Bugün Ermenistan’ın başşehri olan Revan yahut Erivan’ın tarihi hakkında muhtelif bilgiler vardır. Osmanlı kaynaklarında ismi ilk defa Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferi münasebetiyle geçmektedir. Evliya Çelebi de eserinde, Timur’un tâcirlerinden birisi tarafından kurulduğunu ve Safevî Şah İsmail’in vezirleri tarafından şehir hâline getirildiğinden bahseder. Kanunî Sultan Süleyman döneminde İranlıların Kars ve Erzurum taraflarına saldırması üzerine, Erivan ve çevresine Osmanlı kuvvetleri gönderilmiştir. Erivan’ın tamamen fethedilip bir eyalet hâline getirilmesi Sultan 3. Murad döneminde Özdemiroğlu Osman ve Ferhad Paşaların gayretleri ile mümkün olmuştur. Özellikle Ferhad Paşa, Erivan istihkâm ve kalesini yeniden inşa ettirerek şehri daha da muhkem hâle getirmiştir. Bu dönemde İran ile cereyan eden savaşlar neticesinde 1590 tarihindeki anlaşma ile bölge, Osmanlılara verilmişti. Döneme ait Osmanlı arşiv kayıtlarına göre; 27 nahiyeden müteşekkil olan Revan eyaletinin merkezi Erivan, altı mahalle ve doksandan fazla Türk köy ve kasabalarından meydana gelmekteydi. Celâli isyanlarının yaşandığı dönemde İran Şahı 1. Abbas yedi aylık bir muhasaradan sonra şehri almışsa da, Osmanlı kuvvetlerinin geldiğini duyunca şehri tahrip ederek ahalisini göç ettirmişti. Sultan 2. Osman döneminde yapılan anlaşma ile şehir, İran’a bırakılmıştı.
Sultan 4. Murad’ın devlete hâkim olmasından sonra İran ile mücadeleler yeni bir boyut kazanmıştır. Bu dönemde Bağdat’ın İran’ın eline geçmesi ancak geri alınamaması üzerine padişah birinci İran seferine çıkmıştı. Üsküdar-Erzurum yolu 3 ay 5 günde kat edilmişti. Padişah yolda Celâli ileri gelenlerinden birçok kimseyi idam ettirerek asayişi yeniden sağlamıştı. Dokuz gün Erzurum’da kalan padişah, burada 50 bin kişilik bir kuvvet bırakarak, 200 bin kişi ile Revan’a geldi. Bu sırada küçük bir subay rütbesi ile Osmanlı ordusunda bulunan devrin önemli âlimlerinden Kâtip Çelebi, bu kadar kalabalık bir ordunun şimdiye kadar bir araya toplanmadığından bahsetmektedir. O tarihte tamamen Türklerle meskûn bulunan Revan şehrinin muhasarasına başlandı. Osmanlı ordusunun gücü karşısında muhasara ancak 11 gün sürdü ve 8 Ağustos’ta kalenin müdafileri teslim oldu. 1604 tarihinde elimizden çıkan Revan, 31 yıl sonra yeniden fethedilmiş oldu. Kale kumandanı Emir Gûneoğlu Sünnî mezhebini kabul ederek Yusuf Paşa ismini aldı ve kendisine vezirlik rütbesi verildi. Daha sonra padişahın nedimleri arasına girerek İstanbul Boğaziçi’nde bir yalı ve bahçe ihsan edilerek orada ikamet ettirildi. Bu bölgenin adı daha sonra Emirgân olarak kalmıştır. Osmanlı padişahının daha birçok fetihten sonra hastalığı sebebiyle payitahta dönmek zorunda kalması üzerine İranlılar Revan’ı yeniden kuşattı. Kış olmasına rağmen Revan’a yardım etmek isteyen Sadrazam Tabanıyassı Mehmet Paşa Kars’a kadar geldi. Yolda birçok asker donarak şehit oldu. Ancak şehre imdat mümkün olmadı. Şehirde bulunan on bin civarındaki Osmanlı askeri, üç aylık bir muhasaradan sonra teslim olmak zorunda kaldı. 1639 anlaşması ile Erivan ve bölgedeki birçok şehir İranlılara bırakıldı. Sonraki dönemlerde de Revan Osmanlı-İran arasındaki hâkimiyet mücadelelerinin yaşandığı alanlardan birisi olmaya devam etmiştir. 19. yüzyıldan sonra ise, bölgeyi işgal eden Ruslar demografik yapıyı da tamamen değiştirerek, şehir ve çevresinde Ermeni nüfusun hâkim olmasını sağlamışlardır.
Ağustosta Yaşanan Bazı Mühim Hâdiseler
9 Ağustos 1389 1. Kosova Zaferi ve Sultan 1. Murad’ın Şehadeti
14 Ağustos 1947 Pakistan’ın Bağımsızlığını Kazanması
21 Ağustos 1969 Mescid-i Aksâ’nın Yahudilerce Yakılması