelidir. Şampuanla yıkadığınızda saç nemi sudan alır. Eğer doğuştan kuru saçınız varsa, kuru saçlar için özel olarak geliştirilmiş, şampuan içeren nemlendiricileri kullanabilirsiniz. İkisi bir arada kremli şampuanlar çok ağır ve kaygan olabilir; o yüzden saç tipiniz nasıl olursa olsun ayrı şampuan ve ayrı krem kullanın.
Eğer saçınızı yeterince sık şampuanlamazsanız, kir, yağ ve şekil verme ürünleri, hava kirliliği, duman ve gündelik hayattan kalan diğer artıklar birikerek saç foliküllerini tıkar, besinlerin saç derisine ulaşmasını engeller ve sonuçta saç düzgün bir şekilde uzamaz.
Islak saçın esnemesi, dolayısı ile de zarar görmesi daha kolaydır. Dolaşmış ıslak saçı parmaklarınızla, ya da seyrek dişli bir tarakla açın; fırça kullanmayın.
Saçınız kısa ve yağlı ise, onu her gün şampuanla yıkayın. Daha uzun ve normal ya da kuru ise onu iki günde bir yıkayabilirsiniz. Şampuandan sonra daima krem kullanın.
Saçı dalgalı ya da kıvırcık yapan permalar ve saçı düzleştirici işlemler, saç tellerindeki belli mole-küler bağları çözen ve sonra onları değişik bir düzenlemeyle tekrar bağlayan bazı kimyasallar kullanarak etkili olurlar. Bu kimyasallar sadece saça zarar vermekle kalmaz, doğru bir şekilde kullanılmaz ya da çok sık kullanılırlarsa saçın dökülmeşine de neden olabilirler. Ciddi folikül hasarı olmamışsa – ki çok nadir bir durumdur- saç tekrar çıkacaktır.