ÇAPAR KANAT
2008 yılında endüstriyel süt sektörü bir bu ülkeye gerçek tam bir katliam yaşatmışlardı. Üreticiler zarar ettirilmesi sonucunda hamile, karnı boş, dolu süt ineklerini kasaba gönderilmişti.
Evet, mübalağa etmiyorum, ülkemiz 2008 yılından bu yana hayvancılık, et, süt krizi yaşıyorsa, canlı besilik, damızlık hayvan ithal ediliyor, ülkenin 15 milyar Türk Lirası kaybedilmişse bunun doğrudan sorumlusu endsütriyel süt sektörüdür. Fazla kazanç hırsı ülkemizin hayvancılık sektörünü bu hale getiriyor. Ülkeye bu kadar zarar ettirdikleri yetmiyormuş gibi bir de utanmadan süt ve süt ürünleri ihracatına parasal destek istiyorlar.!
Öylesine utanmazlar ki yem fiyatları düşmediği, Euro düştüğü bahanesiyle çiğ süt üretici temsilcileri ile oturtuldukları sahte pazarlık masasını tek taraflı terk ettiler.
Hayvan nihayetinde canlıdır. Büyümeleri, beslenmeleri insani titizlik ister. Hayvancılıkla uğraşan da buğday üretende çiftçidir. Fakat ikisini de yapanlardan olarak canlı hayvanı-üretmek- diyemiyorum- makine ürünleri geliyor aklıma-beslemek, çoğaltmak diğer tarım ürünlerine oranla çok zordur. Kışın o dondurucu soğuğunda inek gece yarısı buzağıladığında evin salonundaki sobanın yanına yatırılmak zorundadır. Eh tabii evdekilerin nefesleri ile onun nefesi biri birine karışır . Aile fertleri ile bir sevgi doğar aralarında. Dişi ise epey kalır avluda, erkek ise erken giderken kasaba, para-geçim gelecek olsa da üzer sahibini.. Var ise kırar para hırsını o canlı hayvanlar, çiftçilerin.
Çiftçi, karın tokluğuna satsa bir litre çiğ sütünü, yem alacak hem kendi hem onun karnını doyuracak kadar. İşte fırsat vermez endüstriyel süt sektörünün patronları..
Süt patronunun para kazanmak, hatta özel uçağa binmek, çocuklarını oxford’da okutmayı kendinde hak görür de çiftçinin ineğinin karnının doymasını bile çok görür. Olmasa da olur Türkiye’nin süt inekleri, çünkü süt ineği olmaz ise Avrupa Birliği’nin dampingli-destek ile ucuzlatılan süt tozları var.
Endüstriyel süt sektörünün sürdürülebilir sendikasızlaştırma çabalarını hiç yazmadım., hukuksuz tek yönlü güçlünün olduğu pazarlıkta dalevera-alevera ile satın aldığı bir malın hakkını vermeyenin çalışanına hak vermesi beklenemez. Halbuki sendikalaşma, tedarikçiden hakka hukuka dayanan bir satın almanın gerçekleşmesi, yaşanabilir bir Dünya’nın temel taşlarıdır. Sütte kalite arandığı kadar ambalajlı sütü üreten firmalarda da, patronlarında da kalite aranmaktadır. Reklamlarla imajları epey yüksek görünen firmaların Avrupa Kalite Ödülü’ne başvurduklarını görüyoruz. Kalite öncelikle satın aldığının hakkını, değerini vermektir. Utanmazca masayı terk etmek değil.!
Kimse kusura bakmasın. Hangi üretici temsilcisi gocunursa gocunsun, endüstriyel süt sektörü ‘’kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyor. Evet bir oyununu daha oynadı. Aralık ayının son günlerinde başlayan Ocak ayında da süren çiğ süt fiyat pazarlığını haksız, hukuksuz bir şekilde Mart-2015’e ertelediler. Kendileri ağa, üreticiler nasıl olsa maraba. Marabaların başına ise iyi baş tutucular konulmuş. Üreticilere fiyat oyunlarını kader, bazen de piyasa olarak gösteriyorlar
1 Litre Çiğ Sütün Maliyeti
İlk kez 1 Litre çiğ sütün maliyetinin ne olduğunun tartılmasını Çiğ Süt Üreticileri Grubu yapmıştı.
Türkiye’de ilk kez 1 litre çiğ sütün maliyetini çiğ süt üreticileri grubunda tartışılması neticesinde 24 Haziran 2010 tarihinde 75 kuruş olması gerektiğini Bilgiagi.net internet Gazetesi’nde yazmıştım. Halbuki çiğ sütün maliyetinin ne olduğunu hesaplatıp üreticilerin, sanayicilerin, kamuoynun önüne koymak kanunla kurulmuş Ulusal Süt Konseyi’nin görevi idi. Kamuoyu baskısı üzerine birkaç pazarlık öncesinde yayınladı ise de son bir yıldır yayınlamıyor. 2015 Mart’ına erteledikleri son pazarlıkta erteleme bahaneleri ne ilginçti: Euro düştü.
Euro düştü de, yem fiyatlarını yem fabrikaları düşürmemişti ki.
Haydi bakalım kolay gelsin Yem fabrikaları 20 Ocak 2015’te Yeme zam yaptı, ne dersiniz.?
Geçen yıldan Mart’a kadar da dolar arttı ve yem girdileri artı. Sürü yöneticisi olarak ismi değiştirilen Çoban fiyatları, elektrik fiyatları da artı. Büyükşehir kanunu ile şimdi adı mahalle olan köylerde artık su para ile oldu.
Şu an tam uygulanmıyor olsa da çiğ süt referans satın alım fiyatları 1,15 TL’dir.
Üreticilere şu anki maliyeti 1,4 TL’dir.
Mart sonunda gerçekleşecek pazarlıkta 1,5 TL olmalıdır.
Sevgili tüketiciler; çiftçilerimizin üretimlerini sürdürebilmeleri için bu fiyatın gerçekleşmesi gerek.
Endüstriyel süt sektörü kutu sütten net kazancı % 67’dir. Köylümüz, çiftçimiz, bunun çeyreğini bile kazanmıyor.
Endüstriyel süt sektörünü, iktidara, hükümete, sevgili Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanı sayın Mehdi Eker’ e değil siz tüketicilere şikayet ediyoruz.
Slow-Food İstanbul-Fikir Sahibi Damaklar Grubu’ndan Sayın Defne Koryürek’in ÇİĞ SÜT PAZARLIĞI MARTA ERTELENDİ başlıklı yazımdaki yorum-hatırlatmasına binaen bu yazımdır. Kendisine teşekkür ederim.
‘’ Çapar bey, çiğ sütün Ocak 2015 itibarı ile litre başına maliyetini de yazarsanız, pazarlığın ne kadar haksız bir pazarlık, ertelemenin nasıl haksız bir erteleme olduğu daha net görünür kanaatindeyim. hürmetler.’’
Ne demeli? Yukarda dedim ya.! Kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyorlar.
Sadece kediler değil kedilere fırsat verenler de utansın.!
KAYNAK: http://alotarim.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.