Prens ve prenses birbirlerine kendilerini tanıtırlar, nerede yaşadıklarını söyleyip , nelerden hoşlandıklarını söylerler. Kuş bu süre içerisinde çok fazla öter ve en sonunda prens dayanamayıp prensesten izin ister ve sarayına döner. Saraya varınca kuşun neden böyle yaptığını sorar ve kuş da prense prensesi istemediğini söyler. Prens bu duruma anlam veremez ve kuşu kafese koyar. Kuş prensesi çok kıskanır ,ilgisinin azalacağını düşünüp çok üzülür ama prens için bir şey demez. Prens prensesle görüşmeye devam eder, prensese onu sevdiğini , onun da rızası olursa onunla evlenmek istediğini söyler. Prenses de prense sevdiğini , bu teklifini de kabul ettiğini söyler. Çok geçmeden evlenirler ve prenses kuşla ilgilenmeye başlar fakat kuş durumdan mutlu değildir. Prenses ve kuş hiç yakınlaşamaz. Bir gün kuş hasta olur ve prens hastalığın geçmesi için her şeye başvurur fakat nafile. Kuşun hastalığı herkese gider, deva bulmaya çalışırlar ancak bulunamaz. Prenses prense destek olur , kuşa çarenin bulunacağını söyler.
Prenses bir gün nehre gider. Nehre gittiğinde bir kuşun mor bir ağacın yapraklarını yediğini görür ve şüphelenir. Kuşa bunu neden yediğini sorduğunda kuş hastalığının tek çaresi bu ağacın yaprakları olduğunu söyler. Prenses yaprakları toplayıp kuşuna götürür. Kuş yavaş yavaş yer , biraz daha iyi hisseder. Bir zaman sonra kuş kendisini tamamen toparlar ve tekrar uçmaya ötmeye başlar. Kuş prense bu çarenin nereden geldiğini sorduğunda ise bu çarenin prenses tarafından bulunduğunu, kuş için de çok üzüldüğünü söyler. Kuş da prensesi kıskandığı için pişman olur ve prensesten özür dileyip barışırlar.