Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Cihan Kabukçu, rahim şeklindeki anormalliklerin tüp bebek tedavisinde olumsuz sonuçlara yol açabileceğini belirtti.
Kabukçu, “Embriyonun iç zara yuvalanmasını engelleyen herhangi bir anormallik, gebeliğin gerçekleşmesini önler” dedi.
Kabukçu, tüp bebek tedavilerinin yaygınlaşmasıyla milyonlarca çiftin çocuk sahibi olma hayalinin gerçekleştiğini, fakat bazı çiftlerin tekrarlayan denemelere rağmen hala çocuk sahibi olamadıklarını söyledi.
Tüp bebek tedavisinde başarıyı artırmak için tedavi öncesi ve esnasında bazı yardımcı tedavi yöntemlerinden faydalanmak gerektiğini ifade eden Kabukçu, bu yardımcı tedavi yöntemlerinin, bebek sahibi olamayan çiftlerde tespit edilen anormalliklerin ortadan kaldırılmasını içerdiğini anlattı.
Kabukçu, rahim şeklindeki anormalliklerin tüp bebek tedavisinde olumsuz sonuçlara yol açabileceğini ifade etti.
Tüp bebek tedavisinde gebeliğin, doğacak bebeği oluşturacak embriyonun rahim iç zarına yuvalanması ile başladığını kaydeden Kabukçu, “Embriyonun iç zara yuvalanmasını engelleyen herhangi bir anormallik, gebeliğin gerçekleşmesini önler. Bu nedenle tekrarlayan başarısızlıklarda histeroskopi olarak adlandırılan, embriyoların bırakılacağı bölgenin doğrudan görülmesini sağlayan endoskopik yöntemle rahim içi mutlaka incelenmelidir” dedi.
Kabukçu, “Rahim içinin incelenmesi sonucu tespitedilen miyom, polip, yapışıklık veya rahimde şekil bozukluğu gibi anormallikler için eşzamanlı bir tedavi uygulanmalıdır” diye konuştu.
Serviks olarak adlandırılan, rahim boynundaki yapışıklık ve darlıkların, embriyo transferinin zorlukla gerçekleşmesine neden olacağını belirten Kabukçu, transfer işlemi sırasında oluşabilecek kanamaların, başarı oranlarının azalmasına neden olduğunu bildirdi.
Tüp bebek tedavisine başlamadan önce, hastanın bununla ilişkili doku ve organlarındaki yapısal ve işlevsel bozuklukların tedavisinin büyük önem taşıdığını belirten Kabukçu, hastada “hidrosalfinks” olarak adlandırılan tüplerin genişlemesi ve içinde sıvı birikmesi rahatsızlığının bulunması durumunda, bu tüplerin ya tedavi öncesinde alınması ya da klips ile sıvı geçişinin bloke edilmesi gerektiğini söyledi.
Kabukçu, “Nedeni açıklanamayan, tekrarlayan başarısızlıklarda, rahim iç boşluğunu etkilemese bile, miyomların operasyonla alınması gerekir” şeklinde konuştu.
Tüp bebek tedavisinde, anne adayının yumurta gelişiminin tedavinin önemli bir kısmını oluşturduğunu ifade eden Kabukçu, yumurta gelişiminin ilaç aracılığıyla sağlandığını belirtti.
Kabukçu, bazen yüksek dozlarda ilaç kullanılsa bile, yumurta gelişiminin yetersiz olabildiğini, bu gibi hastalarda ilaç kullanılmadan veya çok düşük dozlarda ilaç kullanılarak, sadece vücut hormonlarından yararlanılarak yumurta geliştirilebildiğini kaydederek, “Doğal siklus olarak adlandırılan bu yöntemle, seçilmiş hastalarda, hem ilaç masrafı azaltılmakta hem de daha sağlıklı yumurta elde edilmektedir” diye konuştu.
Preimplantasyon Genetik Tanı – PGT
Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında, anne ve baba adaylarının kromozom anormalliği yönünden de incelenmesi gerektiğini vurgulayan Kabukçu, “Bazı kişiler tamamen sağlıklı olmalarına rağmen kromozom bozukluklarına sahip olabilirler. Bu kişilerden üretilen embriyolarda genetik bozukluklar sıklıkla görülür. Bu çiftlerde, Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) yapılarak, sağlıklı embriyonun bulunup rahim içerisine yerleştirilmesiyle hem gebe kalma olasılığı yükseltilir, hem de sağlıklı gebeliğin oluşması sağlanır. Fakat yapılan son çalışmalar, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında ve ileri anne yaşında, PGT’nin uygulanmasının gebelik oranlarını artırmadığını göstermiştir” diye konuştu.
Tüp bebek tedavisinde, her geçen gün yeni bir tekniğin kullanılmaya başlandığını ifade eden Kabukçu, uzun yıllar bebek sahibi olmak için çaba gösteren çiftler için söylenen her söz, yapılacak her farklı uygulamanın yeni bir umut olduğunu, fakat henüz tıbbi etkinlikleri kanıtlanmamış ve deneysel sayılabilecek tedavilere “kesin çözüm” gözüyle bakılmasının yanlış olduğunu söyledi.
“Mucize tedaviler” olarak lanse edilen bu yöntemlerin, umutların yeniden boşa çıkmasına yol açabildiği uyarısında bulunan Kabukçu, bu nedenle dünyada kabul gören, gebelik oranlarını artırdığı kanıtlanan tedavi yöntemlerinin uygulanması gerektiğini bildirdi.
Tüp bebekte, kişiye özel tedavinin de önemli olduğunu vurgulayan Kabukçu, “Çocuk sahibi olabilmek amacıyla uzun yıllar tedavi gören çiftler unutmamalıdır ki herkese uygulanan rutin tedaviler kendilerini sonuca götürmeyebilir” şeklinde konuştu.