Hedefler: ABD, İran’ın en kritik nükleer tesisleri olan Fordo, Natanz ve İsfahan’ı hedef aldı. Fordo, yüksek düzeyde korunan bir yeraltı uranyum zenginleştirme merkezi olarak biliniyor ve İran’ın nükleer programının kalbi kabul ediliyor. Natanz, ülkenin en büyük uranyum zenginleştirme tesisi, İsfahan ise uranyum hekzaflorür (UF6) gazı üretimiyle tanınıyor.
Kullanılan Silahlar: Saldırıda, B-2 hayalet bombardıman uçakları tarafından taşınan GBU-57A/B Massive Ordnance Penetrator (MOP) “sığınak delici” bombalar kullanıldı. Fordo tesisine 6 adet sığınak delici mühimmat atıldığı, Natanz ve İsfahan tesislerinin ise bölgedeki Amerikan denizaltılarından fırlatılan 30 Tomahawk füzesiyle vurulduğu belirtildi.
Operasyonun Kapsamı: Trump, sosyal medya platformu Truth Social’da yaptığı açıklamada, saldırının “son derece başarılı” olduğunu ve tüm uçakların İran hava sahasını terk ederek güvenli şekilde üslerine döndüğünü ifade etti. Fordo’nun “tamamen yok edildiği” iddia edildi.
İsrail’in Rolü: Saldırılar, İsrail ile tam koordinasyon içinde gerçekleştirildi. İsrail’e ait 6 adet B-2 tipi savaş uçağının da operasyona katıldığı öne sürüldü. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Trump’a teşekkür ederek, saldırıyı “tarihi bir an” ve İran’ın nükleer programına “öldürücü bir darbe” olarak nitelendirdi.
Resmi Açıklama: İran, Fordo, Natanz ve İsfahan tesislerine yönelik saldırıları doğruladı. İran devlet televizyonu ve yarı resmi haber ajansı Tesnim, tesislerin vurulduğunu ancak Fordo’da nükleer sızıntı olmadığını bildirdi. Kum eyaleti valilik yetkilisi, tesisin hasar gördüğünü ancak çevrede radyasyon sızıntısı tespit edilmediğini açıkladı.
Diplomatik Tepki: İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD’nin saldırısını “uluslararası hukukun ve BM Sözleşmesi’nin ağır ihlali” olarak nitelendirerek, İran’ın BM Şartı kapsamında “egemenliğini, halkını ve çıkarlarını korumak için tüm seçenekleri değerlendirdiğini” belirtti. İran, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) acil toplantıya çağırdı.
Misilleme Hazırlığı: İran, saldırıya yanıt olarak misilleme seçeneklerini değerlendirdiğini duyurdu. İran Devrim Muhafızları Ordusu Sözcüsü Tuğgeneral Ali Muhammed Nayini, daha önce İsrail’e yönelik füze saldırılarında Tel Aviv ve Hayfa’daki stratejik noktaları vurduklarını belirtmişti. ABD’nin saldırısı sonrası yeni bir misilleme dalgası bekleniyor.
BM Genel Sekreteri: Antonio Guterres, saldırının bölgedeki gerilimi artıran “tehlikeli bir tırmanış” olduğunu belirterek, İran’a karşı güç kullanımından derin endişe duyduğunu ifade etti. Guterres, çatışmanın kontrolden çıkma riskine dikkat çekti.
UAEA: Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), saldırılar sonrası bölgede radyasyon seviyesinde artış tespit edilmediğini rapor etti.
Türkiye ve Diğer Ülkeler: Türkiye, daha önce İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını kınamıştı. ABD’nin dahil olmasıyla bölgesel gerilimin artması, Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin tepkisini çekebilir.
Avrupa Birliği: AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, İsrail’in saldırıları sonrası İran ile nükleer görüşmelerin “boşa düştüğünü” belirtmişti. ABD’nin saldırısı, bu görüşmelerin tamamen çökme riskini artırdı.
İsrail’in Operasyonları: Saldırılar, İsrail’in 13 Haziran 2025’te “Yükselen Aslan Harekatı” adıyla başlattığı ve İran’ın nükleer tesisleri, balistik füze üsleri ve üst düzey komutanlarını hedef alan operasyonların bir uzantısı. İsrail, İran’ın nükleer programını “varoluşsal tehdit” olarak görüyor ve bu tesislerin imhasını uzun süredir savunuyordu.
İran’ın Nükleer Programı: İran, nükleer programının barışçıl olduğunu iddia etse de, 2018’de ABD’nin Ortak Kapsamlı Eylem Planı’ndan (JCPOA) çekilmesi sonrası uranyum zenginleştirme faaliyetlerini artırdı. UAEA, Mart 2025’te İran’ın %60 saflıkta 408 kg uranyum stoğuna sahip olduğunu ve bunun nükleer silah üretimi için yeterli olabileceğini bildirdi.
ABD’nin Dahil Olması: Trump, 18 Haziran’da İran’a yönelik bir saldırı olasılığı hakkında “yapabilirim de yapmayabilirim” demiş, ancak Beyaz Saray iki hafta içinde karar vereceğini açıklamıştı. Saldırı, ABD’nin İsrail’in çağrılarına yanıt vererek çatışmaya resmen dahil olduğunu gösteriyor.
Fordo: Tahran’ın 160 km güneyinde, bir dağın derinliklerinde yer alan yeraltı tesisi. Yaklaşık 3.000 santrifüj kapasitesine sahip ve yüksek düzeyde koruma altında. 2009’da gizli inşası ortaya çıkmıştı.
Natanz: İran’ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi. 50.000 santrifüj kapasitesine sahip ve %60 saflıkta uranyum zenginleştiriyor. Daha önce Stuxnet siber saldırısı ve 2021’deki patlama gibi sabotajlara hedef olmuştu.
İsfahan: Uranyum hekzaflorür gazı üretimi yapan tesis. Nükleer yakıt üretiminde kritik bir rol oynuyor.
ABD’nin saldırısı, İran’ın nükleer programına ağır bir darbe indirmeyi amaçlasa da, İran’ın misilleme tehditleri ve bölgedeki gerilimin artması, daha geniş çaplı bir çatışma riskini artırıyor. Trump, İran’a “barış yapma” çağrısında bulunurken, sonraki saldırıların daha ağır olabileceği uyarısını yaptı. İran, balistik füze kapasitesini kullanarak misilleme yapabilir, bu da Hürmüz Boğazı gibi stratejik bölgelerde enerji arzını etkileyebilir.
Bölgedeki gelişmeler, uluslararası toplumun diplomatik çabalarını ve olası yaptırımları etkileyecek. İran’ın nükleer programının geleceği ve bölgedeki güç dengeleri, önümüzdeki günlerde daha net bir şekil alacak.