News
News
OĞUZ ŞAHİN
İklim krizleri, aşırı hava olayları, su kıtlığı, siyasi istikrarsızlıklar terör riskini arttırıp TÜRKİYE’NİN İÇ GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYORMU?
“Dünya büyük bir krizin içinden geçiyor. İnsanlık tarihinde ilk kez bir ekonomik krizekolojik ve toplumsal krizle aynı anda yaşanıyor.” Doğal yaşam, 1970 yılların başı itibari ile kontrolsüz bir şekilde artan insan hareketleri ve pervasızca kullanılan kaynaklar nedeniyle küresel ısınmanın artması ve iklim krizlerinin ortaya çıkması ile eko-sistemin bitme seviyesine doğru hızla ilerlediği görülmektedir. Bitişin sebeplerinden biriside fosil yakıttan elde edilen enerji kaynağının kullanılması olduğu bilinmekte, doğal kaynakların bitişinin durdurulması ve çevresel problemlerin halledilmesi için bir an önce genel anlamda her ülkede acil önlem planları devreye sokulması dünyamızın ve bizlerin geleceği büyük önem arz etmektedir. Özellikle Akdeniz havzasında ileride yaşanacak olan iklim göçü mülteciliği sebebiyle büyük sorunların bölgeyi beklediği bir gerçektir.
Buzulların erimesi nedeniyle deniz suyu yükselmeye devam ediyor ve hava sıcaklığını yükseldikçe, ekili tarım arazileri azalışa geçiyor. Ayrıca, içilebilir tatlı su kaynakları da azalıyor. Belirttiğim olumsuz durumların yaşandığı bölgelerdeki insanlar zorunlu başka ülkelere göç ederek “İklim Göçü Mültecisi” konumuna düşmek zorunda kalıyorlar. Bahse konu olayların hem siyasi istikrarsızlıkları hem de terör riskini artırabileceği aşikardır.
“Suriye’de halk ayaklanmalarından önce gelen uzun süreli kuraklık, çiftçileri ve çobanları tarlalarından ve meralarından kentsel alanlara doğru gitmelerine sebep oldu. Kentsel alanlardaki bu kalabalıkla birlikte sivil huzursuzluk da geldi.”
Sivil huzursuzluğun Suriye’nin uzun ve kanlı iç savaşına katkıda bulunduğu düşünülmektedir.Su ve gıdanın bitme seviyesine geldiği yerlerde, terör grupları, muhtaç duruma düşen bireylerin, çaresizliğini istismar edebileceği ortadadır.
Küresel Isınma ve İklim krizleri yalnızca ekolojik bir tehdit değildir.
Aynı zamanda ulusal güvenliği tehdit eden bir durum olduğu görülmektedir.
