Cengiz Han

Cengiz Han

ABONE OL
Ağustos 26, 2023 16:00
Cengiz Han
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cengiz Han
“Savaşlardan kimse masum çıkmaz..” bazıları ise hiç masum çıkmaz. Sonsuz bozkırların, kıtlığın ve yaşayan hemen herşeyin düşman olduğu bir dünyada ise savaş kaçınılmaz. Eğer gözünüzün önünde anne babanızın öldürülmesine de tanık olmuşsanız1 hayatınız boyunca masum kalacağınızın da iddia edilmemesi gerekir. Ne de olsa kaybettiğiniz masumiyet, kaybolmaması gereken masumiyetleri kullanmak için kullanılabilir.2

Cengiz Han Kimdir?
Cengiz Han 1155 yılında dünyaya geldi, 13 yaşında iken Kitay Kabilesi tarafından babası Yesügey Bahadır öldürüldü. Kahramanlığı ve müthiş zekasıyla kısa zamanda sivrilen Temüçin, 20 yaşındayken, bölgede önemli bir güce sahip Kerayitlerin (KaraKitay) beyi Tuğrul’un himayesini kabul edip, Cacirat beyi Camuka (Camoka: bildiğimiz Camoka ) ile de kan kardeşlik kurarak nüfuzunu ve gücünü artırmıştır. Kongra kabilesi beyinin kızı Börte ile yaptığı evlilik ise mücadelesinde ona büyük bir üstünlük sağlamıştır. Nitekim karısını kaçıran Merkitleri, Kerayit ve Caciratların yardımıyla yenilgiye uğratmış, ardından Buirnor Tatarlarını ezmiştir (1198). Cengiz’in, Tuğrul Han ile birlikte Moğolistan’da hakimiyet kurmaya çalışmasına Camuka karşı çıkmışsa da, 1201’de yapılan savaşta Cengiz galip gelmiştir Ardından Cengiz, Çagan ve Alçi Tatarları üzerine yürümüş, yenilgiye uğrayan Tatarların çoğu katledilmiştir (1202). Temuçin’in gittikçe güçlenmesini kendi hakimiyeti için tehlikeli bulan Kerayit hanı Tuğrul, ittifakı bozarak Temuçin’e karşı harekete geçmiş fakat yenilerek itaat altına alınmıştır (1203). Aynı yıl içinde Camuka’nın da katıldığı Naymanların öncülüğündeki, Merkit, Oyrat, Tatar, gibi kabilelerin oluşturduğu ittifakla mücadeleye girişen Temuçin, uzun mücadelelerden sonra galip gelip, bütün Moğol kabilelerine hakimiyetini kabul ettirmiştir(1206). 1206 ilkbaharında, Türk ve Moğol kabilelerinin katıldığı bir kurultayda Temuçin, Cengiz (Çingiz) adın alarak büyük kağan ilan edildi. Bu tarihten itibaren Cengiz, sıradan bir Moğol kabile lideri olmaktan çıkarak, dünyaya yayılmış bir devletin kurucusu ve hakanı olmuştur. Özellikle devletin yeniden teşkilatlanmasında, kendisine gönüllü katılan Idikut Uygurlarının ve Öngütlerin büyük tesiri vardır. Askeri sahada, devlet teşkilatında ve daha sonraki dönemlerde tebarüz edecek olan kültür hayatında Türk tesiri açıktır. Nitekim Cengiz’in oğulları tarafından kurulacak çoğu devlet kısa zamanda Türkleşmiştir.

 

