ZAHİDE UÇAR
BOP Eşbaşkanı dolaylı destek verdiği PKK’ya 16 Kasım 2013 günü Diyarbakır’da resmen katıldı.
Yasama, yürütme, yargı bu katılımı onayladı.
Kolluk güçleri biat etti. Katılımcıları koruyup kolladı.
İsveç’te verdiği bir konserde terörist başı Öcalan’ı “özgürlük savaşçısı”diye överken, Türkiye’yi “terörist devlet” ilan eden ŞivanPerver, peşmerge kıyafetiyle konser verdi.Perver ile Erdoğan’ın aynı düşünceyi paylaştığı Cumartesi günüispatlandı.
Erdoğan gizlice Yunanistan’a giderek Perver’innikah şahitliğini de yapmıştı.
Bebek katili yargılandığı süreçte İbrahim Tatlıses’in kendilerine yardım ettiğini söylemişti. Yardımları karşılığında Tatlıses otobüsleri Doğu’ya seferlerini rahatça yapmıştı. Tatlıses Şivan ile düet yaptı(!)..
Recep’in düet arkadaşı ise kendisiyle gurur duydukları Barzani idi…
Tencere-kapak. Çok yakıştılar birbirlerine…
Küresel çetenin memurlar… İkisi de çok zengin(!)..
İkisi de Kürtleri İsrail’e pazarlıyor.
Kerkük, Telafer’de yaşanan Türk katliamları Anadolu Türkleri için planlanıyor.
16 Kasım 2013 tarihinde kadim Türk şehri Diyarbekir’de küresel fahişelerin Büyük İsrail filmi oynandı.
Türk Ordusunun NATO(CİA) tarafından fişlenen subayları ile Genel Kurmay Başkanı terörist olarak damgalanırken, bebek katili “özgürlük savaşçısı” oluverdi(!)…
Özgürlük savaşçısı öyle mi? Kırk hovardası olan bir fahişeyi bakire diye pazarlayın(!).. Uyuşturucu baronu, tecavüzcü bebek katili…
BOP Eşbaşkanı 2004 yılında Diyarbakır’ı BOP’un yıldızı ilan etmişti.
Öcalan’ın yakalanıp içeri tıkılmasından sonra PKK geriledi. Türk Ordusu’na yenilen PKK’ya hayat öpücüğü lazımdı.PKK’nın Türk Ordusu ile savaşarak kazanamayacağını anlayan küresel eşkıya, siyasi piyonuyla PKK’ya hayat öpücüğü verdi. Moral verdi. Güç verdi.
Türk Ordusuna ilk kumpas Şemdinli’de kuruldu. 9 Kasım 2005’te Hakkari ili Şemdinli ilçesinde PKK’lı Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitapevinin bombalandığında bölgeye giden Erdoğan ilk önce Seferi Yılmaz’ı ziyaret etti. PKK’nın talebi doğrultusunda Vali’yi görevden aldı. Türk askeri ile PKK’yı eşitleyen sözler söyledi.
2005 yılında; “Kürdistan’ı Erdoğan’a kurduracaklar” diye yazdığımda, bana epey gülen olmuştu. Daha kırmızı çizgiler silinmemişti. Barzani’nin tanımı “postal yalayıcısıydı(!).. Oysa niyet belliydi. Ergün Poyraz’ın kitaplarında açıkladığı AKP’nin devşirme kurmayları köklerine hizmet edecekti.
Nil’den Fırat’a “Büyük İsrail” ve Kurtuluş Savaşıyla kesintiye uğrayan “Büyük Ermenistan’ı kurma” projesi… Bu proje içinde Kürtler yok. Kürtler bu gerçekle karşılaştıklarında, Filistin’in kaderini paylaşmaktan başka seçenekleri kalmayacak.
Güneydoğu’da yaşayan insanlar için gerçekten bir şey yapılmak istenseydi eğer;
Toprak reformu yapılır, insanlar ağanın marabası, kölesi olmaktan kurtarılırdı.
Doğu ve Güneydoğu’daki devletin kurduğu et balık gibi fabrikalar kapatılarak işsizlik körüklenmezdi.
