0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yeni yöntemlerle birkaç seansla kurtulunabiliyor…​

Kadınların korkulu rüyası regl (adet) sancılarından ve diğer belirtilerinden kurtulmak mümkün. Psikoloji İstanbul uzmanları tarafından yapılan çalışma gösterdi ki uzun yıllar süren ve her ay tekrarlanan bu sıkıntılı durumdan kurtulmak birkaç seansla sağlanabiliyor.

Kadınların genellikle ergenlik ve menopoz arasında yaşadıkları “regl (adet)” dönemleri birçok kadın için oldukça sıkıntılı geçen bir süreci ifade etmektedir. Kadınlarda regl (adet) öncesi başlayan ve ruhsal ya da fiziksel bir takım belirtilerle kendini belli eden bu duruma premenstrual sendrom (PMS) adı verilir.

Bu konuda Türkiye’de yapılan çeşitli araştırmalar kadınların yaklaşık %70’inin regl (adet) dönemi öncesinde ve sırasında çeşitli düzeylerde ağrı yaşadıklarını gösteriyor. Ayrıca kadınların birçoğu premenstural sendrom (PMS) olarak da adlandırılan regl (adet) öncesi dönemde başlayan fiziksel ve duygusal rahatsızlıklar nedeniyle yaşam kalitelerinde belirgin bir düşüş yaşıyor.
Yaygın inanışın aksine çoğu zaman bu rahatsızlıkların arkasında fiziksel bir neden bulunmuyor ve durum kişinin yaşadığı belirtileri ortadan kaldırmaya yönelik tedavilerle kontrol edilmeye çalışılıyor. Yaşanan bu rahatsızlıkların, regl (adet) döneminin olağan bir parçası olarak görülmesi de süreci olumsuz yönde etkiliyor.

Bu alanda yapılmış birçok çalışma , regl (adet) dönemi ile ilgili bilgilenmenin ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, ülkemizdeki birçok kadın hala ergenliğe geçiş döneminde yeterli ve sağlıklı bilgi edinemiyor. Bu durum da pek çok yanlış inanışın kuşaktan kuşağa aktarılmasına neden oluyor.
Psikoloji İstanbul uzmanları Psk Tolga Erdoğan ve Psk. Sevilay Kahveci’nin de içinde olduğu uzman bir ekip bu konuda çalışarak konunun psikolojik yönlerini incelediler. Yapılan bu araştırmada, regl (adet) döneminde yaşanan fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkların, kişilerin yanlış bilgilendirilmesi, olumsuz beden algıları, kadınlık ile ilgili inanışları ve bu dönemde yaşanan travmatik deneyimlerle bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır.

Katılımcılarla yapılan yüz yüze görüşmeler ve kullanılan kısa süreli terapi süreci sonunda, katılımcıların çoğunun yaşadıkları ağrı ortadan kalkarken, yaşam kalitelerinin de yükseldiği görülmüştür. EMDR tekniğinin etkin olarak uygulandığı bu sürecin sonunda, katılımcılar bu dönemlerde yaşadıkları konsantrasyon güçlüğü, duygusal dalgalanmalar, rahatsız edici fiziksel belirtilerin de (şişkinlik, sivilce, kabızlık, acıya duyarlılık, vb..) belirgin şekilde azaldığını rapor etmişlerdir. Bütün bunlara ek olarak katılımcı kadınlar kendi bedenleri ve kadınlık kimlikleri ile daha barışık hale geldiklerini ifade etmişlerdir.