Hayır. Rüya ile amel edilmez.
Muhammed Rıza adlı Nurcu arkadaş, Bediüzzaman’ın, O’nun bir risalesinin ve bazı abilerin içinde olduğu rüya görmüş. Rüyası şöyle: Nurcu cemaatlerin ileri gelenleriyle bir odada Said Nursi’nin huzurunda imişler. Ama Said Nursi gözükmüyormuş. Ortada O’nun bir risalesi varmış; o risalenin sayfaları açılıp kapanıyormuş. Yani Said Nursi konuşuyormuş. İleri gelenlerin bir kaçı hariç, konuşmayı korkuyla dinliyorlarmış. Lakin keşke sussa der gibi bir durumdaymışlar. Said Nursi’nin sesi celalli imiş, ”Ben Hüsnü benim vekilim demedim mi, demedim mi, ne istiyorsunuz, demedim mi?” demiş. Nurcu cemaat ileri gelenlerinin bazısı pusmuş ve kızmış. O haldeyken ortada olan risaleden bir sayfa açılmış. Sayfada ‘ağabey’ bilinen bazılarının isimleri Arapça harflerle parlıyormuş; sonra onların suretleri beliriyormuş. Odadaki Nurcu ileri gelenler bunalmış vaziyette odadan çıkmışlar. Rıza efendi Nurcu ileri gelenlerin tavırlarına hayret etmiş. O sesi Said Nursi’nin ilanatı bildiğinden, tüm aleme duyurmaya karar vermiş.
Bu rüyaya Türkiye içindeki bir kısım Nurcular çok önem vermişler…
Facebook sayfalarından anladığıma göre, bu rüya yüzünden Nurcu cemaatler arasında tartışma çıkmış.
Fikir beyan etmek normaldir…
Fikir beyan edenlere hakaretvari karşılık verenlerin durumu normal sayılamaz…
Bu durum, 67 yıldır devletin yönetenlerini bile etkileyen Nurculuk hareketinin sönme aşamasına geldiğinin işareti olur. Tartışmanın şeklinden anlaşılıyor ki, Nurcuların bazısı o rüyayı amel edilmesi gereken rüya sanmışlar. Bu sanının batıl ve hurafe olduğunu kavrayamamışlar.
Bu rüyayı rüya ilmi gereğince yorumlayayım:
Muhammed Rıza Efendi, ”Rüyada bir odada Üstad’ın huzurundayız” diyor ama Üstad’ın (Said Nursi’nin) görünmediğini de belirtiyor. Anlamı şu: Said Nursi adına hareket eden bir kişi veya grup var. Kendini açık etmiyor. Çünkü Risale-i Nur şakirdi değil. İleriye dönük planını tüm Nurcu cemaatlere empoze etmeye çalışacak. Bu plan Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalama planıyla ilgili olabilir.
Ortada, yani masa veya sehpa üzerinde sayfaları açılıp kapanan risale, kendini açık etmeyen kişi veya grubun genelgesidir. Said Nursi’nin konuşması, genelgenin Said Nursi’nin sözü gibi kabul edilmesidir. Nurcu ileri gelenlerinin bazısının korkması, genelgeye uymadıklarında başlarına ne geleceği endişesidir.
Gözükmeyen Said Nursi’nin celalli sesinin ”Ben Hüsnü benim vekilimdir demedim mi, demedim mi, ne istiyorsunuz, demedim mi?” şeklinde çıkması, Said Nursi adına hareket eden kişi veya grubun, diğer Nurcu gruplar üzerinde Hüsnü Bayram adıyla inisiyatif kazanmak istemesidir. Çünkü Hüsnü Bayran Said Nursi’nin hayattaki son vekilidir. Ama ilmi kariyeri devam ettiren, Risallerden ders alanları yönlendiren anlamda vekil değil. Hüsnü Bayram, ona saygısı olan tüm Nurculara ‘yönlendirici’ şeklinde sunulacak.
O sesi duyan bazı Nurcu cemaat öncülerinin bu sesten pusmuş ve kızmış olmaları, Said Nursi adına hareket edenin Said Nursi’ye sevgisinin ve bağlantısının olmadığını fark edeceklerinin işaretidir. Lakin o kişi veya gruba karşı gelme güçleri olmayacak. Düştükleri akıntıda sürüklenecekler.
Rüyayı gören Muhammed Rıza Efendi, ortada görülen risaleden bir sayfa açıldığını söylüyor. Bu, Nurcu cemaatler hakkında stratejik sayfa açılması demektir. Tüm Nurcu gruplar, Said Nursi’nin risalelerini kendi anladıkları gibi değil Said Nursi adına hareket edenin anlatacağı şekilde kabul etmeleri istenecek. Risale sayfasında Arabi yazıyla bazı ağabey bilinenlerin isimlerinin parlayarak gözükmesi, stratejiyi uygulayacak olanlardır. Onlar kimlerdir?.. Arapça yazı, risalelerin Osmanlıca asıllarına önem veren kişiler olduğu kanaatini vermekte. Yani Harf İnkılabı’nı kabul etmeyenler. Halbuki Said Nursi, risalelerinin Türkiye Cumhuriyeti alfabesiyle bastırılmasını, ilgililere ve tüm ülkeye, o şekilde dağıtılmasını istemiş.
Orada bulunan Nurcu ileri gelenlerinin odadan bunalarak çıktıkları belirtiliyor. Bu, Said Nursi adına hareket edenin empozesinden hoşnut olmayacakları ama yapacakları başka bir şey de bulamayacakları anlamındadır. Rüyayı gören Muhammed Rıza efendi, rüyayı sahih sanmış etkisinde kalmış. Bunun ilmini bilmediği için gördüğü rüya ile amel etme niyetine girmiş.
Rüya ile aynen görüldüğü şekilde amel etme anlayışı, doğru bir anlayış değildir. Amel eden kişiyi veya toplumu vartaya düşürür.