Temel istekleri karşılanmayan çocuklarda görülen aşırma isteğinin gelecekte kalıcı davranışa dönüşmemesi için eğitilmesi gerektiği bildirildi.
Nevşehir Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Yusuf Çağlayan, yaptığı açıklamada, özellikle 3-5 yaş grubu çocukların, gözlerinin gördüğü ve dokunduğu eşyaların kendisine ait olduğu düşüncesi içinde olduklarını, çocuklara bu yaştan itibaren kendisine ait olan ve olmayan nesneleri birbirinden ayırt ettirmelerinin sağlanması gerektiğini kaydetti.
Yusuf Çağlayan, çocuğun bebeklik döneminden çıkış süreciyle başlayan ilgi ve merakını artırıcı küçük mal ve eşyaları sahiplenme duygusunun, özellikle 5-7 yaşları arasında daha da geliştiğini bildirdi.
Çocuklar üzerinde yapılan bir dizi araştırma, inceleme ve gözlemlerde, çocuğun, yaşadığı ortamda temel ihtiyaçları konumundaki oyuncaklar başta olmak üzere, renkli ve parıltı veren eşyalara karşı özel bir ilgisinin oluştuğunun belirlendiğini ifade eden Çağlayan, bunların çocuğa verilmemesi halinde, sahip olma duygusuyla hareket ederek aşırma (çalma) yoluna gidebileceğini kaydetti. Çağlayan, çocuğu çalma duygusundan kurtaracak yöntemlerin anne-baba ve eğitimciler tarafından geliştirilmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Çocuğun temel isteklerinin karşılanmaması durumunda, ilk etapta başkalarına ait eşyaların aşırılması olarak ortaya çıkan hırsızlık eğilimi, eğitilmemesi halinde, gelecekte kalıcı bir davranış yöntemine dönüşebilir. Çocuktaki aşırma durumunun ailede fark edilmemesi durumunda, daha ileri yaş gruplarında bu aşırma eylemi, hırsızlık boyutuna ulaşmanın yanı sıra çok eşyaya sahip olma, aşağılık duygusuna kapılma, heyecan ve haz doyumuna ulaşma, karşı cinse ait eşyaları kendinde bulundurma gibi iç baskılarla elde etme yoluna gider. Çocuğu çalma duygusundan kurtaracak yöntemlerin, anne-baba ve eğitimcilerce geliştirilmesi gerekir. Bunlar arasında çocuğa, başkalarına ait olan şeylere ve haklara saygılı olunması, sahip olabilme dürtülerine engeller koyabilme düşüncelerinin geliştirilmesinin ilk planda ele alınması gerekir.”
Yusuf Çağlayan, anne-baba veya eğitimcilerin, çocuğun başkasına ait mal veya eşyayı çaldığının farkına varmaları durumunda, çocuğa “Sen hırsızsın”, “Niye aldın ki, neyin eksik?”, “Seni polis amcalara teslim edeyim de aklın başına gelsin” gibi söz ve davranışlardan mutlaka kaçınmaları gerektiğini vurguladı. Çağlayan, bunun yerine daha anlayışlı bir yol izlenerek “çocuğun neden çaldığı”, “çalınan eşyaların kime ait olduğu”, “ne zaman çaldığı” ve “bu eşyayı ne yaptığı” gibi sorulara cevaplar bularak, hırsızlığın ortaya çıkmasının altında yatan ana gerçeğin belirlenmesine çalışılması gerektiğini bildirdi. Çağlayan, çocuktaki hırsızlık eğiliminin tam olarak ortadan kaldırılabilmesi için anne-babalar ile eğitimcilerin çok iyi bir örnek oluşturmaları gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi.
“Çocuğa küçük yaşlarda sahip olma eğilimi verilmeli, oyuncaklar, eşyalar alınarak bu eğilim doyurulmalıdır. Ona ait bir şey, kendisinin izni olmadan arkadaşlarına, hatta kardeşlerine dahi verilmemelidir. Çocukların asgari ihtiyaçları, zamanında temin edilmeli, harçlık verilecekse bu yeteri kadar olmalıdır. Çocuklar hırsızlık yaptığında bunu kendisiyle konuşmak gerekir ve bunu yapmaması gerektiği inandırılmalıdır.”