İBRAHİM FAİK BAYAV
Kırk yıl önce okuduğum kitapta Fil Suresi’ne ebcedle yapılmış yorum bulunuyor. Bu yorumda ”bu kutsi sure bu asrımıza da bakıyor, ders veriyor, fenaları tokatlıyor” yazıyor. Kur’an’ın mu’cizeliği dikkate verildiğinden konu kısadır. Beş cümleli bu sureye biraz geniş bakalım:
BİRİNCİ CÜMLE: ”Elem tera keyfe feale rabbüke bi ashabi’l-fîl”. Yani; Rabbin, fil sahiplerine nasıl yaptı, kavrayamadın mı?
Soruya muhatap olan Hz. Muhammed kavramıştır mutlaka. Ya da soru, Hz. Muhammed’in ashabına tevcih edilmiş, onların tefekkür etmeleri, ders almaları sağlanmıştır.
563 yılında meydana gelmiş bu olayın nasıl meydana geldiği tarih kitaplarında yazıyor. Bu cümle ile verilen ders, yönetim kademesinde olanların elde ettikleri güce güvenmemesidir. o zamanda, fil gücünü elde eden yönetici, büyüklenmiş, dünyanın serbest bölgesi olan Mekke’ye yürümeyi, orada insanları cezbeden Kabe’yi yıkmayı amaçlamıştır.
Kabe’nin Rabbi’nin buna izni olmamış ama.
Ayetlerin her asra ve zamana baktığı inancında olduğumuzdan, ”Keyfe feale rabbüke bi ashabi’l-fîl” kelimesinde H.769 / M.1368 tarihini buluyoruz. Bu ayet ile o tarihteki müslüman hükümdarların uyarıldığını anlıyoruz. Bu kelime ”tera” sözcüğüyle beraber, H.1369 / M.1950 tarihini veriyor. Geçmişteki ‘fil’ gücü, bu tarihte olmuş tank gücü. Gelişmekte olan ülke yöneticilerine diyor ki; tank sahibi olmaya fazla heveslenmeyin. Bir kaç yıl önce, tank gücüne güvenen Hitler’e ve ordusuna Rabbin neler yaptığını kavrayamadınız mı?
”Elem tera keyfe feale rabbüke bi ashabi’l-fîl” cümlesinin tamamı, H.1438 -1440 / M.2018 – 2020 tarihini veriyor. Yeryüzünün sahibibinin Allah olduğuna inananlara diyor ki; tanklarına, toplarına, mitralyözlü ciplerine ve tahripkar araçlarına güvenerek gelenleri önemsemeyin. Bekleyin. ”Ashab’il-fîl” harekata geçerse, ”tayran ebâbil” gözükecektir.
İKİNCİ CÜMLE: ”Elem yec’al keydehüm fî tadlîlin”. Yani, hilelerini kendi kendilerini şaşırtmaya sebep etmedi mi?
Etmiş!..
Ebrehe, insanların Kabe sebebiyle Mekke’de toplanmalarını kıskanmış. Sana’ya yönelinmesi için sükseli kilise yaptırmış. Lakin arzusu gerçekleşmemiş… İnsanlar Kabe hatırına Mekke’de toplanmaktan vazgeçmemişler. Bunun üzerine Kabe’nin ortadan kaldırılmasına karar vermiş Ebrehe. Bir bahane gerekiyormuş ve bulmuş. Mekkeli bir serseriye kiliseyi pislettirmiş. Habeşiştan’ın, Mısır’ın ve Roma’nın hristiyan oluşundan cesaret alıp, hazırladığı fil gücüyle Mekke’ye yönelmiş.
Fil gücüyle mağrur olan Ebrehe ve ordusu, ummamışlar üstlerinde kendilerine pike yapan kuşları.
ÜÇÜNCÜ CÜMLE: ”Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl” hükmü Ebrehe’nin ve ordusunun üzerinde tecelli etmiş. Yani, bazı kuşlar bir düzen içinde havalandırılmış ve Ebrehe ordusunun üzerine sevk edilmiş. Hileli uygulama, şaşkınlıkları arasında bozulmuş bitmiş.
Ebrehe’in güç bulduğu ‘fîl’ sözcüğü ‘el’ takısı aldığından, bu fîl, günümüzde de bilinen cüsseli hayvan fildir. Tayr sözcüğü, kuş demek ise de, ‘el’ takısı almadığından ve tenvinli olduğundan o kuşun nasıl ve ne çeşit bir kuş olduğunu meçhul bırakıyor. Ayette kullanılan ‘kuş’ sözcüğünü kişiler, hayal güçlerine göre tevil edebilirler.
İkinci cümledeki ”fî tadlîl” kelimesi, H.1360 / M.1941 tarihini verir. şovenizm sapıklığının en etkin zamanını gösterir.
”Keydehüm fî tadlîl” kelimesi ebceden 1439 ediyor. Bu tarihte en modern silahlara güvenip, hile ile ülke gaspı yapmaya çalışanların varlığına işaret eder. Hakka taraf olunursa hilecilerin hilesi hilecilerin kendini bozar.
DÖRDÜNCÜ CÜMLE: ”Termîhim bi hıcâretin min siccîl” tanımına dikkat ettiğimizde, ebâbîlin günümüzün savaş uçağı filosu olduğunu anlarız.
Ebâbîl sözcüğü birbirini takip eden bölükler veya gruplar demektir. Ebâbillik, İkinci Dünya Harbi’nde gruplar halinde havalanan uçaklar üzerinde tecelli etmiştir.
Kendi ırkından başkasını insan görmeyen, yeryüzüne şovenizmi hakim kılmak isteyen Adolf Hitler, tank gücüne güvendi (Ebreheliğe özendi); o tanklar gruplar halinde gelen İngiliz savaş uçaklarının bıraktığı bombalarla telef edildi.
”Hıcâretin min siccîl”, markalanmış, bir depoda kayıt altına alınmış sert nesne demektir. Bu nesneler engelleyici, men edici vasıflıdır. Uçaktan bırakıldığında, düştüğü yeri tahrip eder. Zamanımızda kullanılan her silahın ve patlayıcının üzerinde, yapıcının ve geldiği yerin etiketi bulunur.
BEŞİNCİ CÜMLE: ”Fe cealehüm ke asfin me’kûlin” Yani, onları -asfin me’küle- çevirdi. Yani, kuşların aşağıya bıraktıkları nesneler Ebrehe’yi ve ordusunu telef etti; işlevsiz bıraktı.
İkinci Dünya Savaşı’da istilayı kolaylaştıracağı sanılan tanklar uçaklardan bırakılan bombalarla tahrip edilip hurda yığınına döndürüldü.