Büyük bir imparatorluk kurmayı hedefleyen Cengiz, ilkin, Kansu ve Ordos bölgesine hakim olan Tibet kökenli Tangut devleti’ni itaat altına almış (1209) ardından, Kuzey Çin’deki Kin hanedanlığının merkezi durumundaki Pekin’i uzun süren savaşlar neticesinde yerle bir etmiştir (1215). Tibet ve Çin’ hakimiyetinden sonra Cengiz batıya yönelmiş ve önünden kaçarak sığındığı Kara Hitay Devleti’ni sonradan eline geçiren Nayman prensi Küçlük’ün üzerine komutanı Cebe Noyan’i takiple görevlendirmiştir. Nihayet Cebe Noyan 1218’de Küçlük’ü öldürmüş ve böylece Karahitayları devletine katan Cengiz, Harzemşahlar ile komşu olmuştur. Büyük Selçukluların varisi durumundaki Harzemşahlar ile Cengiz başlangıçta bir dostluk anlaşması imzalamışlar ise de Sultan Muhammed’in, Cengiz aleyhine Merkitleri desteklemesi ve Otrar sehrinde Moğol elçilik heyetinin esir alınıp, öldürülmesi üzerine anlaşma bozulur. 220 yılında Cengiz’e bağlı kuvvetler Otrar’dan başlayarak Signak, Urkent, Barçinligkent’i ele geçirerek elçilik heyetinin intikamını kanlı bir şekilde aldılar. Buhara ve Semerkant gibi önemli şehirlerin ardından devletin merkezi olan Harzem bölgesindeki Gürgenç’te tahrip edildi. Böylece Harzemşah toprakları tamamen Cengiz’in eline geçmis oldu (1221). Harzemşahların ortadan kalkmasıyla bütün Maveraünnehir, Afganistan ve Horasan imparatorluğa dahil olurken bu bölgelerdeki yerleşik ve konar göçer Türk nüfusunun bir kısmı Moğol istilasından kaçarak, Anadolu’ya Malazgirt’ten sonraki ikinci büyük Türk göçünü başlatmıştır. Cebe Noyan ve Sebutey gibi komutanları vasıtasıyla Kafkasya ve Güney Rusya’ya seferler düzenleyen Cengiz Han, 1227 yılında yeni bir Çin seferine bizzat çıktığı sırada Kansu yakınlarında ölmüştür. Cengiz Han, Onon ve Kerülen ırmaklarının kaynağında, Burhan Haldun Dağları’nda gizli bir yere gömülürken, geride Karadeniz’den Büyük Okyanusa uzanan büyük bir devlet bırakmıştır. Cengiz Han daha sağlığında,Türk-Moğol devlet anlayışına uygun olarak, ülke topraklarını oğulları arasında taksim etmiştir. Bu paylaşmaya göre büyük oğlu Cuci Dest-i Kıpçak’ın, Çağatay Türkistan’ın, Ögeday doğu bölgelerinin ve küçük oğlu Toluy Moğolistan’ın hakimi olacaktır. Ancak Cengiz’in ölümü ve merkezi kağanlığın zayıflaması ile beraber bu bölgelerde müstakil devletler kurulmuştur: Kubilay Hanlığı, Ilhanlılar, Çağatay Hanlığı ve Altınordu. Cengiz’in ölümü ve merkezi kağanlığın zayıflaması ile beraber bu bölgelerde müstakil devletler kurulmuştur.

(kaynak = Türk İslam Ansiklopedisi)

Cengiz Han’ın mezarının laneti 8 asırdır sürüyor

 

Moğol imparatoru Cengiz Han’ın 800 yıldır nerede olduğu bilinmeyen mezarını bulduklarını iddia eden Amerikalı arkeologların başına tuhaf şeyler gelmeye başladı. Bunun üzerine kazı ekibi araştırmalarına ara vermek zorunda kaldı ve Cengiz Han’ın mezarına ilişkin lanet öyküleri yeniden gündeme geldi. Bundan tam sekiz asır önce, 1227 yılında ölen Cengiz han’ın mezarının yerine dair üretilen efsaneler, günümüzde de bilim adamlarını ve gazeteleri meşgul ediyor. Rivayete göre, Cengiz Han ölmeden önce, ��Mizarımın yeri asla bilinmesin�� diye talimat vermişti. Öümünden sonra bu talimatın yerine getirilmesi için son derece titiz davranıldı. Cengiz Han’ı gömen bin asker, tören bittikten sonra öldürüldü. Onların öldürülmesinde kullanılan 800 asker de aynı akibete uğradı. Daha sonra, binlerce at mezarın üzerinden geçirildi ve en küçük bir iz kalmaması için büyük özen gösterildi. Chicago Üniversitesi’nden tarihçi John Woods ile bir zamanlar altın ticareti ile uğraşmış olan Maury Kravitz, geçen haziranda Moğolistan hükümetinden izin aldılar. Kazı alanı başkent Ulan Bator’un 200 mil kuzeyindeki Oglogchiin Kherem’di. Mezarın bulunduğu varsayılan bölgeyi koruyan iki mil uzunluğundaki duvar yılan kaynıyordu ve araştırmacıları birer birer sokmakta gecikmediler. Ekibin araç ve gereçleri, herhangi bir neden yokken kendiliğinden tepelerden aşağılara yuvarlandı. Son darbe ise Moğolistan’ın eski Başbakanı Dashiin Byambasuren’den geldi. Amerikalı araştırmacıları kutsal bir alana saygısızlık yapmakla suçlayan Byambasuren, ��Birkaç dolar uğruna atalarımızın mezarında rahat bırakılmamasından ve mezarlarımızın dokunulmazlığının hiçe sayılmasından ötürü çok üzgünüm. Ölenlerin ruhlarına ilişilmemelidir�� diyerek ekibi suçladı. KAYNAK: Hürriyet

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP