AYÇA ÖZTORUN
SİZ Mİ VERECEKSİNİZ BU KARARI?
Rüşvetçisi, talancısı, yalakası,
“Ya sev ya terk et” diyerek,
Çok seviyormuş vatanı!
Biz çok iyi biliriz memleketi Üç kuruşa satanı…
Son Osmanlıyım yazmış zevzek!
Okudum profilinden, Vatan kimin?
Sor bakalım, Ninen cariye Helen’den…
Ayça Öztorun
GELELİM KONUYA!
Yapıştırmış yoruma gifi; “Tek vatan, tek millet, ya sev ya terk et!”
Bu faşizan sloganı yazarken, midem bulandı, içim titredi. Dünyanın en ırkçı, en kafatasçı ve en aşağılık sloganı olsa gerek!
Ülkeye ne kadar zarar veren insanlar varsa dillerine pelesenk olmuş; “Ya sev, ya terk et!”
Bu yorumu yazanın profiline baktım “Son Osmanlı” yazıyor. Vay, vay, vay! Seni görenin korkudan içi titriyor…
Ver mehteri, coşsun kapı kulu yeniçeri… Ülkede ne kadar bilim insanı, akademisyen, eğitimci, aydın, ilerici insan varsa sevmezsiniz!
Kadınları meta olarak görür, kız çocuklarını gereksiz addedersiniz. Ülkeye değil, hep çalarak bir yerlere gelen kompradorlara çıkarlarınız uğruna hizmet edersiniz. Ülkenin işleyen fabrikalarını, ülkenin tarımını, halkın huzur ve ekonomik refahını hiçe sayan efendilerinizin önünde secde edersiniz.
Tarikatlara, sanrılı, akıl hastası tarikat liderlerine tapar, dini siyasetle harmanlar, din ticareti yaparsınız. Aydınları, akademisyenleri, ödüllendirmek yerine, ya müebbet, ya terk et! Diye, ülkesi için faydalı insanları, bu ülkeden gitmek zorunda bıraktırır, ya da canına kastedersiniz.
Yeri geldiğinde kelime dağarcığınız az ve sanattan bihaber olduğunuz için; “Anadolu da bir çınar ağacın altına gömün beni.” diyen Nazım’ın şiirlerini kürsülerde söylersiniz ve vatan haini dediğiniz değerlerimizin bize miras bıraktığı eserlerine sığınıp, orada burada caka satarsınız.
Önünüze geleni, çıkarlarınıza ters düşeni Yunan tohumu, Rum gibi ırkçı söylemlerle kendiniz gibi zihniyetlere hedef göstererek fişlersiniz. Kadını ve kız çocuğuna tecavüzü, tacizi ve şiddeti mubah sayanların, işçinin, emekçinin emeğini çalanların önünde raks edersiniz.
Sosyal ağlarınızda son Osmanlı torunu diye kendi çapınızda kendinize ünlersiniz.
Siz mi vatanseversiniz?
Bu kadar meziyetlerinizi saymışken, sahi siz ne zaman bu ülkeyi terk edeceksiniz?
Sevicilikte bir hastalık, bir sapkınlık hali olur bazen. Ölü sevici, diri sevici, iri sevici, vatan sevici… Sevmekle, seviciliği karıştırmayalım emi!
Siz vatanı ne gibi faydalı oldunuz da savundunuz?
Siz yoksa Padişah cariyesi Helen’in torunun torunu musunuz?
Siz olsa olsa, adaletsiz bulup öşür vergisi vermek istemeyen, ağnam vergisine direnip hayvan terli diyen, “Ferman padişahınsa dağlar bizimdir!” diye kılıç çeken, yaralı yaralı katledilen Kozanoğlu’nun ve nice Koçyiğitlerin katline ferman, vatana ve insana düşman, Osmanlı tebaları, kapı kullarısınız.
Bizim vatanımızla bir sorunumuz yok. Vatanımızı, ulusumuzun geleceğini, daha iyi yarınlara taşımak için aydınlanma yolunda verdiğimiz mücadeleleri ve yeni nesile güzel yarınları bırakabilme kaygısını taşıyan, din, dil, ırk ayırt etmeksizin, hümanizmi ilke edinmiş güzel insanlar olarak bu ülkede ilelebet çoğala çoğala yaşayacağız.
Bu vatanı çıkarlarınız uğruna babanızın malı gibi kullanıp, ya sev ya terk et diye, doğru yolu gösterenlere gözdağı verecekseniz, korkunun hiç kimseye faydası olmadığını bilecek, nineniz Helen’in ülkesine siz gideceksiniz…
Açlıktan ölürsünüz, bir yerden bir yere gitmek için indirimli kent kart kuyruğu bekler, araştırmaz, öğrenmez, sorgulamaz, yan gelir yatarsınız, pas tutmuş dilinizle vatana dört elle sahip çıkan, vatanı ve insanlık için bilime, sanata ömrünü adayana, ırkçı söylemlerle gözdağı verip, elinizde tespih, yumurta topukla, mafya ikonu gibi caka satarsınız.
Ya sev ya terk etmiş, hadi ordan!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.