Pervin Buldan gibi uyuşturucu ticareti ile ünlü bir ailenin ferdinin Kürtler için siyaset yapması ciddiye alınmazdı.
Ahmet Türk gibi bir ağa, devletle halkın arasına giren, Güneydoğu’daki problemlerin sorumlularından biri sorun çözüyorum komedisiyle ortaya çıkamazdı.
BDP takımı ve AKPKK’nın Güneydoğu’da kadınlara uygulanan töre cinayetleri hakkında konuştuklarını gördünüz mü? Küçücük kızların 70’lik sapkınlara eş diye pazarlanmasına sesleri çıktı mı?
Aşiret-tarikat-ağa sistemine tek laf ettiler mi? Etmezler. Çünkü bu sistemden besleniyorlar.
AKP siyaseti aslında niyetini hiç saklamadı. Belli ki devletin belli kademelerinde bir ortaklık kurulmuştu. O ortaklığı saklamak adına;
“Bilmiyorum, görmedim, duymadım” ihanet oyunu oynandı. Muhalefet ve belli kurumlar tıp(sessizlik) oyunuoynayarak,tepki enerjisi arttığında ise gaz alma görevi yaparak ihanete ortaklık ettiler.
Erdoğan ve danışmanları….
Erdoğan ve yakın kurmayları…
Hilmi Özkök, Aytaç Yalman, Yaşar Bükanıt, Necdet Özel vb…
Hakan Fidan ve ekibi,
Fetullah terör örgütü,
Y-CHP’nin yeni kurmayları…
Şehitlikler kalksın diyen TESEV üyesi Kılıçdaroğlu…
Ülkücü gençliği pasifize eden, MHP’yi şişeye tıkıp TIPA görevi yapan Bahçeli..
Cumartesi gün Diyarbekir’de, kadim Türk yurdunda küresel fahişelerce oynanan Türk’e meydan okuma oyunundan sorumludur!!.
UNUTMA!!.
Bir de vatan parçalanırken ortadan yok olanlar var.
Ahmet Necdet Sezer… Hani şu Ecevit’e kitap fırlatıp krize neden olan Cumhurbaşkanı… İkiz(bölünme) yasaları onaylayan şahıs. Hırsız olmadığı için yere göğe konamayan zat(!)… Millet kendisini gelebilecek en yüksek yere getirmiş… Atatürk’ün makamına oturtmuş. Bu ülkeden en az payı aldığı halde ülkeyi savunmak için hayatını kaybeden, esir olan insanların olduğu bir ülkede adeta yok olan şahıs… Kendisini adeta unutturması kimseyi düşündürmüyor mu?
Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan geçer diyen Mesut Yılmaz nerede? Gören var mı?
Tansu zaten Erdoğan’ın danışmanı…
Mehmet Ağar…PKK’ya “dağdan düz ovaya inip siyaset yapsınlar” diyen şahıs…
Erdoğan’ın iz düşümü olan Sarı Gül deTayyipçilik oynuyor.Fetullah terör örgütüne güzellemeler yapıyor.Bu Gül’ler nedense bana hep “HAÇ ve Gül Kardeşliği, tapınak şövalyeleri” figürlerini hatırlatıyor.
Umudunu seçimlere bağlayanlar; Cumartesi gün Diyarbekir’de Türk Milletine meydan okundu. Muhalefet gerçekten muhalefet olsaydı, ülke bu günkü noktaya gelmezdi.
Bundan sonraki yazımda bu konuyu daha detaylı işleyeceğim.
16 Kasım 2013 günü AKP Diyarbekir’de Barzani eşliğinde PKK’ya katıldı…
Bu katılımı kutlamak için PKK’lı ŞivanPerver ile Abraham(!) Tatlıses düet yaptı.
Muhalefet arazi oldu.
TBMM ve Ankara işgal altındadır!!.
İşgal altında kalan bir milletin kendini savunma hakkı vardır!!.
ACİLEN!!..
19.11.2013
zahide@zahideucar.com
www.zahideucar.com